Jump to content

Şizofreni


whitepower

Önerilen Mesajlar

Şizofreni Nedir? Kişide en az bir aylık sure içinde aşağıdaki belirtilerden en az ikisinin varlığı ( sanrılar; varsanilar; konuşma özellikleri ve kalitesinde bozulma; aşırı ölçüde garip ve anlamsız şekilde dağılmış davranışlar; negatif belirtiler dediğimiz duygusal yüz ifadelerinde azalma, düşünce ve fikir üretimi ve yapısının kısırlaşması,enerji ve bir şeyler yapmaya hevessizlik hali)

 

Bu durumdaki kişide hastalığın sureci içinde sosyal, mesleki, ailesel ilişkilerinde ve kendine bakim gibi alanlarda belirgin bozulmalar oluşur. Bu belirtiler en az 6 ay suredir var olmalıdır.

 

Varsani nedir?:

 

Olmayan bir takım uyaranlari var gibi algilama durumudur. Bu hastalikta en cok isitsel varsanilar (kendisi ile konusan sesler, gürültüler duyma gibi) bulunmaktadır. Ayrıca görsel varsanilar (duvarda çizgiler, kendine bakan yüzler, yaratıklar görme gibi); koku varsaniları (iyi ye da kotu ama başkasının duymadığı kokular duyma); dokunma varsaniları (vücudunda bir şeyler geziyor gibi hisler); vücutsal varsanilar (beden yapısının, bölgelerinin değiştiği seklinde) olabilir.

 

Sanrı nedir?:

 

Hastanın sabit bir fikir ile bağlandığı, aksi yöndeki söylemlere karşın ikna edilemeyen ve mümkün olmayacak derecede içeriğe sahip olan yanlış inançlardır. Başlıca tipleri arasında kötülük görme ( persekusyon ), üzerine alınma (etrafındaki her olayın kendisi ile ilişkili olduğu seklindeki referans sanrıları); kontrol edilme; düşünce sokulması, çekilmesi ya da yayınlanması; dini sanrılar; vücutsal; suçluluk - günahkarlık ve büyüklük sanrıları sayılabilir.

 

Şizofreni türleri:

 

Paranoid tip

 

Katatonik tip

 

Desorganize tip

 

Farklılaşmamış tip

 

Residuel tip.

 

Başlangıç Yaşı:

 

Genellikle 16-25 yas arasında görülse de çocukluk yaşlarında ya da 40 yas sonrası da görülebilmektedir. Kadınlarda erkeklere göre daha geç yasta başlamaktadır.Başlangıç yaşı erkeklerde 15-25 arası, kadınlarda ise 25-35 yas arasındadır.

 

Hastalarda belirlenen risk faktörleri:

 

Genel olarak toplumda % 1 oranında görülmektedir. Erkek ve kadınlarda eşit oranda görülmektedir. Hastalar arasında bekarlık yüksek orandadır. Evli çiftlerde ise boşanma oranı toplum ortalamalarından fazla bulunmuştur. Kentsel yerleşim alanlarında daha cok görülmektedir.

 

Kalıtımın Rolü:

 

Hastanın anne-babasından birinde bu hastalık varsa çocuklarda risk % 12 'ye çıkarken, her ikisi de hasta ise % 44'e yükselmektedir.

 

Hastalığın cinsiyete göre belirti farklılıkları:

 

Kadınlarda kaygı ,depresif belirtiler ve gerginlik on planda iken, erkeklerde negatif belirtiler belirgindir. Kadınlarda çevresinden kuşkulanma gibi paranoid konular ve kendine zarar verme on planda iken , erkekler zararı daha cok çevrelerine vermektedir

 

Hastalığın Seyri:

 

hastalık kadınlarda erkeklere göre, daha az sayıda ve surede hastanede yatışa yol açmakta ; hastalık daha az kötüleşme dönemleri ile seyretmektedir. Kadın hastalar daha az intihar etmekte, evliliklerini erkeklere göre daha fazla sürdürebilmektedirler.

 

Hastalık Kimlerde Daha İyi Seyretmektedir ?

 

geç başlangıç yaşı (20 ve sonrası)

 

yüksek sosyo-ekonomik düzey

 

hastalık öncesi toplumsal ilişkileri ve işlevselliği iyi olan,isi olanlar.

 

Ailede şizofreni hastalığı olmaması

 

Zekanın normal sınırlarda olması

 

Başlangıcın bir olayı izleyerek olması

 

Yavaş yavaş değil,aniden başlaması

 

Tedavi için gecen surenin kısa olması

 

Duygulanımda silinme ve uygunsuzluğun olmaması.

 

Hastalık Nasıl Seyretmektedir?

 

Tedaviye geç başlanmadığında ,az ve kısa sureli yatışlar ile kişinin topluma uyumu sağlanabilmekte, hasta toplum içinde bir takım görev ve sorumluluklar alabilmektedir. Ancak negatif belirtilerin uzun sure devam ettiği hallerde bu sosyalleşme ve işlevsellik

bozulmaktadır.Bazı şizofren hastalarda görülebilen kendine bakımda azalma, sağlıksız ortamlarda bulunma ve alkol-madde kullanımları nedeniyle enfeksiyon hastalıkları daha cok gözlenmekte ve yaşamı kısaltmaktadır. Şizofrenlerin % 10 kadarında intihar sonucu olum saptanmıştır. Şizofreni hastalarının bu nedenlerle, diğer insanlarla karşılaştırıldığı da, 10 yıl daha az yasam suresine sahip olabilmektedir .

 

Tedavi:

 

İlaç tedavisi ve bireysel destekleyici tedavi yanı sıra grup terapileri hastanın işlevselliği ve sosyalleşmesini arttırmakta , gidisi olumlu hale getirmektedir.

 

Vücut dismorfik bozukluğu (dismorfofobi) devamlı vücutları ile uğraşan,vücutlarında bir şeylerin kotu,çirkin,yanlış, eksik- fazla olması seklinde düşüncelerin olduğu bir kaygılarım bozukluğudur. Kişide cok hafif bir kusur olsa bile, bu durum cok abartılarak, korkulacak bir konu haline getirilir.Hissedilen kusur nedeniyle oluşan gerilim ve kaygı ,beklenilenin cok üzerindedir .Sosyal ilişkilerden kaçınabildikleri gözlenmiştir. Bu kişiler görünümlerini kozmetik olarak değiştirmekte, ameliyatlar olmaktadırlar. kişinin odaklandığı bölge genellikle yüz bölgesi olup, burun, kulaklar, çene ya da bu bölgedeki sivilceler gibi değişebilmektedir. Kadınlarda göğüsler, karin bölgesi, boyun bölgesi on ciddide önde gelen odak noktalarıdır. Bazı durumlarda boy kısalığı ya da saçlarının azaldığı düşüncesi, karin bölgesinde yağlanma, ciltte kırışıklıklar , göğüslerin büyüklüğü konu edilmektedir.

 

Bu kişilerde özgüven eksikliğinin bulunduğu, depresyon, obsesif- kompulsif bozukluk ve sosyal fobi gibi ek psikiyatrik rahatsızlıkların birlikte bulunabildiği gözlenmiştir.

 

Hastalığın başlangıç yaşı:

 

20'li yaşların başında ya da ergenlikte başlamaktadır.

 

Belirgin tekrarlayıcı davranışları:

 

kişiler yineleyici bir şekilde aynaya bakmakta, vücutlarını kontrol etmekte, yakın çevresindekilere bu konunun varlığı ve derecesi hakkında tekrarlayan sorular sormakta ve konu ile ilgili çeşitli doktorlara başvurmaktadırlar .

 

Tipleri

 

Paranoid Tip :

Tek bir konu ile ilişkili sistematize düşünce bozukluğu veya kulağa ses gelmesi ile belirgin olan tiptir. Şüphecilik temel bulgudur.

 

Dezorganize Tip :

Dağınıklılık, konuşmada ve davranışlarda aşırı bozulma ile belirgin olan tiptir. Künt ve uygunsuz görünüm belirgindir.

 

Katatonik Tip :

Konuşmazlık, karşı çıkıcı (negativist) tutum, katılık, amaçsız taşkınlık, sözleri ve davranışları taklit etme gibi özelliklerin belirgin olduğu tiptir.

Farklılaşmamış Tip :

Belirgin düşünce bozukluğu, ses duyma, dağınıklılık ve davranışlarda bozuklukla giden tiptir. Katatonik, dezorganize, paranoid tiplerin özellikleri yoktur.

 

Rezidüel Tip :

İçe çekilme, konuşmazlık, donuklukla belirli olan tiptir. Belirgin düşünce bozukluğu, ses duyma, dağınık davranış yoktur.

Toplumda görülme sıklığı %1’dir. Kadın erkek oranı eşittir. 15 ile 35 yaş arasında başlar. %80’i ayaktan tedavi edilmeye çalışılır. Genetik, biyolojik ve sosyal nedenlerden dolayı şizofreninin ortaya çıktığı kabul edilir.

Şizofrenik hastanın klinik tedavisi, hastaneye yatışı, ilaç tedavisini ve davranış, aile grup, bireysel, sosyal becerileri geliştirme ve rehabilitasyon terapileri gibi psikososyal tedavileri içerebilir.

 

B. Sanrısal (Hezeyanlı, Paranoid) Bozukluk :

Birincil ya da tek belirtinin sabit ve sarsılmaz bir düşünce bozukluğunun olduğu bozukluktur. Kişiliğin sağlam kaldığı bu hastalıkta düşünce bozukluğu en az 1 aydan beri vardır. Bu hastalığın ortalama başlama yaşı 40 yaş çevresindedir. Tedavide hastaneye yatırılma, ilaç tedavisi, psikoterapi kullanılır.

 

C. Şizofreniform Bozukluk

6 ayda düzelme ve normal işlevselliğe dönme dışında semptomlar şizofreniye benzerdir.

D. Şizoaffektif Bozukluk :

Birbirinden ayrı olarak tanı konamayan şizofreni ve duygudurum bozukluğu bulgularının birlikte olduğu bozukluktur. Yaşam boyu yaygınlığı %1’den azdır ve kadın erkek oranı eşittir.

 

E. Kısa Psikotik Bozukluk :

Belirtiler bir aydan kısa sürer ve hastanın yaşamındaki belli bir stresi izler. Düşünce bozukluğu, algı bozukluğu, saçma konuşmalar olabilir. Doğumdan sonraki 1 ay içinde başlayabilir.

F. Paylaşılmış Psikotik Bozukluk (İkiz Delilik) :

Düşünce bozukluğu iki ya da daha fazla kişi tarafından paylaşılmıştır. Kötülük görme düşünceleri oldukça sıktır. İntihar ve adam öldürme anlaşmaları görülebilir.

Kadınlarda ve diğer birine bağımlı bedensel yetersizlikleri olan kişilerde daha yaygındır. Bu kişilerin % 95’i aile üyeleridir, genellikle iki kız kardeştir.

G. Postpartum Psikoz (Doğum Sonrası P.) :

Doğumdan sonra ortaya çıkan şiddetli depresyon ve düşünce bozukluklarıyla belirli bir hastalıktır. Genelde doğum sonrası 2-3. günlerde ortaya çıkar. Bebeğine veya kendine zarar verme düşünceleri belirgindir. Görülme sıklığı binde 1-2’dir. Genelde ilk kez doğum yapanlarda görülür.

 

Şizofreni Nedir ?

 

- Şizofreni epilepsi, Multipl Skleroz gibi bir beyin hastalığıdır.

- Bütün kronik hastalıklar (Şeker hastalığı, astım, romatizma..) gibi alevlenme ve yatışma dönemleri gösterir.

- Tedavi edilebilir bir hastalık olmakla beraber zaman zaman alevlenme dönemleri olabilir, hastaların önemli bir kısmında hastalık tamamen ortadan kalkmayabilir. Bu durum da kişinin çalışmasını, çevresindekilerle iletişim kurmasını, bağımsız bir yaşam sürmesini çok güçleştirir.

- Bu ciddi hastalık yeryüzündeki her yüz kişiden birini etkilemektedir. Dünyada 60 milyon, Türkiye'de de 600.000 şizofreni hastası yaşamaktadır.

- Hastalık genellikle 15-25 yaş aralarında başlamakla beraber orta yaşlarda başlaması da mümkündür. Hastalık ne kadar erken başlarsa kişilik üzerindeki harabiyet o kadar fazla olmakta, normal bir yaşam sürme şansı azalmaktadır.

 

Şizofreni Ne Değildir ?

- Şizofreni kişilik bölünmesi demek değildir. Maalesef pek çok kişi şizofreni hastalarını bazı zamanlar normal yaşam sürdüren bazen de birden tehlikeli bir caniye dönüşen kişiler olarak hayal etmektedir. Bunun gerçekle alakası yoktur!

- Şizofreni hastaları nadiren çevreye zarar verebilir.

- Şizofreni kelimesi sıklıkla iki şekilde hatalı kullanılmaktadır: Ya bir konuda farklı ya da zıt duygular taşımak kastedilir (bir şeyi hem sevmek hem de nefret etmek gibi) ki bu insan doğasında bulunan bir özelliktir. Ya da değişik zamanlarda değişik davranmak anlamında kullanılır ki bu durum da hemen hepimizin doğasında bulunan bir özelliktir.

- Şizofreni erken bunama değildir.

- Aşı vb. yollarla korunması mümkün olan bir hastalık değildir.

 

Bilgilendirilme ve tedavi süreciyle ilgili birkaç adres:

 

- Şizofreni Dostları Derneği

 

Lamartin Caddesi, 23/4, Talimhane - İstanbul

Telefon: 212-252 0681

 

- Şizofreni dayanışma Derneği

370 Sokak, No:44A Bahçelievler, Hatay, İzmir

Telefon: 232-261 80 83

 

- Şizofreni Hastaları ve Yakınları Dayanışma Derneği

Güven Sokak, No:7/18 Aşağı Ayrancı, Ankara

Telefon:312-466 54 66

 

Çok ağır ve hem hasta hem yakınları için oldukça zorlu bir rahatsızlık...Ama yine de en sewdiğim rahatsızlıklardan biri çünkü bazen çok ilginç hezeyanlar içerisine girebiliyorlar...Gerçekten çok değişik bi rahatsızlık...Umarım Tanrı kimseye vermez...Yakınlarında vs böyle rahatsızlıkları olan varsa şimdiden Tanrı kolay kılsın ve umarım düzelirler....

 

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşım, bir insana hatta kendi kendine şizofren tanısı koymak bu kadar kolay mı? Şizofreni tanısı,söz konusu yaşantıları bu kişilerle ve yakınlarıyla konuşup,gerektiğinde uygun sorular sorarak,aktif bir biçimde dinleyen hekim tarafından konur. Bu işlem sırasında,tanı koyan kişinin elinde,ortaya çıkan verileri anlamlandırmasını ve düzenlemesini sağlayan başlıca iki araç vardır:terminoloji ve tanı ölçütleri.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşım, bir insana hatta kendi kendine şizofren tanısı koymak bu kadar kolay mı? Şizofreni tanısı,söz konusu yaşantıları bu kişilerle ve yakınlarıyla konuşup,gerektiğinde uygun sorular sorarak,aktif bir biçimde dinleyen hekim tarafından konur. Bu işlem sırasında,tanı koyan kişinin elinde,ortaya çıkan verileri anlamlandırmasını ve düzenlemesini sağlayan başlıca iki araç vardır:terminoloji ve tanı ölçütleri.

 

kesinlikle katılıyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bu basmakalıp bir görüş. marazi hevesi güdümseldir. buradan yola çıkarsak tüm insanlığın yaşamlarında mutlak bir aksaklık sözkonusu olabilir. dönemsel dahi olsa kısır idea gelip yerleşir ama bu 'hasta olmak' yahut ' psikiyatrilerin sürekli bu teşhisi koyduğunu ummak' bence büyük yanılgı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ayrıca bildiğim kadarıyla şizofreni hastaları aşırı sigara içme gibi bir huyları var(her sigara içen şizofren demek değil tabiki) bir de müzik ile çok ilgilendikleri bu şekilde rahatladıklarını okumuştum... sanırım ajdar şizofren...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar sunu söliyeyim alsalar bu forumdaki bütün herkesi götürseler psikyatristte hepimize şizofren teşhisi koyalar .. Neden derseniz , mesela atıyorum psikyatrisin orada cin var diyelim bunu adam görmüyor biz görüyoruz aa bak orada sana sesleniyor filan derlerse atarlar :D

Arkadaşlarınıza hava atıp ben cinleri görüyorum üçüncü gözümü acarak veya duru işiti filan yapabiliyorum derseniz deli damgası yersiniz :D

Delilerin deli olduğunu düşünmüyorum bazılarının tabi .. Psikyatrisleri koyuyolar var olmayan şeyleri görüyorlar diye : ) Ulan bide ispat edememek çok kötü bişey :(

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...