Jump to content

Kabala'da dört dünya


nevermore

Önerilen Mesajlar

http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/ezoterizm/images/e53.JPG

Evrendeki Bir’lik ve Bütün’lük ilkesine göre şekillenen bizim eski dediğimiz ama aslında eski değil de kadim sayılan bilgelik okulları ve ezoterik çalışmalar; görünmeyen etkileşimlerin işleyiş etkileri, insanların ve cisimlerin enerji dengeleri, enerji hatları ve bu etkileşimlerin, enerjilerin nasıl kullanılacağı hakkında bir hayli geniş bilgilere sahipti. Günümüzde ise her öğreti gibi maalesef Kabala öğretisi de çeşitli modern ve dejenere edilmiş Kabala tarikatlarının etkisi ile giderek yozlaşmakta ve bu kadim bilgiler, hak etmedikleri bir kolaylıkla elde edilir ve hemen kullanılabilir gibi pazarlamacı bir mantıkla insanlara sunulmaktadır. Oysa tüm ezoterik öğretilerin tek bir simyası vardır bu da bilginin insanı değiştirmesi simyasıdır. Gerçek simyacı madeni altına dönüştüren değil kendi iç varlığına ulaşan ve benliğindeki evrensel değerleri dünyada yaşarken açığa çıkarandır. Eğer aldığınız bilgi sizde bir değişime neden olmuyorsa, o bilgi bir süre sonra sizi dejenere bile edebilir. Eskiler biriktirilecek çok bilgi yerine sadelikle uygulanacak az bilgiyi tercih ederlerdi.

Eğer karşılaştırmalı bir bakış açısı ile ele alacak olursak, Kabala’daki Sefirotun astrolojide karşılığı vardır. Kabalistik astrolojide ele alınan değişken Sefirot takım yıldızlarının çalışma şekli birçok bölümlerden oluşmuştur ve ezoterik astroloji hakkında bilgi sahibi olmak, konuyu daha da derinden araştırmak isteyenlerin, astroloji ile Kabala arasında da bir bağ kurmasında bilgide derinleşme adına yararlar vardır. Kabala’ da bilginin 10 katmanda açılışına Sefirot adı verilir. Her sefirahtaki anlık dinamizm, minyatür ağacın damarlarındaki özsu akışına benzetilebilir. Bu dinamizmi ve bilgi açılımının astrolojideki karşılığı ise Feleklerdir. Kutsal metinlerde de bilgi 10 emirle açılım gösterir. Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter, Satürn Feleğinin üstündeki sekizinci Felek Burçlar Feleği yani Zodyaktır, onun üstünde Atlas Feleği vardır. En tepede ise İslam Kozmolojisinde büyük bir önem taşıyan Arş-ı Azam yani Her Şeyi Kuşatan vardır.

http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/ezoterizm/images/e56.GIF

FELEKLER

10

ARŞ

9

ATLAS FELEĞİ

8

SABİT YILDIZLAR(ZODYAK)

7

SATÜRN FELEĞİ

6

JÜPİTER FELEĞİ

5

MARS FELEĞİ

4

GÜNEŞ FELEĞİ

3

VENÜS FELEĞİ

2

MERKÜR FELEĞİ

1

AY FELEĞİ

Hermes’e göre “Yukarıdaki aşağıdaki gibidir ve aşağıdaki yukarıdaki gibidir.”

Astrolojideki Felekler sistemi, makrodan mikroya inişin bir simgesi gibidir. Yukarıdaki aşağıdakine benzer ilkesine uygun olarak incelenen bu açılışların ve yayılımların astrolojideki karşılığı bireysel doğum haritalarındaki işaretleri doğru değerlendirip, haritaların evrensel akışa göre yönlendirilmelerine destek vermektir.

http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/ezoterizm/images/e54.JPG Astroloji evrensel enerji akışının, gezegenlere ve bireylere inişinin yönünü ve görünenin ardındaki görünmeyendeki etkilerini araştırırken; gök cisimlerinin pozisyonlarını, yaydıkları titreşimlerin insan yaşamı üzerindeki etkilerini de açığa çıkarır ve aslında ruhsal bir araştırma alanıdır ve özellikle gidilecek yolu işaret etmeye çalışır. Günümüze ulaşan ve halen yozlaşmamış haliyle korunan sağlam temelli astroloji bilgileri, kadim astrolojinin temel ve ezoterik bilgileridir. Titreşimlerden ve enerjilerden ibaret bir evren anlayışına sahip olan eski astrologlar, astrolojiyi çevrelerine şirin göstermek ya da onların tepkilerinden çekinerek, astrolojinin bu kadim özelliklerinden taviz vermek yerine, gerçeğe her zaman korkusuzca yaklaşmışlar ve özellikle geleceğe yönelik öngörülerinde, sadece yıldız haritalarının yorumlarıyla yetinmeyip, sezgilerini ve tüm psişik yeteneklerini de çekinmeden kullanmışlar ve bilgilerini insanlardan saklamak gereğini duymamışlardır. Aksine asli görevleri olan işaretleri doğru değerlendirme vazifelerini yerine getirmeye çalışmışlardır.

Kadim Astrolojiye göre, güç alanlarının karşılıklı dinamik etkileşimlerinden ortaya çıkan yani olasılık ve bilgi açısından zengin bir evren anlayışında, her şey canlıdır ve cansız şeylerle değil, canlı varlıklarla her düzeyden karşılıklı etkileşim içinde olduğumuz bir evrende yaşarız. Birçok ruhsal öğreti de doğal olarak astroloji gibi her şeyin meydana geldiği asli bir teklikten ya da ruhtan söz eder. Bu kadim öğretiler, günümüz çağdaş fiziği ile de büyük paralellikler göstermektedir. Fizikçiler artık her şeyin iç içe olduğu temel bir durumun varlığını tartışıyor. Bu düzen, evrenin kendisini dolaylı olarak ifade ettiği bütünselliktir; sırayla, evrendeki her madde ve nesne bu bütünselliği, saklı düzeni içerir. Kozmosun tamamı her birimizin içinde de saklıdır. Bu iç içe geçmiş saklı düzende, bizim bildiğimiz zaman ve mekan yoktur, kuantum fiziği de parçacık fiziğinin derinlerine indikçe mistiklerin bu tanımları ile karşılaşmaktadır. Modern fizikte de kadim kozmolojik evren tanımlarında da, evren maddenin de oluştuğu enerji ve alanlardan meydana gelmiştir. Enerji her şekli alabilirken, alanlar da enerjiyi şekillere dönüştüren modelleri oluşturur. Hem enerji hem de alanların tek bir bütünden meydana geldiği yönünde öne sürülen bu hipotez evrensel enerji akışının yönlendirilmesi konusunda da bir ipucu niteliğindedir. Bir bir bütündür ve her şey onda saklıdır.

http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/ezoterizm/images/e52.JPG Kabala’ da ise, Hayat ağacı belirmenin yani oluşumun kutsal dünyasını teşkil eder ve varoluş ilk önce buradan başlar. Bu dünya Azilut'tur. (İbranice 'de yakınlık demektir) Azilut dünyasının doğasında, varolan bütün dinamikler ve kurallar tam olarak mevcuttur, çünkü orası saf iradenin (isteğin) olduğu yerdir. Kutsal varoluş, büyük kozmik çemberlerin dizilişi boyunca yaratılış, en yüksek gök kubbeden en küçük parçaya kadar uzayda halka halka yayılacaktır. Sonsuzluktan şu ana, çağlardan haftalara ve oradan da günlerin sonuna vardığı zaman her şey tam olur.

Saah’da ise “ Herkes benim adımla çağrılana dek ki ben onu zarafetim için yarattım, ona şekil verdim yani onu yaptım” diye anılır. Çağrılmak, yaratılmak, şekil vermek ve yapmanın dört evresi, kutsal kitapların ve Kabalanın içinde sık sık yinelenir, bunlar en eski hayat ağacında (Azilut'ta) bulunurlar ve sembolik olarak ağacın kök, gövde, dal ve meyveleri ile ifade edilirler.

" Bu dört evre Tetragrammaton (dört kutsal harf) veya Tanrının en özel ismi YHVH 'nin dört harfiyle de açıklanabilir."

http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/ezoterizm/images/e55.JPG

 

alıntı

nevermore tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kabala yüzeysel işlenmiş.

Biraz daha derinlere insek,Kimler tarafından ve hangi sebeplerle kullanıldıgı mesela.

Yahudiler kabalaya Tevrattan daha cok önem verdigini unutmayalım,Kabala büyü ve sihir kitabının özeti niteligindedir.

Yahudi'lerin inançlarına göre Allah (Yehova) H.z Adem ile Havva'ya bazı sihir ve büyü formülleri vermiş. Dünya'ya geldiklerinde bu sihirleri kuşaktan kuşağa anlatmışlar ve silsile yolu ile nesilden nesile bildirmişler.

 

Adem'den, Nuh aleyhisselama ondan da İbrahim'e, İbrahim'den Musa'ya, Musa'dan da kardeşi Harun'a ve Harun'dan da Haham lara aktarılan sihir formüllerinin tümüne ‘'kabala'' diyorlar.

Şu anda bile kabalist bir yapıya sahip İsrail devleti aslında Tevrat değil, Kabala'ya göre yönetiliyor.

Bu konu cok derin, ama dedigim gibi nedense yüzeysel yazılmış ve konu oylece bırakılmış.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

burada başlıkta yazdığı gibi kabalanın 4 dünya kavramına değinilmiştir...biraz bakarsan diğer başlıklarda da kabalayla ilgili farklı ve kısa bilgiler olduğunu görürsün...eksikleri de sen başlık açarak tamamlarsın ...böylece bereketlenmiş olur bilgiler...

 

sadece israil mi kabalayla yönetiliyor !hah!

 

pozitif paylaşımlar dilerim...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Foruma ilk girişim,farklı konularda goremedim,ilk gördügüm yere ,yani burada yazdım,yanlış yere yazdım ise Mod. arkadaşlar taşır sorun yok.

Ben negatif bir yaklaşımda bulunmadım,eksik olan bilgileri yazarak bilgi paylaşımının saglanmasını istedim.

Said-i Nursi bile kabalaya ilgi duymuştur,bu herkesce bilinmektedir.

Gerisini siz düşünün.

soyledigim gibi,siz iyi okumamışsınız,konusulacak cok sey var,yüzeysel kalmıs dedim.

Bence siz pozitif yaklaşın derim.

!hah! nedir? Türkçe'sinide yazsanızda birazcık bilgilensek.Biraz cahil kaldık malumunuz.

--------------------

Şu an cıkmalıyım.

Gece girebilirsem,konu acar veya konumuza uygun başka bir konu varsa bilgi paylaşmak adına tartışabiliriz.

Saygılar.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

foruma ilk girişinse biraz daha araştırıp neyin ne olduğunu anladıktan sonra yazabilirdin ;sadece eleştirmek amaçlı değil.

önce forumları iyice araştırıp okur sonra bir şeyler ekler veya eleştirirsen verim katarsın...diğer söylediklerini yoksayıyorum boş olduklarından bana göre...

eyvallah.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kabala yüzeysel işlenmiş.

Biraz daha derinlere insek,Kimler tarafından ve hangi sebeplerle kullanıldıgı mesela.

Yahudiler kabalaya Tevrattan daha cok önem verdigini unutmayalım,Kabala büyü ve sihir kitabının özeti niteligindedir.

Yahudi'lerin inançlarına göre Allah (Yehova) H.z Adem ile Havva'ya bazı sihir ve büyü formülleri vermiş. Dünya'ya geldiklerinde bu sihirleri kuşaktan kuşağa anlatmışlar ve silsile yolu ile nesilden nesile bildirmişler.

 

Adem'den, Nuh aleyhisselama ondan da İbrahim'e, İbrahim'den Musa'ya, Musa'dan da kardeşi Harun'a ve Harun'dan da Haham lara aktarılan sihir formüllerinin tümüne ‘'kabala'' diyorlar.

Şu anda bile kabalist bir yapıya sahip İsrail devleti aslında Tevrat değil, Kabala'ya göre yönetiliyor.

Bu konu cok derin, ama dedigim gibi nedense yüzeysel yazılmış ve konu oylece bırakılmış.

 

1.Kabala yahudiliğe ait birşey değildir.tarih boyunca dinler ekoller kendi tek eline almaya çalışmıştır

ortaçağ hristiyanları bile bunu denemişlerdir.

2.Kabala bir büyü yada sihir değildir hermetik kabala dediğimiz şeyde büyü vardır ancak bu geçrek bir kabala değildir

3.Yehova kimseye büyü formülleri vermemiştir ama yahudilerin kendilerince büyüleri vardır bunlar kabala olarak nitenelndirilemez.

4.kabala hahamlar ile aktarılan bir büyü değil bir ilim olarak görülür lakabal sözcüğünden gelir.

maddeler halinde oldu ama yanlış anlaşılmasın sadece daha düzenli olması için böyle yaptım

--------------------

herşey astrolojiyle ilgilidir aslında , astroloji de herşeyle...

 

herşey birbirinden etkilenmiştir ona bakarsanız ben birçok şeyde kabalistik öge bulabilirim.

astrolojide simyadan gelmiştir birçok terim...

ama direk anlamda astrolojiden yararlanılmaz söyleidğim buydu.

--------------------

Foruma ilk girişim,farklı konularda goremedim,ilk gördügüm yere ,yani burada yazdım,yanlış yere yazdım ise Mod. arkadaşlar taşır sorun yok.

Ben negatif bir yaklaşımda bulunmadım,eksik olan bilgileri yazarak bilgi paylaşımının saglanmasını istedim.

Said-i Nursi bile kabalaya ilgi duymuştur,bu herkesce bilinmektedir.

Gerisini siz düşünün.

soyledigim gibi,siz iyi okumamışsınız,konusulacak cok sey var,yüzeysel kalmıs dedim.

Bence siz pozitif yaklaşın derim.

!hah! nedir? Türkçe'sinide yazsanızda birazcık bilgilensek.Biraz cahil kaldık malumunuz.

--------------------

Şu an cıkmalıyım.

Gece girebilirsem,konu acar veya konumuza uygun başka bir konu varsa bilgi paylaşmak adına tartışabiliriz.

Saygılar.

 

Said-i Nursi dediğimizi insan aslında benim nezlimde hiçtir neden diyeceksiniz oda bana kalsın :)

ve yazdıklarınızda ego sesiyorum biraz daha uygnu konuşmanızı rica ediyorum yanılıyorda

olabilirim ama okumuyorsunuz bilmiyorsunuz gibi bir davranış yakışmıyoru.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

1.Kabala yahudiliğe ait birşey değildir.tarih boyunca dinler ekoller kendi tek eline almaya çalışmıştır

ortaçağ hristiyanları bile bunu denemişlerdir.

2.Kabala bir büyü yada sihir değildir hermetik kabala dediğimiz şeyde büyü vardır ancak bu geçrek bir kabala değildir

3.Yehova kimseye büyü formülleri vermemiştir ama yahudilerin kendilerince büyüleri vardır bunlar kabala olarak nitenelndirilemez.

4.kabala hahamlar ile aktarılan bir büyü değil bir ilim olarak görülür lakabal sözcüğünden gelir.

maddeler halinde oldu ama yanlış anlaşılmasın sadece daha düzenli olması için böyle yaptım

--------------------

 

 

herşey birbirinden etkilenmiştir ona bakarsanız ben birçok şeyde kabalistik öge bulabilirim.

astrolojide simyadan gelmiştir birçok terim...

ama direk anlamda astrolojiden yararlanılmaz söyleidğim buydu.

--------------------

 

 

Said-i Nursi dediğimizi insan aslında benim nezlimde hiçtir neden diyeceksiniz oda bana kalsın :)

ve yazdıklarınızda ego sesiyorum biraz daha uygnu konuşmanızı rica ediyorum yanılıyorda

olabilirim ama okumuyorsunuz bilmiyorsunuz gibi bir davranış yakışmıyoru.

 

Est. ne haddime.

Ben sizelere iyi okumuyorsunuz demedim,yazdıgımı iyi okumadınız,yanlış anladınız sanırım dedim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu yanlış bilgiyi nerden ve nasıl edindin bilmiyorum ? Şöyle açıklayım. .

Hıristiyanlık tarihinden evvel kaleme alınmış olan mukaddes yazıların oldukça büyük bir kısmı İbranice, bir kısmı ise Arami dilinde yazılmışlardı. Yaratıcının ismini ifade eden Y.H.V.H, yani Yod, He, Vav, He harfleri bütün bu kitapların hepsinde açıkça bu şekliyle yazılmıştır. İbrani alfabesinin dört sessiz harfi ile ifade edilen bu kutsal isim, mukaddes kitaplarda 6823 defa tekrar edilmiştir.

 

Kabalıstik tarikatlar (yehova şahitleri gibi) bazı bilgileri dejenere etse de kabala dili olarak bilinen dal da bu 4 ünsüzün yeri ayrıdır . Ve dal da w harfi kullanılmaz ;)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

yazdığın bilgiler hakkında yeterince bilgim var zaten kabalistler hakaret olarak gördükleri için kullanmıyorlar bile hatta geçerliliği olan bu sır harflerinin telaffuzun doğruluğu bile yok. kısaca w harfinin olmadığı gibi v ninde ne olduğu veya olmadığı anlaşılmıyor. YHVH yada her ne ise onun bir önemi yok önemli olan öz yazımı. bahsettiğim şey ise evrensel olarak tüm kalıpları kutsal kitap dahil araştırırsan da görürsün w harfi olarak geçtiğiydi.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bana geçtiği yeri göster öyleyse , yukarıda anlamı olmadığını söylediğin ünsüzlerin anlamını yüzeysel olarak yazdım istersen o 4 harfin ne anlama geldiğini de sayfalarca yazabilirim . Kabala konusunda araştıracak bir bilgi kalmadı bizzat içinde bulunduğum bir sistemden bahsediyoruz kaldı ki ses titreşimlerinin uyumu üzerine kurulmuş bir dildir dal . .

Yukarıdaki yazının kaynağına bakarsan anlarsın neden V harfi kullanıldığını . .

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bi ayrıntı daha ; “Y.H.V.Htanrının Haz. Musa’ya bildirdiği özel adıdır. Yahudilikte tanrının adının açıkça söylenip yazılması yasak olduğu için, bu adı oluşturan dört ünsüzle anlatılmıştır. İbrani alfabesindeki bu dört sessiz harf, Yahve olarak okunur.

Peki anlamını biliyormusun ?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yani ne anlama geldiği bile bilinmiyor dediğin harfler bütünün anlamı çok büyük tüm kabalistler hatta din yorumcuları hatta konuyla az ilgisi olanlar bile bu harflerin neden bu şekilde yazıldığını ve ne anlama geldiğini biliyor . Çok çok daha ilginç noktalar var

aynıanlamı taşıyan aynı kelimelerle bugün Kuran’da da görülmektedir.He ve Vav harflerinden oluşan bu iki harf, Arapça’da yan yana geldiklerinde Hu diye okunur ve O demektir. Kuran’da Allah’ı ifade etmek üzere yirmi altı kez kullanılmıştır. Cümle içinde olmayıp müstakil olduğu zamansa Hüve diye okunur.Enteresan değil mi? İstersen şimdi bu Hu’nun başına ya ekleyip bir daha bakın. Ya Hu!Bir çok dergahın kapısında, bir çok caminin duvarlarında gördüğümüz bu süslü yazıyı hatırladın mı Ya Hu! Yani, Ey Allah, ey O!Yahve veya Ya Hu. Ya Hüve veya YeHoVa!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bahsettiğin kabala öğretisinin yahudilik ile olan kısmı tetragrammatondenilen 5 6 5 10 kombinasyonu rahat şekilde açıklanırken hiç bir kabalistin şuana kadar herhangi bir dua yada eğitim sırasında bunu kullandığını görmedim? ki onlara göre bunun kullanılması zaten saygısızlıktır evet büyük bir önemi var belki de herşey bu 4 harfte ama sonsuzluğu ifade etmekten başkada bir anlam taşımıyor bu yüzdende bilinmeyen bir şeyi dile getirmiyorlar. hoş heh waw heh yod harflerinin anlamlarını bilmesem burada atıfta bulunmazdım. bahsettiğim evrensel olarak YHWH olarak değerlendirildiğiydi yani muhtemelen yukarıdaki yazıdada v olarak geçmesi çeviri olmasından kaynaklıydı.. vav yada waw okunuş bir sadece evrensellik.hala söylüyorum ki her ne kadar bahsettiğimi anlayamasanda araştırırsan doğru yazımı göreceğin kanaatindeyim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ama hala geçtiği yeri yazmıyorsun ?

Y.H.V.H anlam belli yazım ve okunuş belli ortaya geçtiği yerlerden örnek de koyuyorum ki komik :D

Diyorum ki bana yazdığın şekilde geçen kadim bir metin göster.. Yada kabalanın yahudi mistizmi olduğuna inanmaya devam et ,.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Never yazdığın Yâ Hû Yahova ilişkisi dil bilimi açısından hatalı.Zira Hû arapça İngilizcedeki "He" gibidir.Eril "O" yani.Eğer cümle bittiyse Hu olur, devam ederse Huwe olur.YHWH ile bağlantılı olması için sonda bir He ya ihtiyaç var.Üstelik Yâ(Ey) ibaresi de Yâ(İbranice Yod) +Elif(İbranice Alef) şeklinde yazılır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...