Jump to content

Gothic Filmler


schizophrana

Önerilen Mesajlar

GOTHİC

 

FİLMLER

 

 

 

Mekanları, atmosferi , karakterleri ve kurgusuyla Gothic sıfarını hak eden filmleri aklımda kaldığınca derledim. Gothic Dream başlığınıysa ensiferum 13 ile konuşarak daha uygun gördük.

 

 

The Crow / Karga

 

Bence tamamiyle Gothic bir film Crow. Sürekli yağan yağmur, tek bir sahnenin bile gün ışığında çekilmiş olmaması , mezarlık ve karga öğeleri ve tabii ki Eric Draven’ın muhteşem mimariye sahip binadaki dairesi.

 

 

 

http://www.sciencefictionmuseum.org/Images/Movie%20Posters/The%20Crow%20Poster.jpg

 

 

 

 

Yapım :

1994, ABD

Tür :

Dram / Fantastik / Gerilim / Macera / Suç

Yönetmen :

Alex Proyas

Senaryo :

James O'barr

Oyuncular :

Ernie Hudson, Jon Polito, Brandon Lee, Rochelle Davis, Michael Wincott, Bai Ling, David Patrick Kelly, Laurence Mason, Michael Massee, Sofia Shinas, Angel David

Yapımcı :

Jeff Most

Görüntü Yönetmeni :

Dariusz Wolski

Müzik :

Graeme Revell, Trent Reznor

 

 

 

Bir zamanlar insanlar biri öldüğünde ruhunu bir karganın ölümün ülkesine taşıdığına inanırlardı.Ama bazen çok kötü birşey olduğunda büyük bir kederde taşınırdı ve ruh rahat edemezdi.O zaman bazen,sadece bazen karga yanlış şeyleri düzeltmek için ruhu geri getirebilirdi...

Eric Draven (Brandon Lee) ve nişanlısı Shelly Webster (Sofia Shinas) düğünlerine 1 gün kala Top Dollar (Michael Wincott) un başını çektiği çetenin saldırısına uğrayarak vahşice katledilirler.Bir yıl sonra Eric Draven in mezarını ziyaret edecek olan karga genç adamın intikamcı bir ruh olarak geri dönüşününde simgesi olacaktır.Alınacak intikamlar verilecek dersler vardır...

 

 

The Addams Family / Addams Ailesi

 

 

 

Aşklarını yenileyen Gomez (Raul Julia) ve Morticia'nın (Anjelica Huston) erkek çocuklarının dünyaya gelişiyle Addams malikanesine yeni bir ses gelir. Fester'ın (Cristopher Lloyd) şehvet düşkünü dadı Debbie Jilinsky'nin (Joan Cusack) peşine düşmesiyle Wednesday (Christine Ricci) ve Pugsley (Jimmy Workman) onun aslında kara bir dul olduğunu ve Fester'ı da ölü koca koleksiyonuna eklemek istediğini keşfederler.

 

 

Batman / Batman

 

http://filimadami.com/afisler/Batman(1989).jpg

 

 

Tıpkı The Crow gibi yağmurun sık yağdığı karanlık havası ve atmosferi ile Tim Burton’ a ait ilk Batman filmi de Gothic filmler arasında.

 

 

Tür :

Fantastik / Korku / Macera / Suç

Yönetmen :

Tim Burton

Senaryo :

Bob Kane

Oyuncular :

Kim Basinger, Michael Keaton, Mac McDonald, Jack Nicholson, Billy Dee Williams, Robert Wuhl, Tracey Walter, Jack Palance, Michael Gough, William Hootkins, Pat Hingle, Richard Strange, Carl Chase, Lee Wallace, Jerry Hall

Yapımcı :

Peter Guber

Görüntü Yönetmeni :

Roger Pratt

Müzik :

Danny Elfman

 

 

Gotham Şehri, karanlık, tehlikeli ve gotik! Tek koruyucusu ise çoğunluğu çürümüş durumdaki Polis departmanı. Savcı Harvey Dent ile komiser Gordon'un tüm çabalarına karşın, şehir giderek daha güvensiz bir hale gelmektedir... ta ki Kara Şovalye ortaya çıkana dek.

schizophrana tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sweeney Todd / Fleet Sokağının Şeytan Berberi

 

Londra'nın karanlık sokaklarında haksızlığa uğramış ve hayatı elinden çalınmış Todd'un kanlı intikamı....

 

 

 

 

http://scapegraceistmeinschatz.files.wordpress.com/2008/04/sweeney_todd_poster_the_knife.jpg

 

Tür :

Dram / Gerilim / Komedi / Müzikal / Suç

Yönetmen :

Tim Burton

Senaryo :

John Logan, Stephen Sondheim, Stephen Sondheim (Kitap), Hugh Wheeler

Oyuncular :

Johnny Depp, Sacha Baron Cohen, Helena Bonham Carter, Alan Rickman, Timothy Spall, Jayne Wisener, Jamie Campbell Bower, Ed Sanders, Laura Michelle Kelly, Jody Halse, Gracie May, Gabriella Freeman, Aron Paramor, Lee Whitlock

Yapımcı :

John Logan, Laurie MacDonald, Walter F. Parkes, Richard D. Zanuck

Görüntü Yönetmeni :

Dariusz Wolski

 

 

Filmde Johnny Depp, haksız yere hapse gönderilen, ve sadece bu acımasız ceza için değil, karısı ile kızına olanların üzücü sonuçları için de intikam yemini eden Benjamin Barker’ı, Helena Bonham Carter ise onun saplantılı ölçüde kararlı suç ortağı Bayan Nellie Lovett’ı canlandırıyor.

Barker, Sweeney Todd kimliğine bürünerek Bayan Lovett’ın pastanesinin üzerindeki, eskiden kendine ait olan berber dükkanına geri döner. Amacı, karısı Lucy’yi ve küçük kızını ondan çalmak için alçak yardımcısı Beadle Bamford’la (Timothy Spall) birlikte kendisini uydurma bir suçla uzaklara gönderen Yargıç Turpin’i (Alan Rickman) gözlemektir.

Bayan Lovett, Barker’a, Yargıç Turpin tarafından iğfal edilen karısının kendisini zehirlediğini söyler. Bu arada, rakibi olan gösterişli İtalyan berber Pirelli (Sacha Baron Cohen), Barker’ı kimliğini ifşa etmekle tehdit edince, Barker onu boğazını keserek öldürür. Cesetle ne yapacağını bilemezken, Bayan Lovett bu krizi, sallantıda olan işini kurtarmak için çözüm olarak görür ve turtalarını insan etiyle doldurmayı önerir.

Sweeney, yargıcın gözlerini Johanna’ya (Jayne Wisener), yani Sweeney’nin ergenlik çağına gelmiş kızına diktiğini fark eder. Yargıç, Johanna’nın vesayetini elinde tutmaktadır. Evde hapis hayatı yaşayan Johanna bir gün Sweeney’yi denizden kurtarmış olan genç denizci Anthony (Jamie Campbell Bower) tarafından fark edilir. Genç kıza delice aşık olan Anthony onu kurtarıp evlenmeye yemin eder.

Bu arada, Bayan Lovett’ın turtaları çok geçmeden Londra’da dillere destan olur ve satış patlaması yapar. Bayan Lovett saygınlık kazanmayı ve Sweeney’yle evlenip deniz kenarında yaşamayı düşlemektedir. Yanlarında, evlatlık olarak alacağı, Pirelli’nin eski asistanı Toby de (Edward Sanders) olacaktır. Fakat Sweeney’nin aklında intikamdan başka bir şey yoktur; başka herkes ya da her şeye zarar verecek olsa da.

 

 

Edward Scissorhands / Makaseller

 

http://www.dipsizkuyu.net/forum/attachments/6-sinema/9656d1183275401t-en-begendiginiz-film-afisic-edward-jpg

 

Tür :

Dram / Fantastik / Romantik

Yönetmen :

Tim Burton

Senaryo :

Tim Burton, Caroline Thompson

Oyuncular :

Johnny Depp, Susan Blommaert, Winona Ryder, Alan Arkin, Dianne Wiest, Anthony Michael Hall, Kathy Baker, Robert Oliveri, Conchata Ferrell, Caroline Aaron, Vincent Price, Dick Anthony Williams, O-lan Jones, John Davidson, Linda Perri

Yapımcı :

Tim Burton, Denise Di Novi

Görüntü Yönetmeni :

Stefan Czapsky, Arthur Edeson

Müzik :

Danny Elfman

 

 

Mucidinin ani ölümü, Edward’ın elleri yapılmadan yarıda kalmasına yolaçar, elleri yerine uzun, keskin metal parçaları vardır... Edward merhametli bir Avon hanımefendisi onu ailesiyle beraber yaşamak üzere evine götürene kadar karanlıkta yalnız yaşar. Ve sonra da Suburbia isimli pastel cennetteki fantastik maceraları başlar.

 

Corpse Bride / Ölü Gelin

 

http://tn3-1.deviantart.com/fs10/300W/i/2006/115/0/7/Tim_Burton_s_Corpse_Bride_by_piti.jpg

 

 

 

Victor Van Dort kısa süre sonra güzel Victoria ile evlenecektir. Ancak genç adam kendini henüz evlenmeye hazır biri gibi hissetmemektedir. Kendi kendine yüzük takma provası yaparken yüzüğü yanlışlıkla Ölü Gelin'in parmağına takıverir ve apar topar Ölüler Diyarı'na götürülür. Ölüler Diyarı'ndaki hayat Yaşayanların Dünyası'nın sıkıcılığından uzak ve çok daha eğlenceli bir yerdir. Yine de hiçbir şey Victor'un Victoria'ya kavuşmasına engel olamaycaktır.

 

 

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

http://queenofthedamned.warnerbros.com/images/poster-onesheet_t.jpg

 

 

Tür : Korku

 

Yönetmen : Michael Rymer

 

Senaryo : Scott Abbott , Michael Petroni , Anne Rice (Kitap)

 

Görüntü Yönetmeni : Ian Baker

 

Müzik : Richard Gibbs , Jonathan H. Davis

 

Yapım : 2002, ABD , 101 dk.

 

Oyuncular

 

Stuart Townsend (Lestat de Lioncourt) , Marguerite Moreau (Jesse Reeves) , Aaliyah (Kraliçe Akasha) , Vincent Pérez (Marius) , Paul McGann (David Talbot)

 

 

Efsanevi vampir Lestat (Stuart Townsend), yüzlerce yıllık uykusundan uyanır ve yeniden dünyaya dönmeye karar verir. İnsanları etkileyebilmek için günümüz dünyasında ilah kabul edilen bir rock yıldızı olur.

Lestat'ın müziği insanları peşinden sürüklerken, buzullardaki mezarında dünyayı ele geçireceği zamanı bekleyen vampirler kraliçesi Akasha (Aaliyah) bekleyişinin bittiğine karar verir. Bu planında Lestat'ı da kullanmayı düşünmektedir.

En güçlü vampir olan Kraliçe Akasha'nın dünyayı cehenneme çevirme planı durdurulabilecek midir ?

Matrix 2 ve 3'te oynaması planlanan Amerikalı Rap yıldızı Aaliyah, bu filmin çekimlerinden hemen sonra geçirdiği bir uçak kazasında yaşamını yitirmişti.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Van Helsing

 

http://www.pegasoft.cz/img_novinky/new_velka/VanHelsing-trailer_1.jpg

 

Tür :

Fantastik / Gerilim / Macera

Yönetmen :

Stephen Sommers

Senaryo :

Stephen Sommers

Oyuncular :

Kate Beckinsale, Hugh Jackman, David Wenham, Richard Roxburgh, Will Kemp, Josie Maran, Samuel West, Alun Armstrong

Yapımcı :

Stephen Sommers, Bob Ducsay

Görüntü Yönetmeni :

Allen Daviau

Müzik :

Alan Silvestri

 

 

Hayatını insanların huzuruna ve kötü kahramanların sonuna harcayan kahramanımız van helsing, artık uzun yollar kat ederek transilvanya daki büyük sırrı çözmek için yola koyulmaktadır. Ancak busefer karşısında sıradan bir katil yada dev adam yoktur, bu sefer yok etmek zorunda olduğu kişi kendisinin 400 yıl önce öldürdüğü Dracula ‘dır.

 

 

Bram Stroker's Dracula

 

En sevdiğimi en sona sakladım .

 

True Love Never Dies............

 

 

Dracula

 

http://imagecache2.allposters.com/IMAGES/adc/10048201A.jpg

 

 

 

Genç bir avukat olan Jonathan Harker, görevi gereği Doğu Avrupa'da küçük gizemli bir kasabaya gelir. Burada ölümsüz vampir Drakula tarafından kaçırılan Harker, onunla birlikte Londra'ya gitmek zorunda kalır. Drakula, Harker'ın nişanlısı Mina'nın fotoğrafını görerek etkilenmiş ve genç kızı ele geçirmek istemektedir. Önce Mina'nın yakın arkadaşı Lucy'i ele geçiren Drakula'ya karşı Lucy ve arkadaşları direnmeye çalışacaklardır.

 

 

Kaynak olarak sinemalar.com'u kullandım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tim Burton ... Tim Burton... Tim Burton...

 

http://images.movieeye.com/store/images/sleepy-hollow-dvd.jpg

Yönetmenliğini Tim Burton’un yaptığı 1999,ABD yapımı fantastik bir film.Türü için komedi,korku,dram,gerilim gibi pek çok tanımlama yapılsada fantastik ve gerilim en iyi tanımlayan iki kelime diye düşünüyorum.Film ,Washington Irving’in “The Legend of Sleepy Hollow” adlı kitabından uyarlanmıştır. Oyuncular: Johnny Depp (Ichabod Crane),Christina Ricci (Katrina Van Tassel), Miranda Richardson (Mary Van Tassel), Michael Gambon (Baltus Van Tassel), Casper Van Dien (Brom Van Brunt), Jeffrey Jones (Reverend Steenwyck), Christopher Lee (Burgomaster).

Jonny Deep bu filmden önce yine Burton imzalı Edward Scissorhands ve Ed Wood filmlerde oynamıştı.The Addams Family’den akıllarda kalan Christine Ricci’de,Deep ile mükemmel oyunculuk çıkarmış.Müzikler Tim Burton’un daha önceki filmlerinde de çalıştığı Danny Elfman’a ait.

 

Konuya gelince 18.yy’da Sleep Hollow’da geçen cinayetler ve bunları çözmek için görevlendirilen Ichabod Crane (Jonny dep)’nin yaşadıkları.Deep’in canlandırdığı karakter kendi içinde zıtlıklar taşıyor,böceklerden korkuyor ama buna rağmen yeri geldiğinde ölüleri kendine özgü yöntemlerle inceliyor,başı olmayan süvariyi koşturabiliyor ya da cadıyla konuşabiliyor.50”li ve 60”li yılların korku filmlerinin çok büyük hayranı oldugunu söyleyen Tim Burton,bu filmi çekiş sebebinin bu sevgisi olduğunu söylemiş.Zaten filme bakıldığında loş mekânlar,siyah beyaza yakın görüntüler ağırlıkta.Ichabodd Crane’nin çocukluğuna döndüğü sahneler ise daha renkli ve masalsı bir havası var.

(alıntı)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Filmlerden Sahneler

 

http://crow.renezain.com/images2/crow/CrowByGrave.jpg

 

http://www.moviecitynews.com/arrays/2004/images/van_helsing.jpg

http://www.jeffperrine.com/dracula.JPG

 

http://www.moviemail-online.co.uk/images/large/Edward-Scissorhands-02_cmyk.jpg

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/0/0a/Corpse_Bride.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Vampire Lovers vardı,70 yapımı bir film.Ingrid Pitt oynuyordu.Ingrid Pitt'in oynadığı çoğu filmi "Gothic Filmler" başlığı altında toplayabiliriz sanırım.

 

Bir de Fairuza Balk'un 2000'den önceki filmleri.Oz büyücüsü,bilmemne cadıları,Büyücüler klübü vs.vs.vs...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Nosferatu 1922

 

http://famousmonstersoffilmland.com/wp-content/uploads/2008/10/nosferatu.jpg

Yönetmen

Senaryo

Görüntü yönetmeni

Tür:

Yapım:

1922
94 dakika
(Renkli)

Orijinal Dracula hikayesi değil ama yine de Dracula deyince akla gelen ilk isimlerden biridir F.W. Murnau'nun "Nosferatu" filmi. Kont Orloc, genç Jonathan Harker ile tanıştıktan sonra yıllardır yaşadığı şatodan çıkıp, Wisburg şehrine geliyor. Jonathan'ın nişanlısı Nina'yı gören Orloc, ona aşık oluyor…

Özellikle Max Schreck'in Orloc karakteri sinemanın ilk vampirlerinden biri olarak anılıyor.

 

http://voyageronline.files.wordpress.com/2009/03/nosferatu1922.jpg

 

http://www.rowthree.com/wp-content/uploads/2008/01/nosferatu2.jpg

 

http://filmarkivet.dimag.no/uploaded_images/Nosferatu-711095.jpg

 

Fil Kaynak: sinema.com

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Phantasm ( 1979 )

 

 

http://www.otekisinema.com/wp-content/uploads/2009/06/phantasm_xlg.jpg

 

Son derece kendine mahsus, misli görülmemiş, garip ve sürreal bir korku sineması örneği olan Phantasm (1979), ”kült film” deyince akla ilk gelen düşük bütçeli filmlerden biri desek herhalde abartmış olmayız. Film, birçok listede gelmiş geçmiş en ünlü korku filmlerinden biri olarak kabul ediliyor. Ne kadarı gerçek, ne kadarı rüya, ne kadarı iyi, ne kadarı kötü belli olmayan, izleyicinin aklını allak bullak eden bir film Phantasm.

Hiç bir gişe kaygısı taşımadan, sadece büyük bir tutku ile çekilmiş olan Phantasm’ın, 300.000$’lık mikro bütçesinin sınırlarını aşmadan, yönetmen Don Coscarelli’nin her şeyi kendi istediği gibi yaptığı, adeta at koşturduğu bir hikâyesi var. Filmin konusu evlere şenlik. Neyin ne olduğunu sorgulamak seyirciye pek bir şey kazandırmıyor. Kötü (acayip diyelim) oyunculuklar ve yine acayip efektler, acayip makyajlar ve türlü çok acayip detaylarla dolu olan bu absürd filmde zaten konunun da pek bir önemi de kalmıyor. Küçük bir çocuk, bir dondurmacı gitarist, korkunç görünüşlü uzun bir cenaze levazımatçısı, kaybolan naaşların esrarı, uçarak insanların alnına yapışıp beyinlerini delen parlak küçük küreler ve başka boyuta açılan kapılar… Phantasm’ın dünyasına hoşgeldiniz…

Phantasm’ı zamanında izlemiş olanlardan değilim maalesef. Ancak üniversite yıllarımda bir arkadaşımın ‘dur bak sana bir sahne izleticem’ deyip o meşhur havada uçan parlak kürelerin adamın birinin beynini deldiği sahneyi izletmesiyle tanıştım Phantasm’la. Filmin bu kadar saçma ama aynı zamanda bu kadar mahşeri ölçekte bir dehşet anlatıyor olmasından büyülenmiştim. Tipik bir ”Alacakaranlık Kuşağı” havasında başlayan hikâye bir ara bilim-kurguya döner gibi oluyor ve gittikçe iyice bir ”öcü” hikâyesine dönüşüyor. Evet, filmin uçan katil küreleriyle beraber en önemli detayı bu öcü karekteri; yani cenaze levazımatçısı uzun adam; orijinal ismiyle ”The Tall Man” …

Phantasm’ın ”Uzun Adam”ı oldukça gizemli bir karakter. Uzun Adam, tam da küçük bir çocuğun hakkında hiçbir şey bilmemesine rağmen ondan yine de çok korkacağı bir havaya sahip. Freddy ve Michael Myers gibi doğaüstü ”öcü”ler ile birçok ortak yönü olan, her hareketiyle sadece korkutmayı hedefleyen bir varlık Uzun Adam.

Aslında zaten bütün film, küçük bir erkek çocuğunun hayal gücünde canlandırdığı ve kendi oyuncak adamlarıyla oynarken kurduğu bir korku hikâyesini andırıyor. Andırmaktan öte, belki de bütün film zaten böyle bir hayalden, böyle bir fanteziden ibaret. Filmin bu fanteziden ibaret düşsel havası içinde gerçekleşen olaylar, Elm Sokağı’ndaki çocukların Freddy Kruger’dan çektiklerine de çok benziyor.

 

 

 

Mausoleum ( 1983 )

 

 

http://www.otekisinema.com/wp-content/uploads/2009/05/mausoleum-poster-1.jpg

 

 

ilesini kaybeden 10 yaşındaki Susan Nomed (Bobbie Bresee) beraber yaşayacağı teyzesi Cora (Laura Hippe) ile cenazeye gider. Mezarlık içerisindeki içinde Nomed yazan mozole dikkatini çeker. 20 yıl geçer. Susan zengin bir işadamı olan Oliver (Marjoe Gortner) ile mutlu bir hayat yaşamaktadır. Susan’ın önceden de gördüğü kabuslar tekrarlamaya başlar. Önce Cora, daha sonra da Oliver eski aile dostları olan psikolog Dr. Andrews’a (Norman Burton) danışırlar. Cora’nın Andrews’a yardımcı olması için Susan’ın babasına ait babasının günlüğü verir…

Ve “Great googily moogily!” diye buyurdu Elsie…

İyi-İyi, İyi-Kötü, Kötü-Kötü, Kötü-İyi… Tabii ki anladınız. Yazarken parmaklarımı dolandırdığım bu tür tanımlar genele uyduğu gibi kişiden kişiye de değişiyor. Örneğin benim için – “öteki-liği” baz alacaksak – Profondo Rosso her anlamda muhteşem bir film. Sátántangó bana afakanları bastırtacak kadar iyi bir film. Prom Night’ın yeniden çevirimi öyle ticari bir kafayla yapılmış ki, yerine geldiğinde salak yerine konulmaktan zevk alan benim gibi sabrı geniş birinin bile alnında damarları attırıyor. Mausoleum ise sona kalan, yani hedef ilgi alanımız olan kötü-iyiye giriyor.

Hakkında yazdığım filmlerin konularını, çok önemli olmasa, hatta daha adıyla ne olduğunu belli etse dahi, başkalarının zevkine saygı gereği ayrıntılandırmadan yazmaya çalışıyorum. Yukarıda da yaptığım gibi… Fakat konu ile ilgili bir spoiler zevki bozacak bir tehdit ise, bu filmin spoiler’ı yönetim, senaryo ve oyunculuğu olsa gerek. Fakat filmin son dakikasının, iyi anlamda olmasa da insana yuh dedirtecek kadar şaşırtıcı olduğunu söylemeliyim.

Mausoleum korku filmlerinin seri üretime girdiği seksenlere ait, ki bu dönemde çok iyi örnekler olduğu gibi berbat işler de yapıldı. Filmin Poltergeist, Scanners, The Fury, Night Of The Demon, hatta aralarında epey zaman farkı olmasına rağmen The Exorcist gibi popüler filmlerden alınmış öğeler ile (telekinezi, bedenin doğaüstü varlıklarca ele geçirilmesi, bastırılmış kadın cinselliği, bilimin inanmazlığının çıkmazı vs.) süslü çok yöne gidebilecek bir öyküsü var. Bu da filmin ciddiyetine sekte vuruyor aslında. Fakat konu bir yana asıl aksaklığı yaratan bozuk diyalogları ile senaryonun kendisi. Ciddi tona sahip filmin evin hizmetlisi Elsie aracılığıyla komik tonlara bürünmesi tamamen bir yama gibi duruyor. Şahsen bu istenilerek yapılmış esprili kısımları daha sonradan algılayabildiğimi de itiraf etmeliyim. Ayrı bir dengesizlik ise yine bu komik kısımların belki de en doğru oynanan kısımlar olması. Çok yaşa Elsie

 

 

Dead Of Night ( 1945 )

 

1940′lar gibi korku sineması için olabilcek en kurak zamanlardan birinde, İngiltere’de Ealing Studios’dan çıkan bir fantastik sinema başyapıtı Dead of Night (1945). Zamanının diğer filmlerine göre çok cesur ve sıradışı bir yapım olan Dead of Night, bir korku antolojisi. Yani birkaç kısa hikayeden oluşuyor. Kendisinden sonra gelecek olan sayısız korku antolojisine (özellikle Tales From The Crypt ve Amicus filmlerine) ilham kaynağı olan Dead of Night’ın konusu şöyle:

Bir malikanede biraraya gelen konuklar arasında, mimar Walter Craig birden korkunç bir hisse kapılır. Kendisi daha önce bu evi ve içindeki bütün insanları kabuslarında devamlı gördüğünü idda eder. Kabuslarının sonunda çok karanlık ve korkunç şeyler olduğunu söyleyen Craig, evi terk etmek ister. Diğer konuklar Craig’i sakinleştirmek isterler ve başlarından geçen doğaüstü olayları anlatmaya başlarlar. Konuklar arasındaki bir psikolog ise bütün bunların saçmalık olduğunu ve hepsinin aslında bilimsel açıklaması olan yanılgılar olduğunu idda etmektedir…

İlk defa bir uzun metraj film içinde farklı kısa hikayeleri bir bütünlük altında yanyana dizen korku filmi olan Dead of Night, çok enteresan bir finale doğru yuvarlanıyor. Film, 1940′lardan bir stüdyo yapımı olduğu için oldukça tiyatral bir anlatıma ve tiyatovari oyunculuklara sahip. Ancak sizi temin ederim ki film bittiğinde, bambaşka bir alemde bulacaksınız kendinizi.

 

Dead of Night, özellikle içindeki ”vantrilok (karnından konuşan kimse) ve kuklası” kısa hikayesiyle sinema tarihindeki yerini alıyor. Korku sitesi blogunun Devilboy’u Yasin’in en büyük tutkusu olan ”kuklalı korku filmleri” alt-janrasının babası diyebiliriz Dead of Night için. Dead of Night’tan sonra bu kuklalı kısa hikaye Alacakaranlık Kuşağı dizisinde 2 defa daha yeniden çevrilmiş, sayısız uzun metraj film yapılmış.

Deja-vu’lar ve kabuslarla ilgili hayatımda izlediğim en güzel filmlerden biri Dead of Night. Özellikle son 20 dakikasıyla hiçbir zaman unutamayacağınız bu kült klasiği şiddetle bütün sinemaseverlere tavsiye ediyorum…

”Just room for one inside, Sir…”

”İçerde tek kişilik yer var efendim…”

 

 

http://www.otekisinema.com/wp-content/uploads/2009/05/1972381020a-201x300.jpg

 

 

 

Kaynak

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...