boynuzsuzgeyikler Oluşturma zamanı: Ocak 6, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 6, 2008 KARİKATÜRÜN TARİHİ KarikatürHerhangi bir insanın, fikrin veya bir olayın resimlendirilerek gülünç şekilde anlatılması. Bir insanın veya bir olayın ayrıntılarına girmeksizin, kısa, düşündürücü ve özlü bir fikir vermek veya genellikle güldürmek için bazı özelliklerinin göze çarpıcı bir şekilde resimlendirilmesi. Karikatür, bir resim sanatıdır. Bu resimleri çizenlere “karikatürcü 3 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sepia Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2008 bende eskiden güzel çiziyordum ama bıraktım belli bir zamandan sonra sıkıyor insanı (: teşekkürler bu güzel konu için 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dangerous Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2008 karikaturle başladım şimdi karakaleme sarmış durumdayım çantamda kalemlerim falçatam (kalemlerin için yanlıs anlaşılmasın:))ve eskiz defterim olmadan çıkmam dışarı 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
felidae Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2008 iyi bir başlık olmuş boynuzsuz eline sağlık;) 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
F5uck Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2008 bilgiler için teşekkürler boynuzsuz bikaç esprisiz çizim koyym benden:D http://img338.imageshack.us/img338/1946/izim3zd3.png http://img106.imageshack.us/img106/3922/resim10ap6.png http://img520.imageshack.us/img520/4120/twsthumbdg9.jpg Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 6, 2008 güzel paylaşım F5uck daha komik yada kara mizah tarzı çizimlerin varsa ve paylaşırsan sevinirim:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
F5uck Yanıtlama zamanı: Ocak 7, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 7, 2008 maalesef şu defterlere çizittirdiğim şeylerdi bunlar esprisiz olunca çizgiler güzel oluyo fakat işin içine espri girince bozuluyo çizim adeta "iğrenç" oluyo örnek olarak şunu gösterebilirim: http://img520.imageshack.us/img520/2788/izim11cz6.png şöyle bir baktım da çizim iğrenç olmyomuş çizim olarak nitelendrilebilecek pek bir şey yok yukarıdakinde kusura bakmayın Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pithc Yanıtlama zamanı: Ocak 7, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 7, 2008 ellerinize saglık...boynuzsuz ve F5uck...karikatür sadece çizimle bitmez tarihini ve akımlarını da bilmek lazım... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sextant Yanıtlama zamanı: Ocak 7, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 7, 2008 saygı duyduğum bir faaliyet Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2008 ve ben önce internet üzerinden dahja sonra da dergi şeklinde haftalık veya aylık bi dergi çıkartmanın peşindeyim çizimlerine güvenen arkadaşlar varsa görüşelim burda çizimlerimizi paylaşalım tartışalım -------------------- hiç mi çizen yok komik yazılar da olur -------------------- Karikatür Neden Bir Sanattır? Sanatsal etkinlik insana özgü yaşantıları iletilebilir ve başkalarınca da hep yeniden yaşanılabilir kılmak üzere, bu yaşantılara duyu-algı yetileriyle algılanabilir bir biçim kazandırma etkinliğidir. Bu amaçla hep yeni biçimler aranır. Sanatsal etkinlik kullanıldığı biçimleme araç ve gerecine göre ve o gereçle varmak istediği amaca göre dallara ayrılır. Müzik sanatı yapı gereci olarak sesi, resim ve heykel sanatları ışığı, yazın sanatı ise duyu-algısal kaynaklı imgeleri kullanır. Bu imgeleri iletilir kılan araç olarak da sözleşmeyle oluşan bir görsel/işitsel göstergeler dizgesi, yani bir konuşma/yazı dili kurar. Karikatür sanatı da, biçim kazandırmak istediği yaşantıları iletilebilir kılmak üzere, yazın sanatının izlediği yolu izler, bir tür resim-yazı oluşturur. Demek ki karikatür de, eğer sanatsal bir etkinlik olacak ise, bunun için öbür sanatlar gibi gereci, araçları ve amacı olmalıdır. Karikatür sanatının gereci resim sanatını da var kılan bir gereçtir: düzlemde elde edilen ışık. Düzlemde ışığın sonsuzca farklılaşma imkânı vardır; farklı görsel biçim üretmek üzere sonsuzca değişme imkânı vardır. Ama karikatür sanatı ışığın bütün imkânları arasından en çok bir imkânı, çizgiyi resim oluşturma aracı olarak kullanır. Araç olarak çizgi ve çizgi ile oluşan resim, karikatür sanatını amacına ulaştırmada yeterli olmaktadır. Anlaşılıyor ki karikatürü sanat yapan şey, öbür sanatlardan farklı araç gereç kullanmasında değil, farklı amaç taşımasında aranmalıdır. Karikatür Amacı Karikatür sanatının amacı, resim sanatında olduğu gibi, yaşantılara yalnızca görsel biçim kazandırmak değildir. Resim sanatının amacı ışık gerecinin (rengi de içeren) bütün imkânlarının araştırılmasını ve doğru olarak (ışığın doğasına uygun olarak) kullanılmasını gerektirir, yaşantının bütüncül bir görsel yapısına, yani bir kompozisyona, bir sanat yapısına ulaşabilmek için. Karikatür sanatının amacı ise yaşantıları, eleştirmek üzere, tartışmaya açmaktır. Bu da bir çözümlemeye (analize) yönelmek demektir: yaşantıları oluşturan imgesel ögeleri önce ayrıştırmak ve böylece yaşantıyı sosyo-politik ve sosyo-psikolojik bir eleştirinin nesnesi haline getirmek, sonra yeniden birleştirerek bir kompozisyon, bir bütünlük içinde duyumsatma. Karikatürü sanatsal etkinlik yapan şey bu duyumsatmayı başarmasıdır. Karikatürün Dili Karikatür yapanın amacı yaşantıların yerleşik imgesel biçimlerini eleştirel gözle çözümleme olduğuna göre, her kültürden, gelmiş geçmiş bütün görsel biçimle karikatüre özgü resim-yazının simgeleri olarak karikatür dilinde yer alabilir. Bu nedenle karikatürde metafor işlemi, deyim yerindeyse, ters yönde yürütülmelidir: yaşantının yerine konulmuş biçimi karikatür yerinden etmelidir; onu yaşantıdan ayırarak eleştirel gözün önüne sermelidir. Bu sergidir karikatür. Böylece karikatür, aynı anda, hem gizlenmiş niyetin üstündeki örtüyü açar, hem bu niyeti gizleyen aklı gözler önüne serer. Karikatürün içerdiği gülmece ise gerçek niyetini gizleyen aklın, deyim yerindeyse, suçüstü yakalanmış olmasından doğar. Karikatürün dil kurmak için başvurduğu metafor işleminde doğal ve kültürel varlık alanlarından alınan hazır biçimler simgesel işlev yüklenilerek (biri öbürünün yerine konularak) dilsel göstergelere dönüştürülür. Öte yandan simgeler arası metafor ile de yeni göstergeler üretilir. Eski çağlardan beri yazın sanatında da başvurulan en yaygın metaforlardan biri insanın yerine hayvan, hayvanın yerine insan konulmasıdır. Bir biçimi karikatürde görülen türden abartmak ya da bozmak, aslında bir varlığı doğal ya da alışılmış ölçüler yerine, doğal olmayan ya da alışılmamış ölçülerle biçimleyerek, yeni simgesel içerikler oluşturmak üzere, metafor yapmaktan başka bir şey değildir. Bu tür metaforlar, kendi ayaklar üstünde duran bir karikatür sanatı yok iken de, çok eski çağlardan beri resim, heykel ve yazın sanatlarında yapılagelmiştir. Karikatüre Konu Olan Yaşantının Temel Özelliği Karikatürdeki resimsel simgeler ortaklaşa yaşamın zihinlerde oluşturduğu görsel kaynaklı imgelere gönderme yapar. İnsan için yaşamak duyu-algısal varlık alanı (cisimler) ile imgesel varlık alanı (tasarımlar) arasında sürekli hareket edebilmektir. İnsan dinmeksizin bu iki alanın varlıklarını birbirine dönüştürür, birini öbürü ile göstererek. Bu hareket genel olarak “duygular Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2009 Kütüphanelerde bulunan karikatürlerin en eskisi 1466’da adı bilinmeyen ve yapıtına E.S. imzasını atan bir Alman gravürcü tarafından yapılmış... Anlayacağınız bu Alman gravürcü karikatürcülerin piri ama ona “gravürkatürcü” demek daha doğru olur sanırım!.. E.S.’nin bu gravür-katür’ünden sonra 16. yüzyıla geliyoruz... 16. yüzyılda aslen ressam olan pek çok kişi gene farkında olmadan karikatür çizivermiş... Bunlar da aslında bir yerde karikatürün resmini yapmışlar diyebiliriz... Kim mi bunlar?.. Jerome BOSCH (1450-1516), Leonardo Da Vinci (1452-1519), BRUEGEL (1525-1569), J.J. BOISSARD (1528-1602), CALLOT (1592-1635) ve şaşırtıcı bir isim; REMBRANDT (1606-1669)... Evet işte hepsi de ressam olan bu isimler karikatüre benzer desenleriyle karikatürün resmin içinden çıkışına da öncülük etmişler bir şekilde... Karikatürün ülke olarak ilk vatanı İngiltere gibi gözükmektedir... Zira 18. yüzyılda 4 İngiliz sanatçı bugünkü karikatürlere pek benzemese de, karikatüre yakın abartılmış çizgilerle tanıştırıyorlar bizi... Şimdi karikatüre giderek daha da yakınlaşan karikatürün bu ilk dörtlüsünü sayalım; HOGARTH (1697-1764), ROWLANDSON (1756-1827), James GILLRY (1757-1815), Cruik SHANK (1792-1878)... Peki bu 4 İngiliz neler çizmiş?.. Genellikle insan figürü konu alınmış ve resme yakın bu çizimlerde o zamana dek pek alışılmadık abartmalar yapılmış... İşte zaten bu abartmalar onları resimden karikatüre doğru bir yolculuğa çıkarmış bir yerde... 19. yüzyıl başlarında karikatürün bir yerde mayasını yoğuran Fransa’ya göz attığımızda da aynen İngiltere’deki gibi aslen ressam olan bazı isimlere rastlıyoruz... Bunlar; GAVARNI, DAUMIER, GRANDVILLE, HENRI MONNIER gibi isimlerdir ki bunların içersinde karikatüre en çok yaklaşan isim DAUMIER’dir... 1808-1879 yılları arasında yaşamış olan DAUMIER, Fransa’da karikatürü yaratan ilk isimlerden biridir... “Kara Mizah’ın temelleri de bu dönemde ilk kez Fransa’da atılmış sayılabilir... İlk karikatür dergisi: “LA CARİCATURE” Yıl:1830’dur ve Fransa’da Charles PHILIPPON adında bir desinatör-gazeteci yapacağını yapar!.. “LA CARICATURE” adlı bir karikatür dergisi çıkarır... İşte size ilk karikatür dergisi!.. Yani aslında karikatürde gerçek anlamda her şey 1830’da başlar... Modern karikatüre doğru sürecek olan yolculuğun ilk gerçek durağı 1830’daki bu dergidir... “LA CARICATURE” de küçük bir kadro vardır... Derginin kadrosunu; DAUMIER, GRANDVILLE, RAFFET, MONNIER, TRAVIES, GAVARNI gibi çizerler oluşturur... 1832 yılına gelindiğinde Charles PHILIPPON bu derginin tutmasıyla birlikte cesaret bulup ikinci bir dergi çıkarır... “CHARIVARI” adlı bu dergi de (Fransızca’da; Gürültü-Patırtı anlamındadır.) “LA CARICATURE” gibi büyük bir ilgi görür ve beğenilir... Ancak bu iki dergiyi beğenmeyenler de vardır!.. Bunlar daha çok sarayda yaşayanlardır!.. Örneğin; İmparator Louis Philippe gibileri!.. Tıpkı daha sonra aynı şeyleri yapacak bizdeki Abdülhamit benzeri gibi!.. Bizim sultan da aslında kendine bu Fransız imparatorunu örnek alıp bu tarihlerden yaklaşık 40 kadar yıl sonra aynı şeyleri yapmıştır... İmparator Philippe hazretleri, karikatüre bu kadar yeter diyerek 1835’de bir yasa çıkarır.. Bu yasa “SİYASAL GÜLDÜRÜ” yü yasaklar!.. “LA CARICATURE” bu yasaya boyun eğer ve kapanır... “CHARIVARI” ise siyasal çizgisini bırakıp sosyal çizgiye geçer ve 13 yıl daha yaşar... Bu yasaklar Fransa’da 18 yıl daha kalkmış ve ancak o tarihten sonra yeniden siyasal karikatüre dönüş yapılabilmiştir... Fransızların getirdiği ve oturttuğu karikatür dergiciliği onların yakın takipçisi olan İngilizleri de etkilemiş ve İngilizler de 1841’de PUNCH adlı dergilerini yayınlarlar. (Bazı kaynaklarda; 1842’de çıkmış gözükür.) PUNCH, İngilizlerin en uzun ömürlü dergisi olmasının ötesinde İngiliz karikatürünün kök salmasına da öncülük etmiş bir dergidir... PUNCH, hiçbir dergide görülmeyecek bir uzunlukta ömre sahip olmuş 1,5 yüzyıla varan bir dönem içersinde İngiltere’de adeta bir okul olmuştur... Diğer ülkelere de bir göz atarsak; Almanların 1844’te çıkarttığı “FLIEGENDE BLATTER”i, İtalyanların 1847’de çıkarttığı “FISCHIETTO”yu, Avusturyalıların 1857’de çıkarttığı “FIGARO”yu ve aynı tarihlerde Amerikalıların çıkarttığı; “HAPPERS WEEKLY”i sayabiliriz... Demek ki 1850’li yıllar tüm dünyada karikatür dergiciliğinin temellerinin atıldığı, bu tür dergilerin yayılıp patladığı yıllardır... Karikatürün ve dergilerinin tüm dünyada belli bir patlamaya ulaştığı 1850’li yıllardan 1860’a geldiğimizde Fransa’da Nadar yönetiminde daha çok güncel konular üzerine yazı ve çizgilerin görüldüğü; “Petit Journal Pour Rire” (Gülmek için küçük gazete anlamında) yayınlanmaya başlar... Bu gazete içersinde Cham, Gavarni, Robida, Bertall, Riou, Grevin ve Gustave Doré gibi çizerler yer alırlar... 1862’de ise, özellikle asıl etkinliğini 1910-1925 yılları arasında; “Kadın” üzerine çizen çizerleriyle kazanacak olan “Vie Parisienne” (Paris Yaşamı) Marcellin yönetiminde yayınlanmaya başlar... 1866’da modern karikatürün öncülerinden sayılan Wilhelm BOSCH’un ilk çizgileri “Fliegende Blatter” adlı Alman karikatür gazetesinde karşımıza çıkmaya başlar... Aslında 19. yüzyılın sonlarında en hareketli ülke Fransa’dır gene... Önce 1882’de “Chat Noir” adlı bir grup aynı adlı kabarenin çevresinde aralarında Willette, Seinlen ve Caran d’Ache gibi çizerlerin yer aldığı bir dergi çıkartır... 1894’te ise “Rire” (Gülmek) adlı yayın çıkar... “Rire”de çizgileri yer alanların arasında ünlü ressam Toulouse Lautrec’i de görürüz... Fransızların bu hızı kesilmez ve 20. yüzyılın hemen başlarında 1901’de toplumsal ve siyasal konulara ağırlık veren; “L’assiette Au Berre” (Yağlı Tavuk) çıkar... Çizerlerinden bazıları; Juan Gris, Kupka, Grandjovan, Radiquet, Vogel, Veber ve Kirchner’dir... 20. yüzyıla emin adımlarla giren Fransızların 1907’ye gelindiğinde en az 50 civarında mizah dergisi ve mizah gazetesi vardır!.. İçlerinden en önemlileri; Péle-Méle, Fantasio, Cocorico ve Le Canard Sauvage’dır... 1. Dünya savaşının çıkışı karikatürcüleri ve mizahçıları durdurmak bir yana tam tersine daha da atak bir hale getirir ve 1. Dünya savaşı yılları içersinde (1914-1918) mizah dergiciliği daha da gelişir... Savaş yıllarında “Rire” artık; “Rire Rouge” adıyla yayınlanır... Yani “Gülme” de artık kırmızılaşmıştır!.. Savaş yılları içersinde, 1915’te Fransa’da çok önemli bir siyasal mizah gazetesi de çıkmıştır ki, özellikle onun adını anmak gerekir... Bu önemli gazete, upuzun ömrüyle de tarihe geçmiş olan (Bugün 86 yaşındadır) “LE CANARD ENCHAİNE”, yani Türkçesiyle; “Zincirli Ördek” tir!.. “Le Canard Enchaine”nin en önemli özelliklerinden biri de, sırtını asla büyük sermayeye dayamadan, reklamsız bir şekilde çıkması ve sahiplerinin de kendi yazar-çizerleri olmasıdır ki bu model artık karikatür dergisi çıkaran herkes için geçerli bir model haline gelmiştir özellikle de ülkemizde!.. Le Canard Enchaine’nin 1990’lı yılların başındaki tirajı 100 binler civarındadır... Uzun ömür açısından bizim Akbaba dergisine de (Akbaba bazı aralarla birlikte 55 yıl çıkmıştı) epeyce fark atan “Zincirli Ördek” zamanında bir Fransız cumhurbaşkanını, Valery Giscard D’estaing’i de koltuğundan etmiş ve siyasal mizah anlayışındaki sivriliği hep korumuştur... “Zincirli Ördek” gazetesinin üslubu ağır ve sivri bir mizah dili taşırken bu üslup biraz bizim Osmanlı döneminde ağır hicivleriyle kelle yitiren o hiciv şairlerimizin üslubuna benzetilebilir... 20. yüzyılın 1. Dünya savaşı sonrası yıllarına geçildiğinde artık bu tür dergicilik iyice yerine oturmuştur... 1925’te de Amerika’da önemli ve ünlü bir yayın; “New Yorker” yayınlanır... “New Yorker” adlı bu dergi de “Yazısız” karikatürün babası sayılabilir... “New Yorker” da görülen farklılıklar oldukça önemlidir... Çizgiler artık iyice sadeleşmiştir... Konular abartmalardan uzaklaşıp daha çok çizgi ağırlığına yönelmiştir... Bununla birlikte daha vurucu ve çarpıcı konular karikatüre girmiştir... Çizgi böylece konunun yanındaki gerçek yerini bulmuştur artık... Aslında öncü “New Yorker” gibi gözükse de, bu çizgiyi öne çıkaran karikatürün temelleri gene de Fransız çizerleri tarafından atılmıştır... Ancak bunlar bu işi epeyce dağınık kulvarlarda başlattıklarından öncülüğü bir yerde “New Yorker”a kaptırırlar... Peki kimdir bu Fransız çizerler?.. Sayacak olursak; Effel, Tetsu, Chaval, Andre François, Mose, Maurice Henry ve diğerleri... Çizginin konuya karşı “ağırlığını” hissettirdiği bu dönemde “Kara mizah”ın da ilk harçları atılır... Almanya’da; Kley ve Grosz, İngiltere’de; Leslie Starke, Hoffnung, Ronald Searle gibi karikatür sanatçıları 2. Dünya savaşı ile daha da parlaklaşan bu tarzın önemli isimleri arasında sayılabilir... 2. Dünya savaşı’nın bitiminde, yani 1945’te yayınlanan bir karikatür albümü, karikatür dünyasında bomba gibi patlar!.. Bu albüm Romen asıllı, Amerikalı sanatçı Saul Steinberg’tir ve albümü de; “All in Line”dır... Fransa’da da 2. Dünya savaşı sonrasında yepyeni bir kuşak ve yepyeni konular ortaya çıkar... Bu dönem ve 1950 başları karikatürün artık, soyut kavramlara ve konulara yöneldiği yeni bir sayfa açar karikatür ve mizah tarihinde... İşte o dönem bizim çizerlerimizi de fena halde etkilemiş ve bizde de sonrasında; “50 kuşağı” adıyla anılan pek çok çizer ve pek çok mizah dergisi çıkmıştır ortaya... 60’lı ve 70’li yıllar çizginin beşiği olan batı ülkelerinde “çizgi-roman” dergiciliğinin de öne çıktığı yıllardır... 80’lerle başlayan bir sürecin sonunda özellikle 90’lı yıllara gelindiğinde başta Fransa’da olmak üzere mizah ve çizgi-roman dergilerinin artık eski tatlarını yitirmeye başladığı ve yavaş yavaş kapandığı bir döneme girilir.. Artık daha çok çizerlerin düzenli olarak yayınladığı kendi albümleri vardır ortalarda... Karikatür; sarsıcı ve çarpıcı bir sanattır. Gerekirse yıkıcı da olabilir. Bu çizerin niyetine bağlı bir durumdur. Tabii ki yasalarla yönetilen bir devlet anlayışı içinde onun da özgürlük alanları sınırlıdır ancak bu sınırlar her topluma ve her dine göre ayrı ayrı belirlenmiş sınırlardır. Çizginin gücü on kaplan gücündedir!.. Tüm bu tarihlerin ötesindeki en önemli gerçek; karikatür ve mizah denen sihirli gücün her daim birileri tarafından rahatsız edici bulunmasıdır. Ancak bu rahatsızlık karikatürün “iktidar” olan güçlere karşı “muhalif” kimliğini göstermesiyle en sağlıklı şekilde oluşmuştur… Ilk karikatür dergisinin 1830’da çıktığını düşünecek olursak, 2006’da karikatür 176 yaşına girmiştir. Ne diyelim; Yaşasın 176 yaşındaki karikatür adlı ihtiyar delikanlı!.. corbaya tuzum olmustur umarım http://damdakimizahci.blogspot.com Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
wings_ Yanıtlama zamanı: Haziran 2, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 2, 2009 teşekkürler bilgiler için Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
jasper Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2009 :confused:nerden ve nasıl başlamalıyım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
EsmerCiX Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 13, 2009 :confused:nerden ve nasıl başlamalıyım espiri anlışın Var İse Berbat bir resim bile çok gülüneçek hale gele Bilir örnegim bir Haber Okudun Ve kafana gelen ılk Şeyi çizmelisin Weya Hazır resme güzel bir Espiri Koyman yeterlı Olacaktır yayınlamadan öncede Bır ıkı Arkadaşına Göster onaylıyorsalar ise çekinme Koy gülen bulunur gülmiyen Insanlar Ulkesinde Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Kasım 1, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 1, 2009 :confused:nerden ve nasıl başlamalıyım al eline bir kağırt ve kalem.Hiçbirşey bilmesen bile aklına gelen ilk şeyi çiz.Başla biyerden ki devamı kendiliğinden gelir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
philadelphia_f Yanıtlama zamanı: Kasım 1, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 1, 2009 bence karikatür resimle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir sanat ve resimdende zor bir sanat. hayalgücü bir kenara abartma sanatınıda kullanıyorsun. kaç yıldır resim çiziyorum bana bir figürü karikatürleştir deseler herhalde çok saçma birşey çıkar ortaya aynısı gibi mükemmel karikatür çizipte sanatın yanından geçemeyen insanlar var. karikatür herşeyden önce ince bir mizaç istiyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Kasım 1, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 1, 2009 bence karikatür resimle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir sanat ve resimdende zor bir sanat. hayalgücü bir kenara abartma sanatınıda kullanıyorsun. kaç yıldır resim çiziyorum bana bir figürü karikatürleştir deseler herhalde çok saçma birşey çıkar ortaya aynısı gibi mükemmel karikatür çizipte sanatın yanından geçemeyen insanlar var. karikatür herşeyden önce ince bir mizaç istiyor. ama Bahadır Baruter ve Memo Tembelçizer gibi cevherleri ayrı tutmak gerek Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Kasım 1, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 1, 2009 Benim bi 15 e yakın var ancak küfürsüz veya farklı içeriği olmayan bi bu var http://kafa.bobiler.org/upload/photographs/172157452M.jpg?t=46612 Ha derseniz küfür neymiş sanat için söveceksin, o zaman paylaşırım 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Kasım 1, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 1, 2009 puhahahahahahhahahaha süpermiş bu yanlız karikatürlemiz başlığında paylaşırsan çizimleri daha ii olur onun için açmıştım oratı burası daha ziyade karikatür sanatını tartışmak için ama iimiş bu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.