Jump to content

Kayıp Ruh Parçası (Soul Retrieval) : Şamanlar Travmaları Nasıl Şifalandırır?


sirius

Önerilen Mesajlar

Soul Retrieval (Ruhun kayıp parçalarından bir veya birden fazlasının şaman tarafından bulunup bedene geri üflenmesi) : Şamanlar Travmaları Nasıl Şifalandırır

 

Soul Retrieval: Mending the Fragmented Self (Ruhun Geri Getirilmesi: Parçalanmış Benliği Tamir Etmek) kitabım için araştırma yaptığım sırada dünya üzerindeki çoğu şamanik kültürün ruh kaybının hastalık nedeni olduğuna inandığını gördüm.

 

Duygusal veya fiziksel travma yaşadığımızda, ruhumuzun bir parçasının bu deneyimi atlatabilmek için bedenden ayrıldığına inanılır. Kullandığım ruh sözcüğünün anlamı özümüz, yaşam gücümüz, canlılığıımızın hayatta kalmamızı ve büyümeye devam etmemizi sağlayan bölümü.

 

Kültürümüzde ruh kaybına neden olabilecek travma türleri her çeşit tacizi içerir: cinsel, fiziksel veya duygusal. Diğer nedenler kaza, savaşta bulunmak, terörist saldırıya maruz kalmak, değerlerimizin aksine davranmak, doğal afet deneyimleri (yangın, deprem, fırtına vb), ameliyat, bağımlılıklar, boşanma veya sevilen birinin ölümü olabilir. Şoka neden olan herhangi bir olay ruh kaybı yaratabilir. Ve bir kişide ruh kaybına neden olan bir olay diğerinde buna neden olmayabilir. Şamanlar çalar saatlerin ruh kaybına neden olduğuna inanırlar. Sanırım hepimiz ne demek istediklerini biliyoruz.

 

Ruh kaybının başımıza gelen iyi bir şey olduğunu anlamamız önemlidir. Bu, acıyı atlatabilmemizin yoludur. Eğer kafa kafaya çarpışan bir araba kazasında olacak olsam, çarpışma anında bulunmak istediğim son yer bedenim olur. Psişem bu çeşit bir acıya dayanamaz. Psişelerimizin sahip olduğu, acının tüm etkisini yaşamamamız için ruhumuzun veya özümüzün bir parçasının bedenimizi terkettiği, muhteşem bir kendini koruma mekanizması mevcut.

 

Psikolojide bundan disosiyasyon (çözülme) olarak bahsediyoruz. Ama psikojide neyin çözüldüğünden veya o parçanın nereye gittiğinden bahsetmiyoruz. Şamanizmde, biliyoruz ki, ruhun bir parçası bedeni terk ederek şamanların sıradışı gerçeklik olarak adlandırdığı yere gidiyor ve biri ruhsal alemlere müdahale edip geri dönmesine yardımcı olana dek bekliyor.

 

Ruh kaybı bir hayatta kalma mekanizma olmasına rağmen, şamanik bakış açısına göre sorun ayrılan ruh parçasının kendi başına geri dönmeyişidir. Ruh kaybolabilir, başka biri tarafından çalınabilir veya travmanın sona erdiğini ve geri dönmenin güvenli olduğunu bilmiyor olabilir.

 

Şamanın rolü daima, değişmiş bilinç durumuna girip ruhun diğer gerçekliklerde nereye gitmiş olduğunu bulup, danışanının bedenine döndürmek olmuştur.

 

Ruh kaybının yaygın birçok semptomu vardır. En yaygın olanlarından bazıları kişinin kendisini bütünüyle canlı, yaşamın içinde ve bedeninde hissetmediği disosiyasyondur. Diğer semptomlar kronik depresyon, intihar eğilimi, travma sonrası stres sendromu, bağışıklık azalması sorunları ve şifalanmayan keder olabilir. Bağımlılıklar da, içimizdeki boşlukları maddeler, yiyecek, ilişkiler, iş veya maddi nesneler satın almak yoluyla, dışsal kaynaklara yönelerek doldurduğumuz, ruh kaybı belirtileridir. Ne zaman biri belli bir olaydan “...dan beri aynı kişi değilim” diyerek olumsuz şekilde bahsediyorsa muhtemelen ruh kaybı meydana gelmiştir.

 

Parayı yaşamdan üstün gördüğümüz bugünlerde ne kadar fazla ruh kaybı var. Birisi para için diğer yaşam formlarını öldürmek zorunda olduğumuzu ne zaman söylese, o kişi ruh kaybından mustariptir. Ne zaman birisi, bir araba daha almanın veya maddi nesneler toplamanın mutluluk getireceğini hissediyorsa, o kişi ruh kaybından mustariptir. Görebildiğiniz gibi, birbirimize ve diğer yaşamlara nasıl davrandığımıza baktığımızda, günümüzde gezegensel çapta ruh kaybıyla karşı karşıyayız.

 

Koma da ruh kaybıdır. Ama komada bedenin dışındaki ruh bedende bulunandan fazladır. Komayla ilgili çalışma yapmak, çeşitli sebeplerden dolayı günümüzde çok zordur. Ruhun gitmeye çalıştığı yönü belirlemek şaman için beceri gerektirir. Ruh bedene tekrar dönmeyi istiyor mu? Veya hastanın ölümü gerçekleşecek biçimde yoluna devam mı etmek istiyor? Bu konu hakkında söylenecek çok şey var ve bunlar bu makalenin amacının ötesinde.

 

Günümüzde şamanik uygulamalara ilgi yeniden uyanıyor. Şimdi kültürümüze soul retrieval (ruhu geri getirme) uygulamalarını yeniden tanıtan yüzlerce harika şamanik uygulamacımız var. Ve ben de çeşitli duygusal ve fiziksel sorunların başarılı biçimde şifalandırılmasına ilişkin binlerce vaka çalışmasını topladım.

 

Şamanik kültürlerde ruh kaybı öylesine iyi anlaşılan birşeydi ki, travma yaşayan birine travmayı takip eden üç gün üçerisinde soul retrieval uygulandığını not etmek ilginç olabilir. Bugün bu uygulama yapılmadığından dolayı, modern uygulamacılar kayıp ruh parçalarını bulabilmek için on, yirmi, otuz veya kırk yıl geri gidebiliyorlar.

 

Ayrıca, şamanik kültürlerdeki bireyler yaşamlarında dengede olmayan şeylerin hastalık veya sorun oluşturabileceğini bilmekteydiler.

 

Kültürümüzde ruhsal uyumsuzlukların hastalıkları yarattığının farkında değiliz. Ve sıklıkla, ruh kaybı o kadar erken yaşta gerçekleşiyor ki bu ilk ruh kaybının yaratmış olduğu bilinçdışı örüntüleri farketmeden yaşamaya devam ediyoruz. Daima ruhumuzu geri almaya çalışıyoruz. Ve bunu aynı travmayı sürekli tekrar ederek yapmaya çalışıyoruz. Yaşam öykümüze dahil olan insanların isimleri değişebilir ama öykü sıklıkla aynıdır.

 

Ruhlarının eksik parçasına kavuştuktan sonra insanlar kendilerini bedenlerinin ve dünyanın içinde daha fazla hissederler, denge ve uyumdan uzak olabilecek davranışlarının daha fazla bilincinde olurlar. Hissizleştiğimizde dünyada olanların doğru olmadığını fark edebiliriz ama değişmemiz gerektiği duygusundan kendimizi kolayca uzaklaştırabiliriz. Ruhla dopdolu olduğumuzda ise kaçıp saklanacak bir yer yoktur ve yaşamlarımızı değiştirmek için ilhamla dolu oluruz.

 

İnanıyorum ki ruh parçası geri getirilen kişinin çalışma yapması gerekir. Eğer kişi kendiyle ilgili olarak çok çalışmışsa ruh parçasını geri alması çalışmanın sonu olabilir. Eğer böyle değilse, ruh parçasını geri almak çalışmanın başlangıç noktasıdır.

 

Şamanik şifa çalışması yapılmasından sonra, bütünlüğü ve şifalanma dolu bir yaşamı destekleyecek yaşam tarzını yaratmaya ve sağlıklı ilişkileri kendine çekmeye eğilmek, kişinin kendisine bağlıdır. Ruhumuzun eksik parçasının geri döndürülmesiyle geri kazandığımız enerjiyi kendimiz için olumlu bir bugün ve yarın yaratmak için nasıl kullanmak istiyoruz? Ve yaşamımıza tutku ve anlamı nasıl geri getirelim ki yalnızca hayatta kalmayıp büyüyebilelim? “Şifalanmadan sonraki yaşam” olarak adlandırdığım bu konular, ruhu geri getirme ve çekip çıkarma çalışmalarından sonra uzun dönemli şifalanma yaratmak için yaşamsal önemde.

 

Welcome Home: Following Your Soul’s Journey Home (Yuvaya Hoşgeldin: Ruhunuzun Yuvaya Dönüş Yolculuğunu İzlemek) ve Medicine for the Earth: How to Transform Personal and Environmental Toxins (Yeryüzü için Şifa: Kişisel ve Çevresel Toksinleri Dönüştürmenin Yolları) ve How To Thrive in Changing Times (Değişen Zamanlarda Nasıl Büyümeli) kitaplarımda pozitif bir bugün ve yarın yaratmak için yaşamıza katabileceğimiz spiritüel uygulamaları anlatıyorum.

 

Bu, yaşadığımız zamanlar için yaşamsal önemde olan bir çalışma. Yeryüzü, çocuklarının yuvaya dönmelerini istiyor ve onları şimdi istiyor. Yuvaya tekrar dönmenin ve yeryüzünde hakkımız olan yeri almanın zamanı geldi. Ruhlarımızı bütünüyle ifade etmek ve içinde yaşadığımız dünyayı yaratmak doğuştan hakkımız. Üzerimizde parlayan yıldızlar gibi parlamak doğuştan hakkımız. Işığımızı yeniden dünya üzerinde paylaşmanın zamanı geldi.

 

Sandra Ingerman

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Modern psikolojideki ket vurma mekanizmasının şamanik bir açılımı ve ifadesi olmuş bu yazı . Bahsettiği ruh parçalarının kendi kendine geri dönemeyişinin sebebi ; kişinin kendisinin hayatta kalma içgüdüsü ile ördüğü ve kısır bir döngü yarattığı obsesif -tepkisel bilinç hallerinden ötürüdür . Sağlıklı durumun geri kazanılması da farkındalık ve bilinci yeniden programlama yolu ile mümkündür ancak .Şamanizm bu açıdan birçok probleme manevi açıdan bir çözüm ve bakış açısı oluşturuyor ..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Albert Einstein ; Gerçek din , gerçek yaşamaktır . İyi ve kötü yönleriyle insanın kendisini bütünüyle kabul ederek hayatını tüm ruhuyla yaşamasıdır .

 

Bu söz oldukça etkileyicidir . Ruh hayatımızda meydana gelen travmatik etki ve unsurlar diğer ruh parçalarına bir kutuplaşma,yakınlaşma , nefsi-arınma ve ait olma ihtiyacımızdan da kaynaklanıyor olabilir . Ayrıca psişik-iyileştirici olabilmemiz için ,travmalar şarttır . Dünya hayatındaki tekamül boyutunda ; Çoğu insanın psişik güçler olarak tanımladığı duru-görü , duru-işi , duru-hissediş gibi yetiler aslında korkunun sezgisel ve içgüdüsel enerjileridir . İnsandaki bu en güçlü içgüdüyü harekete geçirmek için de ; Doğanın bize duygusal , zihinsel ve fiziksel açıdan birçok tehlikeyi vücuda getirmesi kadar doğal bir şey yoktur . Külli-irade tarafından başımıza gelen tehlikeleri ve bu tehlikelerin hayat amacımıza ve bedenlenmemize hizmet ettiği de unutulmamalıdır . Ama biz genelde hayat amacımız ne ise tam tersi bir istikamette olan çekirdek inanç kalıpları geliştiriyoruz kendimizde . Şamanizm bu açıdan çok iyi bir farkındalık oluşturuyor . Çoğu Dinin bizden uzaklaştırmak istediği nefsi-egosal putperestliklere karşı büyük bir algı boyutu getiriyor

 

Tehlike zaten bir algı ve tepkilenme duyumudur . Biyolojik ve ruhsal gelişimin gereksinim duyduğu bir formdur . Travmanın özünü ve çekirdeğini oluşturur bu form .

 

İçimizdeki şaman (Duyguların simyası ) - Nil Gün . Bu kitabı okuyabilirsiniz . Zamanında okumuştum ve oradan hatırlamalar ile de yazdım bunları . Şamanizmi birçok öğreti ile beraber geniş kapsamlı kullanma gereği taraftarındayım ..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu olayın psikolojide açıklaması var sanki...Kişi bir kaza sonucu travma geçiriyor ve kendinden bir şeyler eksiliyor.Bu ruh üfleme yerine kişinin kendiyle barışmasıda kendini geri kazanmasını sağlar.

 

Bu olay ruhun kopması değil bence.Örneğin aşk acısı çeken,sevdilerinin hepsi tarafından ihanete uğrayan biri acısını çeker.Fakat bittiğinde,aynı kişi değildir ve acısınıda gayette hatırlıyordur.Psikolojik bir durum.Kişinin kendiyle yüzleşmesi gerekiyor,ayin yapması değil.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Peki ruh parçalarımızı nasıl geri getirebiliriz tam anlayamadım?

 

Siz getiremezsiniz. Bunun eğitimleri oluyor. Temel Şamanizm pratiklerni sindirdikten sonra o eğitimlere katılabilinir (yurt dışında yapılıyor) veya soul retrieval yapan bir shamanic practitioner (yani şaman olmayan ama şamanik pratikler yapan "uygulayıcılar") bulursanız o size uygulayabilir. Ya da bir şaman tarafından uygulanabilir.

 

Bu çalışmanın riskli yönleri de var mı?

 

Evet var. Şu açıdan var; kayıp ruh parçası yoğun travmadan sonra kaybolur -ya da çalınabilir- Haliyle o parça yoğun travmatik enerjiyle doludur. Ve hatta geri getirilemeyecek durumda bile olabilir. Tedaviyi gerçekleştirecek olan şaman veya uygulayıcı o ruh parçasını şifalandırır uygun teknikle ve öyle geri kazandırır. Eğer etkili bir şifa gerçekleşmezse travma yeniden canlanacaktır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aklıma nedense Harry Potter'da bahsedilen ruh parçalar geldi...Hortkuluklarla ilgili iki sorum var.Gerçekten soru sizin dediğiniz olaya benziyor,yoksa gerçekle kurguyu ayırabiliyorum elbette:

 

1-Cinayet işlemek,ruhun bir parçasının kopmasına sebep olur mu?

 

2-Kopan parça bir cisme aktarılabilir mi?Sonucu ne olur,ne işe yarar?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Evet var. Şu açıdan var; kayıp ruh parçası yoğun travmadan sonra kaybolur -ya da çalınabilir- Haliyle o parça yoğun travmatik enerjiyle doludur. Ve hatta geri getirilemeyecek durumda bile olabilir. Tedaviyi gerçekleştirecek olan şaman veya uygulayıcı o ruh parçasını şifalandırır uygun teknikle ve öyle geri kazandırır. Eğer etkili bir şifa gerçekleşmezse travma yeniden canlanacaktır.

 

 

Sirius böyle bir ifadede bulunmuş."Çalınabilir" demiş yazıda.Eğer ele geçebiliyorsa aktarılabilmeli de diye düşünüyorum...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sirius böyle bir ifadede bulunmuş."Çalınabilir" demiş yazıda.Eğer ele geçebiliyorsa aktarılabilmeli de diye düşünüyorum...

 

Bu ifade bana ait değil. Sandra İngermann'ın öğretmeni Michael Harner'dan anladığı ve onunda birlikte yaşadığı kabileden aktardığı bilgi bu. Hektor'un dediği gibi mecazi ama mecazi anlatımlar çok yanlış anlaşılmış ve bu tarz bir korku ifadesine dönüşmüş zamanla belli ki. Muhtemelen orjin kabilede kastedilen kişiye yapılan negatif etki veya büyüdür. Bu konuyla çok daha doğru bir kaynak olarak şu yazıyı inceleyebilirsiniz;

 

http://www.gnoxis.com/samana-oekayip-ruhu-getirmea-sifasi-63301.html#post907108

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...