aleimsema Oluşturma zamanı: Nisan 4, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 4, 2008 Birgün bir adam doktora gitmiş ve ona çok mutsuz olduğunu ve bu durumdan kurtulmak istediğini söylemiş. Doktor da adama yolun sonunda bir sirk olduğunu, oradaki paylaçonun hergün herkesi gülüp eğlendirdiğini söylemiş ve adama sirke gitmesini tavsiye etmiş. Fakat adam doktora : "Doktor bey, işte o palyaço benim." demiş. 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birunsatan Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2008 zaten sorun da burda değil mi.. ya palyaço mutsuz olursa?... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aleimsema Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2008 ve mutsuz ama bizde mutsuzuz çünkü aslında o palyaço bizi mutlu edemiyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birunsatan Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2008 hayallerimizi bırakmışız, kendimizi bize söylenen dünyanın sınırları içine haps edip kalmışız. palyaçoya gülme nedenimiz, aslında sadece unutmak istediğimizden. hayatın bize dayattığını unutmak istiyoruz ama her seferinde, aslında palyaço'nun da bizim yaşadığımız dünya da yaşadığını unutuyoruz. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aleimsema Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2008 insanın kendine sormaktan en korktuğu şey sence nedir ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birunsatan Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2008 ben kimim... çünkü bütün sorular buna bağlıdır, kim olduğunu bilen kişi neden'i sorar, neden', bulan kişi ise niçin'i... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aleimsema Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 4, 2008 yada... mutlu muyum... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
felidae Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 mutlu olmak yada mutsuz olmak gibi iki kavrama indirgemezsek hayatı ...yani illaki bir tarifi olmak durumunda değilse....bu bir meselede değildir....mutlu yada mutsuz değilim ben şahsen.....mutlu yada mutsuzda olmak istemiyorum..... palyaçoya gelince....bence aslında oda mutsuz değil...sadece mutlu olmadığının farkında..... ah şu kavramlar bizi bizden alıp götüren......halbuki ruh halimizin sıfatları olmasa.....ne kadarda güzel olacaktı 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 felidae ne güzel özetlemişsin. hayatımızı indirgediğimiz kavramlar bizi kalıplara sokmaktan başka neye yarıyor ? ben düşünmek istemem mutlu ya da mutsuz muyum diye çünkü durup düşününce mutlu olmak için de mutsuz olmak için de onlarca sebep bulabilirim. ama insan doğası gereği iyileri görmez ve negatif olana yönelir. farkındalıklarımızı bize kendimizi kötü hissettirene yönlendiririz. ve yine dediğin gibi sıfatlar olmasa ... keşke... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Geceyuruyen Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 Hayat semboller üzerine kuruludur gordüklerimiz yanıldıklarımız........Önyargıda burda devreye giriyor....Bir palyaco,mutlulugun ve nesenin icinde bir mutsuzluk,sonsuz bir rol.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
felidae Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 hayat semboller sıfatlar üstüne kurulu değil aslında....bunlar sadece işi kolaylaştırmak ifade biçimlerini arttırmak için var...misal bir ölçü birimi olan zamanı var saymayan bir insan için hayatta hiçbirşey erken yada geç diyede nitelendirilemez.....bunlar hayatı kısıtlayan detaylar....mutlu mutsuz iyi kötü.....herşey zıttıyla mümkünden yola çıkarsak...zıttını kabul etmediğimiz şeyde aslında yoktur....e aslında var olmayan birşeyi üstümüze alınmanın ona göre yaşamanında manası yoktur.....aslında genel olarak varsayımlar üstüne yaşıyoruz....var saymazsak belki farklı bir yaşam biçimine sahip olabiliriz..... üstelik mutsuz oldğum için mutsuz değiliz hiçbirimiz.....belki mutsuz bile değiliz....sadece mutsuz olduumuzu kabul ediyoruz...mutsuzluğuda mutluluğuda kabul ediyoruz....bence sorun bu... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aleimsema Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 hayatta ki kaybolduğumuz anoforun ta kendisi biziz bence herşeyi biz yaratıyoruz içimizde 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 hayatta ki kaybolduğumuz anoforun ta kendisi biziz bence herşeyi biz yaratıyoruz içimizde aleimsema doğru söze ne denir ki.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
birunsatan Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 neresindeyiz o zaman hayatın. ya da başlangıcı ve sonu neresi?.. hayat bizimle başlar ve biter demişti biri bana, her birey bir dünya'dır ve bu dünya içinde bütün kavramlar olacaktır. Daha felsefik söylersek, herkes biraz faşist ve biraz da sosyalisttir. sorun hangi tarafın ağır bastığını anladığımız da başlar. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aleimsema Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 sgol kültür sanat kordinatörü benim hyat ta en sevdiğim şiirlerden biri buu SEVGİ DUVARI sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi dilimizde akşamdan kalma bir küfür salonlar piyasalar sanat sevicileri derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni yakanda bir amonyak çiçeği yalnızlığım benim sidikli kontesim ne kadar rezil olursak o kadar iyi kumkapı meyhanelerine dadandık önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi aramızda görevliler ekipler hızır paşalar sabahları açıklarda bulurlardı leşimi öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri çöpçülerin elleriyle okşardın beni yalnızlığım benim süpürge saçlım ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi baktım gökte bir kırmızı bir uçak bol çelik bol yıldız bol insan bir gece sevgi duvarını aştık düştüğüm yer öyle açık seçik ki başucumda bir sen varsın bir de evren saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi yalnızlığım benim çoğul türkülerim ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi Can YÜCEL Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
losteirosss Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 5, 2008 işte sorun tam da ihtiyaçlar sözcüğünde gizli...ne palyaço etmek ya da olmak değil...sonuçta hepimiz biraz palyaçoyuzdur kimi zaman...bakana göre değişir bu...lakin mutlu olmak için ihtiyaç duymaya gerek yoktur ki...zaten bu doğanın ve yaratanın hediyesidir...var oluş şarkısıdır bu..bilmiyorum ne derece doğrudan ilintilidir ama şu şiiri paylaşmak istedim: bismillahirrahmanirrahim elif, lam, mim aşka dair ne söylenmemişse, içindedir insan ki, kendi aralığında gizlidir bir kapı aralığıdır bu gaybin bir başka gaybe rehberi şüpheyi besleyen tohumlarımızın kalbimizi çatlatan yerine yazılıdır varolduğunu anlayan insanın serüveni o ki: yüreğine düşen yağmura ve ama senden önceki yüreklerin ıslaklığına da yelesi kalbinden taşan bir beyaz atla girer bir ölüm halidir bu ki insan, bütün biriktirdikleriyle ancak ölerek iman eder! murat çelik 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aleimsema Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2008 bugün farkettim ki içimdeki palyocoyu kendi zindanlarıma kilitlemişim onu serbest bırakmam gerekiyormuş aslında -------------------- bugün içimdeki palyocoyu yokladım mutlu olmalıyım diye uyandırdım onu kırmadı kalktı geldi işte Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.