Şu An Nasılsın? Ne Düşünüyor, Ne Hissediyorsun?

biri beni anlatmış

Sakladığım bir şişe vardı, onu da bugün içeyim bari )~(

Kabuslarımdaki kız kim?. Ve eğer karşıma çıkarsa ona neler yapacağımı biliyor mu.

Bu aralar çok saçmalıyorum, en azından kafamı dağıtmakta yardımcı oluyor.

Kim demiş, içmek kötüdür diye. Ben herşeyimi ayıkken kaybettim diye boşa dememiş şair. İçince ne sinir kalıyor ne gurur. Ne roller kalıyor geriye ne hesaplar.

Bir his var ama çözemiyorum.şöyle bir hafta kadar gömseniz sonra geri çıkarsanız beni, nasıl olur

Ruhum alev alev yanıyor, kalbim zaman aktıkça durmaya başlıyor. Toparlanma ve güçlenme vakti, yarından itibaren o dik burunlu kraliçe uyanacak ve and olsun ki küllerim yerine dolacak. Yarın sabah kuzenimin getireceği elbise fazla cesurca olsa da yeniden doğuşumu simgeleyecek.

Bir şey hissetmiyorum, iki gün önce hüzün hisseder gibi olduğum için sevinmiştim değişik bir şey hissedebiliyorum diye. Şimdi o da yok... Her şey tatsız, zevksiz ve berbat geliyor. Bilmiyorum, değişik bir şeyler istiyorum. Hep aynı şeyi hissediyor olmak gerçekten insanı yoruyor, sürekli mutlusun... Mutluluktan bıkacağım aklıma bile gelmemişti. Gerçi mutluda değilim, garip bir ruh halindeyim işte. Ama kesinlikle hiçbir şeyden tat alamıyorum, her şey saçma ve anlamsız geliyor.

Değer ve algı terazimin şu sıralar anormal çalışması, aslında hiç bir şeyi uzatmam kısa keser çekilirim. Bazı şeylerden fedakarlık yapmak daha fazla şey kazandırabilir. He birde zihnimi bu aralar susturamıyorum, daha fazla meşgul etmeliyim.

İçtiğimin ertesi sabahları aynada kendime dakikalarca bakıp güzelliğimi izliyorum. Yani şu gözlerim yüz hatlarım, köşeli ve sivri yapım adeta kozmik patlamanın fraktal kaosunun bir sanat eseri olarak yüzüme yansıması. Resmen evrendeki estetik algısını temsil ediyorum. Apollonun müziğini taşıyorum yüzümün göründüğü her yerde. Neyse alkolün etkisi geçince bu bakış açım da tam tersine döner. Sadece içkiliyken bu kadar zıttıma dönüşüyorum.

İçtiğimin ertesi sabahları aynada kendime dakikalarca bakıp güzelliğimi izliyorum. Yani şu gözlerim yüz hatlarım, köşeli ve sivri yapım adeta kozmik patlamanın fraktal kaosunun bir sanat eseri olarak yüzüme yansıması. Resmen evrendeki estetik algısını temsil ediyorum. Apollonun müziğini taşıyorum yüzümün göründüğü her yerde. Neyse alkolün etkisi geçince bu bakış açım da tam tersine döner. Sadece içkiliyken bu kadar zıttıma dönüşüyorum.

uykusuz olunca başım ağrıyor:confused:

Ne manyak ne psikopat bi insanım lan ben. insan bile değilim hatta yarı insanım :Devdeyken herşey normal ,giriyoyum buraya insanlarla konusuyoyum,dısarı cıkıyorum tek bir insanla bile diyaloğa girmeden geri geliyorum bu sefer yine buraya girip bu yazıyı yazıyorum.töbe estafurullaah , çok trajikomik,bende mi içmeye başlasam acaba

İçtiğimin ertesi sabahları aynada kendime dakikalarca bakıp güzelliğimi izliyorum. Yani şu gözlerim yüz hatlarım, köşeli ve sivri yapım adeta kozmik patlamanın fraktal kaosunun bir sanat eseri olarak yüzüme yansıması. Resmen evrendeki estetik algısını temsil ediyorum. Apollonun müziğini taşıyorum yüzümün göründüğü her yerde. Neyse alkolün etkisi geçince bu bakış açım da tam tersine döner. Sadece içkiliyken bu kadar zıttıma dönüşüyorum.

Aynı şey bana içmemişken oluyor.

Gümüş manyağı oldum . ....

Rick and Morty isimli harika bi dizi keşfettim. Kolay kolay gülmeyen ben kahkahalar içinde.

Bi insan kişiliğinden hoşlandığı her kişiyle neden sevgili olmak ister anlamıyorum. Neden böyle bir arayış içindedir insan ? Ben dost olmak isterim. Sevgili bir tane olur ama aynı zamanda birden fazla dostunuz olabilir. Önüne gelenle sevgili olmak anlaşmaya dayalı geliyor gözüme, hoş değil. Hoşlanmak daha farklı hir histir aşktan. Ortada aşk da yok, biteceğini bile bile rolüne kaptırmak kendini, ne kadar doğru ?

Ben Ateş`ten gömlekler giydim, bir bir yandı bedenim. Yarası ağır ruhumun, bulamıyorum kapatacak bant.

Alkol istiyorum, takı istiyorum, alışveriş yapmak istiyorum, öpüşmek istiyorum.

Alkol istiyorum, takı istiyorum, alışveriş yapmak istiyorum, öpüşmek istiyorum.

:woot:

Bazen katıksız bir obsesif gibi aynı parçaları dinliyor , aynı film serilerini izleyebiliyor , aynı ceketi falan giyinebiliyorum . Aslında imaj , tarz ve düşünce gibi konularda diğerlerine karşı hoşgörü ve esneklik satan insanların alayının obsesif-kompülsif -düşünce bozukluğuna sahip olduğuna inanıyorum . Hani bu insanlar düşünce özgürlüğüne falan önem veren bir imaj çizerler , Hadi lan en sabitfikirli görüşler bu tiplerden çıkıyor ve bunu kamufle ediyorlar . Toplumda elbette muhafazakarlar var . Ama bu marjinal-özgürlükçü tiplerin kendi kendilerine benimsediği düşünce modelleri onlara göre katıksız bir gerçek gibi geliyor . Yazık . Bunları polemiğe döktüğünde , ben ve sen farklıyız tarzı bir savunma biçimine geçiyorlar bu sefer . Yok arkadaş ; Diyalektik tartışmayla birşeylerin değişemeyeceğini bu tiplerde görüyoruz en fazla . Ama bunlar birşeylerin değişimi için baskı ve iktidarı da iğrelti buluyor aynı zamanda . Oğlum siz ne değişik bir varlıksınız ya ..

Bak, seninle bir anlaşma yapalım; sen tıpkı bir yamyammışım, karadulmuşum gibi benden kaç, ben de yıllar sonra aklın başına gelip onu görmek istediğinde okkalı bir nah çekeyim sana, ne dersin?

Yazamıyorum merkür geri de gitmiyor aslında

Bi insana sırf zor şeyler yaşadığı için saygı duyamam. Eğer zor şeylerin altından karakterini koruyarak , intikam duygusuna kapılmadan çıkabildiyse saygı duyarım, sonuna kadar... Önemli olan karakterini koruyabilmek çünkü.

İyi gezdik, harbi iyi gezdik bu sefer. Yok binen mustang'e hesabı.