Jump to content

Mevcut Dinler Hakkında Sorum


alperen

Önerilen Mesajlar

Arkadaşlar sormak istediğim soru ''din'' hakkında.Soruma karşılık tam bir cevap olduğuna bile emin değilim ama yinede sizden yardım almak istedim.Biz, sonuç olarak biz bir dine ya kalpten inanırız ya da inanmayız yani ortada somut olarak bir şey yok, biz o dinin gerektirdiği şeyleri yaparak kendimizi huzurlu hissederiz.Böyle olunca biz doğru dini bulmak için yaklaşık 4.000'e yakın dini tam olarak öğrenmemiz gerekmiyor mu? Bu sayı aşırı fazla, inanan sayısının çok olduğu dinlere baksak bile en az 200 farklı din karşımıza çıkar.Biz bu dinlerin tam olarak neyi anlattığını ve gerçekten bize göre mantıklı bir din olduğunu anlamamız bile çok uzun bir süre gerektirir.Şimdi burada herkes kendi inancını öne sürerek ''Benim inandığım din huzur ve barış içeriyor, diğer dinler gibi değil'' diyeceğinden eminim.Çünkü herkes kendi inandığı dine kalpten inanır ve onun gerektirdiği şeyleri yaparak kendini doğru yolda hisseder.Peki durum böyle olunca sizce de tek bir doğru din olması saçma gelmiyor mu? Ve eğer bir tanrı varsa ve böyle bir sorun olacağını bildiği halde neden bir şey yapmadı? Ben böyle bir sorun olduğu için bir dine kalpten inanabileceğimi sanmıyorum, bu konuları düşünerek bir cevap bulamamak da ayrı bir sorun zaten.O kadar din içerisinden doğru dini bulamazsam kötü bir yere gideceğim kesin.Ama şöyle de bir şey var ki ben böyle bir sorumluluğun altına girmek istemedim ki, böyle bir dünyada bu şeyleri düşünmek istemedim, adalet bunun neresinde?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bütün dinlerde tanrı veya cennet-cehennem inancı yok ki. Cennet-cehennem inançlarının olduğu bazı dinlerde de o dine inanmadığınız zaman doğrudan cehenneme gideceksiniz gibi bir inanç yok. Yani siz hepsini semavi dinler gibi düşünmüşsünüz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle neyi isteyip neyi istemediğimizi hatırlamıyoruz bile, bu söylediğimi bi düşün... Sonra sen bir hayal ürünü olarak; varlığın içindeki adalet sistemini tam olarak anlaman ne kadar olasıdır? 400'e yakın dini bir kenara bırakalım, bugün insanlar kendi dinlerini ne kadar yaşıyorlar? Bir dinin içsel ilmine yönelmeyen insanlar bir dine sahip olsa bu o kişiye ne verebilir? Mesela ele alınan bir kitabın sayfalarını tek tek çevirip bitirmek de mümkün, kitabın üzerine eğilip içinde kaybolmak da mümkün... İnsan aklının sınırı yok gibi gelir bizlere. Bu da bizi bitmez bilmek bir soru girdabının içine hapseder. Salt felsefeyle asla cevap verilemeyecek sorular vardır. Bundan dolayı bir öğretiye kendini adayıp ömrünü bu şekilde yaşaman gerekir... Tarihi bir roman önerebilirim sana, burada sorduğun bazı soruları orada da göreceksin. Ve ne demek istediğimi biraz daha iyi kavrayabilirsin...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sence de çok büyük bir zaman kaybı değil mi bu ? ( Zaman kaybı dememin sebebi herhangi bir somut sonuç elde edemeyek olmamız )

Adalet yeryüzünde olduğuna inmıyorum . Şimdi o 400 dini ele al, hangisinin tanrısı adaletli, hangi din vicdanını rahatlatıyor, hangisi çelişkisiz ve mükemmel? 400 yüksek bir rakam ama bir yerden başlamak lazım :thumbsup:
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Adalet yeryüzünde olduğuna inmıyorum . Şimdi o 400 dini ele al, hangisinin tanrısı adaletli, hangi din vicdanını rahatlatıyor, hangisi çelişkisiz ve mükemmel? 400 yüksek bir rakam ama bir yerden başlamak lazım :thumbsup:

Ben de yeryüzünde adalet olduğuna inanmıyorum ama insanlarda evrensel bir adalet beklentisi var. Bu düşünce bence insanlara duygusal yönden çok zarar veriyor. En baştan dünyada adalet olmadığını kabul etmek lazım ki haksızlığa uğramışlığın verdiği öfkeyle sürekli geçmişe dönüp kendimizi zehirlemememiz lazım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sence de çok büyük bir zaman kaybı değil mi bu ? ( Zaman kaybı dememin sebebi herhangi bir somut sonuç elde edemeyek olmamız )

 

O senin âlemin herkes somut delillere ihtiyaç duymuyor. bakmak ve görmek farklı şeyler. Herkesin bakıp da ne gördüğünü bilemezsin. Arkadaşımızın buna ihtiyacı varsa üstün ve galip güce, tam adalete ve mutlak amaca bununla tamamlanacaksa bu vakit kaybı olmaz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gerçek din şudur veya bu din yanlış demek aynı oranda abes olduğundan bu konuda ne yapacağın sana kalmış aslında. Çünkü doğru ve yanlış görecelidir ve neye inanacağım diye sorduğunda herkes kendi izlediği yolu gösterir. Ya birine güvenip o kişiyle aynı yolu izlersin(ki bu saçma olur) veya araştırıp kendi aklında kalbinle doğru olana sen karar verir, yolunu kendin belirlersin. Paranormal'in dediği gibi bu sorulara net bir cevap yok. :)

 

Hepsinden önce zihninde yer edinmiş olan "doğru dini bulamazsam cehenneme gideceğim" tarzı kalıplardan kurtulmak ve daha özgür bir düşünme biçimi edinmek, sana her açıdan faydalı olacaktır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ama şöyle de bir şey var ki ben böyle bir sorumluluğun altına girmek istemedim ki, böyle bir dünyada bu şeyleri düşünmek istemedim, adalet bunun neresinde?

 

Onu sen bilemezsin , belli bir idraki seviyeye geldikten sonra seçim şansın yoktur zaten . Yapman gerekenler vardır artık çünkü

 

İnsanın dünyasal şuurundaki bilgisi ne kadar artarsa geriye o kadar az seçim şansı kalır . Şöyle bir örnek vereyim ;

 

Kırmızı eti , beyaz ete daha önceden yemeyi tercih eden ve tüketen bir insandın diyelim . Belirli bir süre geçti ve sana kan kanseri teşhişi koyuldu , Kan grubun a rh pozitif olduğu için kırmızı etin hastalık sürecini arttıracağını ve mevcut durumunu daha kötüye doğru götüreceğini doktorlar sana söyledi . Şimdi senin kan grubunu seçme şansın var mıydı ? , hayır onu eşeyli üremediki gen yazılımı daha önceden senin için belirledi . Hatta o yazılım seni kırmızı eti sevdirmeye yöneltti , ama artık bu eğilimin sakıncaları olduğunu öğrendin , işin ucunda ölüm var artık . Bu bilgiye sahipsin , Kırmızı eti yemeye devam eder misin ? , istersen edersin tabi , ama her seçimin bir bedeli vardır . Dinlerde bize bunu söyler zaten ; Her seçimin ve eylemin bir bedeli vardır ..

 

Ama dünyada her zaman şunu gözlemlersinki ; İnsanlar bir amaç birliği içerisinde hareket etme ihtiyacı hissederler , Ve tecrübelerine dayanarakta prensipler geliştirirler . İşte o prensipler zaman zaman başka seçim şansının olmadığı değerleri temsil eder ..

 

Ve dinler o yüzden hayatta kalma , korku , ölüm içgüdüsü ve mutlu olma arzusu ile iç içedir .

 

Sen bunlardan ziyade ; Dinin neden var olması gerektiği hakkında düşün . İnsan ruhunun realitesini göz önüne alarak objektif bir şekilde düşün ve taşın . Sana yardımı dokunacak olan ve benimde incelediğim kitaplar ;

 

Din ve Beyin : Gazi Özdemir ..

 

Psikanalist ve Din : Erich Fromm ..

 

Din Nedir ? : Tolstoy ..

 

Öte Alemden Tebliğler : Silver Birch ..

 

Şimdilik aklıma gelenler bunlar .

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir çok din ve bunların beraberinde getirdiği sorumluluklar var. Ama her inancın öne çıkan bir özelliği oluyor. Yani hepsini araştırmak yerine genel hatlarıyla bir bak ve bilgi edinmiş ol. Ben de aynı şeyi çok düşünmüştüm. Kısa bir araştırma sonrasında senin için öne çıkacak birkaç inanç belirtecektir ve bu doğrultuda devam edebilirsin. Ama inanç araştırması ve sorgulaması içindeyken psikolojik olarak yapacağın seçimin değil de gerçek seçimin önemli olduğunu unutmamalısın. Çünkü ben inancım gereği gerçek bir sevgi Tanrı'sı olduğuna inanıyorum. Ama bu durum göreceli tabii :))

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

.

Dini yaratan bence insanlar,İsa yı ele alalım yaşarken öğütler veren ve bazı mucizeler yaratan tedaviler yapan bir kişi iken öldükten sonra zaman içinde hristaiyanlık kurumu takipöilerince oluşturulmuştur,önder kişi gittikten sonra yorumlardan söylemleden oluşan bir din oluşturuluyor ve bu mutlak olarak dayatılıyor,asıl deneyimin özü kaçırılıyor ve insan egosu galip geliyor.İlahi mesaj kısmen yanlış ,çarpık, insanların anlayışı kadar alabilecekleri kadar,gelişmişlikleri kadara olabiliyor.Mesajın en yüce kaynaktan geldikten düşündüğümüzde bu zor bir iş.Bu kadar din olmasına rağmen ve hala yeryüzünde kan gövdeyi götürdüğüne göre genel olarak insanlık fazla bir şey öğrenememiş.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

.

Dini yaratan bence insanlar,İsa yı ele alalım yaşarken öğütler veren ve bazı mucizeler yaratan tedaviler yapan bir kişi iken öldükten sonra zaman içinde hristaiyanlık kurumu takipöilerince oluşturulmuştur,önder kişi gittikten sonra yorumlardan söylemleden oluşan bir din oluşturuluyor ve bu mutlak olarak dayatılıyor,asıl deneyimin özü kaçırılıyor ve insan egosu galip geliyor.İlahi mesaj kısmen yanlış ,çarpık, insanların anlayışı kadar alabilecekleri kadar,gelişmişlikleri kadara olabiliyor.Mesajın en yüce kaynaktan geldikten düşündüğümüzde bu zor bir iş.Bu kadar din olmasına rağmen ve hala yeryüzünde kan gövdeyi götürdüğüne göre genel olarak insanlık fazla bir şey öğrenememiş.

 

Dini insanlar yaratsaydı inan çok farklı olurdu. Rahipleri ele al adamlar nefsini terbiye etmek için evlenmiyor, aç kalıyor. Bu adamlar kendine eziyet etmekten zevk mi alıyor : insanlar dini yaratsaydı çok farklı olurdu. İnsanlar dini yaratmaz onu değiştirirler ( satanizm ve ateizm dışında )

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tanrı yada üst boyutlardan öğretmenler mesaj getiriciler olmuş ve olmaktadır ama insan kafasına göre bir din yaratmakta arkasından bir süre sonra yozlaşmakta ve sonra yeniden bir elçi gönderilmekte bu yüzden dünya da insan medeniyeti nir çok kez yok edilmiştir,dinleri kurumsal haliyle yaratan insanlardır böyle olmasaydı yüzlerce din olmazdı,tanrıya göre din bir tane olabilir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir kolektif bilinçten bahsediyoruz. Yöre farklılıkları kişisel deneyimleri farklılaştırır. Bütün dersek daha makul olur tanrı için. X kişisinin yolu , kaynaktan aldığı öğreti "din" olarak ortaya çıkıyor , yani tapınma anlamında değil , kaynaktan alınan bilginin kullanılması adına X kişisinin yolundan giderek kaynağa ulaşma çabası dersek daha iyi olur gibi.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İşin mantık ve felsefe kısmına girersek içinden çıkamayız.Bence bunlar anlamlandırmak için var, emin olmak için değil.Sana içsel, sezgisel yeteneklerini geliştirmeni öneririm.Bana göre derin gerçekleri ancak bu şekilde kavrayabilirsin.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Din afyondur..

 

Bir yerde okumuştum..Bir antropolog son 10.000 yılda,100.000 din yaratıldığını belirtmiş..Haliyle ''benim dinim,benim inancım'' dediğiniz zaman,geriye kalan 99.999 dini/inancı yok saymış olursunuz..Dinsiz olursanız da,bu rakamdan bir fazlasını yok saymış olursunuz..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Din insanlığın ruhudur.insan topluluğu hiçbir zaman dinsiz yaşamamıştır. Bu durum dinin doğal bir ihtiyaç olduğunun kanıtıdır. İlim ve teknoloji geliştikçe dinin önemi, ruhi değeri daha fazla anlaşılır hale gelmiş.

İnsanlığın ilk dini ilahi dindir ki, bunu Hz. Adem kendi soyuna öğretmiş. Hz Adem’den sonra da bir çok peygamber gelmiş ve tebliğ etmiştir. Fakat zaman zaman insanlık bunları unutmuş ve kendilerince dinler kurmuşlar.

Dünya üzerinde bir çok din var. Bunların bir çoğu bilinmiyor bile. Eğer ben din arayışında olsaydım, öncelikle en çok inanılan dinleri araştırırdım.

En ince şekilde araştırmak elbette ki vaktini alacaktır. Ama buna değecektir. Bana kalırsa daha fazla vakit harcama… :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsanların dine ihtiyaçları yoktur. Din yöneticilerin ve güç sahiplerinin yasama ve yürütme işlevini görür.

 

İsa diye birisi asla olmadı. Bütün hayatı kurgulanarak eski babildeki ya da mısırdaki İsis-osiris-horus üçlemesiyle yeniden reakarne edildi. Muhammet, acımasız hiristiyanlığın gücünü kontrol altına almak isteyen yahudiler tarafından kullanıldı. Arap müslümanlığı muaviyenin, hilafiyeti Şam'a taşımasından sonra bizanstan getirttiği 70 tane bizanslı bürokratlar tarafından şekillendirildi. Hint budizmi Babilin, deprem ve istilaları sonucunda dağılmasından sonra hindi-kush' a giden paganist rahipler tarafından kurgulandı. Hint tanrısı Krişna'nın hayatı da ismi gibi Chris'e benzer. Tapınak şovelyeleri kudüs'e vardıklarında kendileriyle ittifak yapan İsmaili tarikatı sayesinde inisiye olup tüm gizli öğretileri avrupaya taşımışlardır.

 

Dinlerin çokluğu onların herbirinin özgün olduğu manasında değildir. Aslında ne kadar farklı da olsalar, ne kadar uzak çoğrafyalarda da olsalar din ve inanışların hepsinin kaynağı aynıdır yani tekdirler. Sadece zaman içerisinde ve farklı coğrafyalarda farklı söylemlerle değişime uğramışlardır. Tek bir inanış farklı çıkarlarla farklılaştırılmışlardır o kadar.

 

Her şeyin kaynağı ve başlangıcı algılamak ve düşünmektir. Düşünmeden yapılan tüm eylem ve ritüeller insanı özden uzaklaştırıp hayvanlaştırır. Cehalet cehennemdir. Bilgi ise imandır. Sabah akşam hiç düşünmeden tekrar edilen her türlü inanç zorundalıkları insanı şeytanlaştırır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bilinen tarihe göre Araştırmalarla sabittir yerleşik yaşama geçmeden önce bile bir dinimiz varmış.Hatta modern insanların ilk organize topluluklar oluşturup birşeyler inşa etmeleri dini yerler şeklinde olmuş.Örneğin göbekli tepe , göçebe insanların inşa ettiği dini yerler yerleşik yaşama geçtikten sonra küçülüp köyün bir parçası ibadet yeri haline gelmiş.

Bence ilk insandan beri gönderilen ilahi dinler birer medeniyetin oluşmasını sağlamış fakat o medeniyetin geleceğinin ne olacağı yozlaşıp yozlaşmayacağı ise yaratan tarafından insanoğluna bırakılmış.Örnek verirsek İslam dininin yok ettiği eski arap alışkanlıkları peygamber vefat ettikten 50 sene sonra kabilecilik muaviye-ali kavgası olarak tekrar hortlamış araplar arasında.Ümeyyeoğulları-Haşimoğulları...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...