Jump to content

Tulpa


Guest pinkfloyd

Önerilen Mesajlar

Tulpa pek çok insanın başına gelmiş ve gelebilecek gelenek olarak inanılan hayali yaratık anlamına gelir tumpalar değişik türlü olurlar değişik yöre ve geleneklere göre değişir. Örnek bizde Van gölünde canavar olduğu söyleniyor ama hiç araştırılmıyor. Daha buna çok örnek verilir. loch ness canavarı,sasquatch(büyükayak),leiathan(deniz canavarı) gibi bir sürü ülke ve yerlerin garip canavarları bunu tek nedeni insanın o varlığın olduğunu düşünmesinden kaynaklanan halisülasyon olduğu tespit edilmiştir. Tulpa bir çok insanın görebileceği ve başkalarına anlatınca onlarında aynı konuya inanıp sonra onlarda kafalarında aynı hayali kurmasından kaynaklanan bir varlık olmaya çalışan düşünce biçimidir. Bazı söylentilere göre amerikan dağcı Craig Calonica everest dağının en yüksek doruğuna çıktığında kafasında öyle bir tulpa yaratıyorki gerçekten o tulpa hayatta var olmaya çalışıyor amerikan dağcı onu yoketmek için beynini o kadar yoruyor ve 2 haftada yok ediyor sonra kendisi hastalanıyor. Bu gibi olaylar yani tulpa insanın kendince ürettiği hayali yaratıklardan ibarettir.

alıntıdır,,

kaynak;sylvia browne,,,

schizophrana tarafından düzenlendi
Ardarda Atılan Mesajlar Birleştirildi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle düşüncenin beyinden çıkan bir enerji olduğunu belirtmek istiyorum. Bu bilimadamları tarafından da deneylerle onaylanmış birşey. Hatta düşüncenin frekansını bile ölçebiliyorlar.Bu hususta bir şeyi düşünmek, yada hayal etmek uzun süreli olduğu zaman o hayalin gerçekleşmesine yani düşüncenin maddeleşmesine yol açar. Bu düşünceyi kesseniz bile bu hafifçe olsada yoğunlaşmış düşünce enerjisi sizden ayrılmaz ve yanınızda kalır. Eğer ki sizinkine benzer başka yoğun düşüncerli olan insanlar varsa sizin düşünce enerji topunuz ile benzeyen enerji topları birleşir. Belli bir zaman sonra birleşe birleşe öyle bir yoğunlaşır ki düşünce enerjisi canlı bir varlıkmış gibi davranır. Şimdi buradan konuyu hayatımızdaki olaylara bağlamak istiyorum. Hepimizde bir cin tasviri ve korkuyla imaje ettiğimiz az yoğunlukta olsa dahi düşünce topu var. Ve hemen herkesde olan bu düşüncelerin birleşip birleşip sonunda birinin yanında bir cin şeklinde bir tulpa oluşacağına ve çoğu cin olayının bundan kaynaklandığını düşünüyorum. Alkarısı için de bu geçerli. Yazara (sylvia brown) göre ise Loch Ness canavarı bir tulpa. Peki şeytan. Acaba şeytan yaratılmış en büyük tulpa mıdır? Belki belki de değil. Düşüncenin atom altı parçacıklara etki ettiği kuantum fiziği tarafından bulunmuş birşeydir. Kaldı ki yüzyıllardır gelen okultist ve ezoterik bilgilerde de bu mevcuttur. Hz.İsa'nın "Düşüncelerinizden de sorumlusunuz." lafı da bunu anlatıyor olabilir. Bu yüzden size tavsiyem düşüncelerinizi kontrol etmeye çalışın ve kortuğunuz şeyleri hayal etmeyin! Aşağıda Dünyanın Sırları Ve Gizemleri adlı kitaptan tibet öğretilerinde tulpa adı verilen düşünce ile oluşturan varlıklarla ilgili bilgi verilen bir paragraftan alıntı yapıyorum. Düşüncenin gücünü daha çok açıklayacağını düşünüyorum:

 

 

Yazar ve kaşif Alexandra David-Neel Tibet'de yolculuk yaparken incelediği pek çok bilinen ancak mistik tekniklerden biri tulpa yaratımıydı. Beden, Zihin ve Ruh : Yeni Çağ Fikirleri, İnsanları Yerler ve Terimler sözlüğü adlı eserlerinde Eileen Campell ve J.H. Brennan şöyle diyordu:

"Geleneksel Tibet doktrinlerine göre tulpa bir romancının yarattığı hayali karakterler gibi, düşlem sonucunda yaratılan bir varlıktır. Tek fark tulpaların kaleme alınmamasıdır." David-Neel bu konsepte o kadar ilgi duydu ki, kendisi bir tulpa yaratmaya karar verdi.

Buradaki yöntem esasen yoğun konsantrasyon ve görselleştirmeydi. David-Neel’in tulpası Friar Tuck’a (Keşiş Tuck) benzeyen şişman, ufak tefek, iyi huylu bir papazdı. Başlangıçta bu imge tamamen özneldi ancak pratik yaparak David-Neel giderek tulpayı görselleştirmeyi başardı; tıpkı gerçek dünyaya gelen düş ürünü bir hayalet gibi.

Zaman içinde imge giderek netleşmeye ve maddesel olmaya başladı ve fiziksel gerçeklikten ayırt edilemeyecek hale geldi. Ancak halüsinasyonun Alexandra’nın bilinçli kontrolünün dışına çıktığı an geldi. Alexandra papazın kendisi istemediği zamanlarda ortaya çıktığını fark etti. Ayrıca dostu olan bu küçük varlık giderek zayıflamaya ve sinik bir görünüm almaya başladı.

Sonunda, uygulamakta olduğu zihinsel disiplinlerden haberi olmayan arkadaşları Alexandra’ya kamplarında dolaşan “yabancının” kim olduğunu sorar oldular; bu, cisimleşmiş imgeden daha fazla olmayan bir varlığın kesin objektif bir gerçeklik kazanmasının bir göstergesiydi.

Bu noktada David-Neel çok ileri gittiğini fark etti ve varlığı tekrar kendi zihninin içerisine almak için farklı lama teknikleri uyguladı. Tulpa bu şekilde yıkıma uğramaya istekli değildi ve bu işlem birkaç hafta sürdü; sonunda yaratıcısı da yorgun düştü.

Düşüncelerin şeyler olduklarını zaten biliyordum fakat bu, doğrumalara yeni bir anlam ve hatta korkutucu bir boyut kattı.

Araştırmalarımı yaparken birkaç yıl önce İngiltere’de bir tulpa yaratmış 6 kişiden oluşan bir grup ile karşılaştım. Her gece Marian Hallsey ölüler ile bağlantıya geçmek için arkadaşlarıyla toplanıyordu. Bu kişiler eğitimsiz ya da havai insanlar değillerdi; aralarında bir gazeteci, bir bilim adamı, bir dişçi, bir doktor ve bir işadamı vardı. Ölüler ile temas kurmak için bulundukları birçok girişim başarısız oldu. Hatta medyumlar bile çağrıldı fakat hiç kimse Öteki Taraftakilerle bağlantı kurmayı başaramadı.

Bir gece Marian’ın aklına bir fikir geldi: grup kendi ruhunu kendisi yaratacaktı! Geceler boyunca bu toplantılarda bir imgeyi bir varlık haline getirmek için dikkatli detaylar kaydedildi. Ona bir doğum tarihi, bir doğum yeri (Liverpool) ve bir isim (Edward Howard) verdiler. Boyu, tam ağırlığı, saç rengi ve bıyıkları not edildi. Ona bir eş ve iki çocuk verdiler ve mesleğini bankacı olarak tayin ettiler; hatta siyah, dar kenarlı, bazı İngiliz işadamları tarafından giyilen bir şapkası ve tüvit takımı olmasına, pipo içmesine ve baston taşımasına da karar verdiler. Grup Edward’ın çocukluk çağını yarattı ve düşüncelerini hayal etmeye başladı. Gruptaki altı katılımcıdan biri şöyle dedi: “Edward hakkında birbirimiz hakkında bildiğimizden daha çok şey biliyoruz.”

Edward’ın hayatının kurgulanmasından yaklaşık bir buçuk yıl sonra bir gece etrafında toplandıkları masa o kadar şiddetli bir şekilde sallanmaya başladı ki, herkes yerinde zıpladı. Olan olmuştu, Edward Howard huzurlarına gelmişti! Grup inanılmaz konsantrasyonları sayesinde bir tulpa yaratmıştı. Bu hikaye belgelenmiştir; hatta Sir Arthur Conan Doyle’nin ziyaret ettiği Spiritüalist Okulda öğrenci olan Minnie Bridges ile de görüştüm ve o da Edward’ı gördüğünü doğruladı. Gerçekte, Edward’ın ruhunun geri gönderilmesi için bölgedeki tüm medyumlara başvurulmuştu.

Şimdi, bir tulpa yaratmak konusunda içinize korku salmak istemem; bu yöntemin sadece çok fazla zamanı olan kişilerde işe yaradığını belirtmem gerekir. Ayrıca atmosfer ve koşulların da doğru olması gerekir. Bunun için Tibet mistikliği ve meditasyon uygulamaları ile ideal bir yer olur.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tibet Budizminde lamaların eğitimlerinde de benzeri şekilde hayaldeki bir varlığa his dünyasında gerçeklik kazandırılmaya çalışılır. Tibet'in o dönemde yabancıların girmesinin yasak olduğu Lhasa'ya giren ilk Batılı olan ve lamalar arasında bir süre kalarak çalışmalarını gözlemleyen Alexandra David-Neel de eserinde öğrencilerin inzivaya kapanıp Yidam'ını (koruyucu yarı-tanrı) günde bir öğün yedikleri yemek ve uyku haricinde hayal etmeye devam etmesi ve belirli mistik deyişlerin tekrarlamasıyla fiziksel dünyada varlık kazandırması ve hatta onun ayaklarına temas etmesi istenir. Yaratılan ve tulpa denilen bu varlıkların eğer onları meydana getiren kişinin belirli bir zihinsel ve ruhsal aydınlanma derecesine ulaşmamış olması durumunda tehlikeli olacağı uyarısını yapan Neel'in kendisi de belirli ayin ve konsantrasyonları uygulayarak bir Tulpa gerçekleştirdiği söyler.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Supernatural'ın bir bölümünde vardı bu birkaç bilgi de veriyordu ... grup halinde yapılıyordu bir tılpa yanlış hatırlamıyorsam ?

evet o bölümde tulpayla ilgili nevermore n yazdıklarının holywood tarzı vardı . ayrıca duvardaki bir sembolun tulpayı yarattığını söylüyordu .ne kadar doğru bilemem

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tulpa, kısaca düşünce formudur denilebilir. Tibet mistizminde yer alır. Efsaneye göre 20 keşiş bir golem hayal etmişler, öyle çok meditasyon yapmışlar ki sonuçta golem gerçek olmuş Ve Daha Sonra Golemi Yok Edememişler Van gölü canavarı, Loch Ness canavarı, Kocaayak ve UFO'larin tulpa olduğu düşünülür. Tulpalar sadece inanıldığı için gerçek olurlar.

 

Birçok Felaket Veya Ortaya Atılan Kehanetlerin Milyonlarca İnsanin İnanmasi Yüzünden Tulpa Oluşdurarak Gerçek Olduğu Düşünülür

 

Tulpa Birkere Bir Canlı Oluşdurmak İçin Kullanilirsa Canli Oluşdukdan Sonra O tulpa Kendi Hayat Bulur Ve Yaşamaya Devam Eder

 

Korkularimizin Çok Büyük Tulpa Etkisi Yapdiği Düşünülür

 

Tulpa Günüzmüzde Güncellenerek Bildiğimiz İmgele Ve İnan Gerçek Olsun Olarak Kabul Edilip Hakinda Kitaplar Ve Filimler Yapılmışdır Birçok Pisişik Çalışmaninda Temelini Almişdir

 

Bazi İnançlara Göre Tulpa Yaparken İmgelemeyi Arttıran Veya Tulpanin Oluşumunu Hızlandiran Bazi Mistik Semboller Kullanilir Veya Bazi Mistik Kelimeler Telaffuz Edilir

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yazar ve kaşif Alexandra David-Neel Tibet'de yolculuk yaparken incelediği pek çok bilinen ancak mistik tekniklerden biri tulpa yaratımıydı. Body, Mind & Spirit: A Dictionary of New Age Ideas, People, Places and Terms (Beden, Zihin ve Ruh: Yeni Çağ Fikirleri, İnsanlar, Yerler ve Terimler Sözlüğü) adlı eserlerinde Eileen Campbell ve J.H.Brennan şöyle diyordu:

 

 

 

Geleneksel Tibet doktrinlerine göre tulpa bir romancının yarattığı

 

hayali karakterler gibi, düşlem sonucunda yaratılan bir varlıktır.

 

Tek fark tulpaların kaleme alınmamasıdır. [Alexandra] David-Neel

 

bu konsepte o kadar ilgi duydu ki, kendisi bir tulpa yaratmaya karar verdi.

 

 

 

Buradaki yöntem esasen yoğun konsantrasyon ve görselleştirmeydi. David-Neel'in tulpası Friar Tuck'a (Keşiş Tuck) benzeyen şişman, ufak tefek, iyi huylu bir papazdı. Başlangıçta bu imge tamamen özneldi ancak pratik yaparak David-Neel giderek tulpayı görselleştirmeyi başardı; tıpkı gerçek dünyaya gelen düş ürünü bir hayalet gibi.

 

 

 

http://www.resimupload.org/files/b9cle62j9g8jki26bqiy.gif

Zaman içinde imge giderek netleşmeye ve maddesel olmaya başladı ve fiziksel gerçeklikten ayırt edilemeyecek hale geldi. Ancak halüsinasyonun Alexandra'nın bilinçli kontrolünün dışına çıktığı an geldi. Alexandra papazın kendisi istemediği zamanlarda ortaya çıktığını farketti. Ayrıca dostu olan bu küçük varlık giderek zayıflamaya ve sinik bir görünüm almaya başladı.

 

 

 

Sonunda, uygulamakta olduğu zihinsel disiplinlerden haberi olmayan arkadaşları Alexandra'ya kamplarında dolaşan "yabancının" kim olduğunu sorar oldular; bu, cisimleşmiş bir imgeden daha fazla bir şey olmayan bir varlığın kesin objektif bir gerçeklik kazanmasının bir göstergesiydi.

 

 

 

Bu noktada David-Neel çok ileri gittiğini fark etti ve varlığı tekrar kendi zihninin içerisine almak için farklı lama tekniklerini uyguladı. Tulpa bu şekilde yıkıma uğramaya istekli değildi ve bu işlem birkaç hafta sürdü; sonunda yaratıcısı da yorgun düştü.

 

 

 

Buna benzer bir hikaye daha var. Yakın zamanlarda İngiltere'de bir tulpa yaratmış altı kişiden oluşan bir gruptan bahsedeceğim. Her gece Marian Hallsley ölüler ile bağlantıya geçmek için arkadaşlarıyla toplanıyordu. Bu kişiler eğitimsiz ya da havai insanlar değillerdi; aralarında bir gazeteci, bir bilimadamı, bir dişçi, bir doktor ve bir işadamı vardı. Ölüler ile temas kurmak için bulundukları birçok girişim başarısız oldu. Hatta medyumlar bile çağrıldı fakat hiçkimse Öteki Taraftakiler ile bağlantı kuramayı başaramadı.

 

 

 

Bir gece Marian'în aklına bir fikir geldi: grup kendi ruhunu kendisi yaratacaktı! Geceler boyunca bu toplantılarda bir imgeyi bir varlık haline getirmek için dikkatli detaylar kaydedildi. Ona bir doğum tarihi, bir doğum yeri (Liverpool) ve bir isim (Edward Howard) verdiler. Boyu, tam ağırlığı, saç rengi ve bıyıkları not edildi. Ona bir eş ve iki çocuk verdiler ve mesleğini bankacı olarak tayin ettiler; hatta siyah, dar kenarlı, bazı İngiliz işadamları tarafından giyilen bir şapkası ve tüvit takımı olmasına, pipo içmesine ve baston taşımasına da karar verdiler. Grup Edward'ın çocukluk çağını yarattı ve düşüncelerini hayal etmeye başladı. Gruptaki altı katılımcıdan biri şöyle dedi: "Edward hakkında birbirimiz hakkında bildiğimizden daha fazlasını biliyoruz."

 

 

 

Edward'ın hayatının kurgulanmasından yaklaşık bir buçuk yıl sonra bir gece etrafında toplandıkları masa o kadar şiddetli bir şekilde sallanmaya başladı ki, herkes yerinden zıpladı. Olan olmuştu, Edward Howard huzurlarına gelmişti! Grup inanılmaz konsantrasyonları sayesinde bir tulpa yaratmıştı. Bu hikaye belgelenmiştir ve hatta Edward'ın ruhunun geri gönderilmesi için bölgedeki tüm medyumlara başvurulmuştu.

 

 

 

Şimdi, bir tulpa yaratmak konusunda içinize korku salmak istemem; bu yöntemin sadece çok fazla zamanı olan kişilerde işe yaradığını belirtmem gerekir. Ayrıca atmosfer ve koşulların da doğru olması gerekir. Bunun için Tibet mistikliği ve meditasyon uygulamaları ile ideal bir yer olur. Sonuç olarak, düşüncelerin şeyler olduğu fikri yeni bir anlam kazanmış oluyor!

Tamamen alıntıdır ..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bir şey sorucam .insanlar ortaya çıktığından beri sürekli bir şeye tapma gereksinimi duymuşlar .zaman geçtikçe inandıkları tanrıları daha büyük daha kudretli olarak tasfir etmişler. şuan çoğu insan tanrıya inanıyor .uzatmadan söyliyim yani tanrı bir tulpa olabilirmi

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bir şey sorucam .insanlar ortaya çıktığından beri sürekli bir şeye tapma gereksinimi duymuşlar .zaman geçtikçe inandıkları tanrıları daha büyük daha kudretli olarak tasfir etmişler. şuan çoğu insan tanrıya inanıyor .uzatmadan söyliyim yani tanrı bir tulpa olabilirmi

Olabilir de olmayabilir de :) Cevabını hiç birimizin bilemeyeceğini düşünüyorum

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tulpa kavramına benzer şekilde; İslâm düşünürü Muhyiddin İbn Arabi ise, olgunluğa erişmiş olan insanın, ruhani gücüyle hayâlinde var olan şeyi, fiziksel olarak Dünyada varlığa büründürebileceğini ifade eder.

 

İslâm tasavvufunda Muhyiddin İbn Arabi hayalin yaratıcı gücü olduğunu apaçık bir şekilde belirtmiştir. Arabi, İnsan-ı Kâmil ile ilgili izahlarında onun bütün ruhani enerjisini yoğunlaştırarak (ki buna himmet adını vermektedir.) herhangi bir nesneye tesir edebileceğini, hattâ mevcut olmayan bir nesneyi dahi varlığa büründürebileceğini ifade eder.

 

Arabi'nin varlık görüşünde Varlık alemi 5 katmandan oluşmaktadır. Hisler Alemi, Misâl Alemi (hayalin denk düştüğü alem budur.), Ruhlar Alemi, Müteal Akıllar Alemi, Zât Alemi.Her insan kendi hayâl aleminde bir şeyi var kılabilir, ancak İnsan-ı Kâmil veya Arif hayâlinde var olan şeyi himmeti, yani ruhani gücüyle zihninin dışına yansıtabilir. Ancak Arifin gerçekte mevcut olmayan bir şeyi varlığa büründürmesi ile Tanrı'nın birşeye mevcudiyet vermesi arasında ki derin fark, Arifin varlık verdiği şeyin onun himmeti sürecinde mevcudiyetini koruması ve sonra kaybolmasıdır.

 

Ayrıca Arif himmet kuvvetinin kendisinin kuvveti değil, sadece Tanrı'nın kuvveti ve onun Kaviyy isminin tecellisi olduğunu bilir ve bu marifeti onu kendi isteğiyle himmet gücünü kullanmaktan sakındırır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Peki Kâmil İnsan olabilme lütfun erişebilen bir insan, hayâlinde tasavvur ettiği bir varlığı ete kemiğe büründürdü diyelim. Bu varlık, onu oluşturan kişinin daima çevresinde mi olur? Çevresinden kastettiğim şey; yani insan İstandul'dadır, fakat Tulpasını Ankara'da sokakta özgürce yürütebilir mi? Dünyadayken Marsta var edebilir mi? Yoksa daima bağımlı mıdır?

 

Çok fantastik oldu farkındayım...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Peki Kâmil İnsan olabilme lütfun erişebilen bir insan, hayâlinde tasavvur ettiği bir varlığı ete kemiğe büründürdü diyelim. Bu varlık, onu oluşturan kişinin daima çevresinde mi olur? Çevresinden kastettiğim şey; yani insan İstandul'dadır, fakat Tulpasını Ankara'da sokakta özgürce yürütebilir mi? Dünyadayken Marsta var edebilir mi? Yoksa daima bağımlı mıdır?

 

Çok fantastik oldu farkındayım...

Usta elemantal varlık yaratma konularına site içerisinde bakmana tavsiye ederim. Tek tek elementlerin nasıl kullanıldığı ve imajinasyon yöntemleri anlatılıyor. Ayrıca dediğin gibi 4 element karışımı ve üzerinde bilince sahip olan insan gibi varlıklar yaratmayı çok zor buluyorum. . Biraz fantastik oluyor evet yapan varsa da ben bilmiyorum. ..:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...