Jump to content

Homunculus nedir ve tarifi


Hevvez

Önerilen Mesajlar

Bana pek bilimsel bişey gibi gelmedi ama Çürümüş at gübresinde kadın yumurtasına benzer genler vardır .. önce at gübresi incelenmeli . Yinede Fullmetal alchemistteki Greed isimli homunculus'un dediği gibi asla 'asla' demeyeceksin .

 

Eminim incelemişlerdir. Hem simyada bir bilim ya da ilim olduğuna göre gayet bilimsel bence :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bunların bi boy büyüklerine golem denir. simyacılar, gül haçlılar, kabalacılar bunun peşinde koşup durmuşlardır. aslında paracelsus, homunculus'u bulmamıştır. homunculus bir beden haritasıdır. genellikle tasvir edilen homunculuslarda bazı organlar, eller, ayaklar, baş büyük gösterilir. bu parçalar, dünya ile özdeştir. celsus üzeri celsus'a göre insan vücudu ve dünya birbirilerinin kopyasıdır. paracelsus, zamanın büyük kilise baskısı altında, isviçrenin güzelim dağlarının arasında bile kiliseden kaçamayacağını biliyordu. o nedenle açık açık, bir harita yaptığını ve bunun neyin haritası olduğunu açıklamak zorunda kalmamak için, bir mini insan icat ettiğini ilanlarla herkese duyurdu. küçük insan, küçük dünya, küçük harita demekti. ancak bu neyin haritasıydı bilemiyoruz. piri reis'in mi yoksa? çünkü paracelsus pek bahsedilmese de 1521 senesinde istanbula gelmişti. belki de haritayı buraya bıraktı ordan bizim piri geldi buldu bu haritayı falan filan. hu novs.

 

ama daha sonra bu meniden kandan insan yapabileceğini zannedenler homunculus'un peşine düştüler. spermler havada uçuştu. 40 gün bekletilmiş özütler, birleşimler yüzlerce evin en büyük odalarını leş gibi kokuttu. oysa ki simyanın tüm öğeleri gibi, homunculus da bir semboldü sadece. güneşin yani altının ve ayın yani gümüşün birleşimiydi. yani bir yol göstericiydi. zekanın ve erdemin oğluydu sadece.

 

ancak homunculus efsanesi günümüze dek geldi. golem, frankenstein gibi öğelerle birlikte gizemli dillerdeki yerini aldı. hatta, tool'un parabola klibinde de yerini aldı. klipte görülen ufak gözleri pörtleyip duran yaratık da bir homunculustur. bu homunculus'u yaratanlar da, klibin en başında görünen golemlerden başkası değildir. ruhsuz olanın ruhsuz olana hayat verdiği bir evrende geçen görüntülerde, üstün insan, daha doğrusu henüz erginlenmemiş insan, homunculus'un asıl görevini anlar ve onu öldürür. içini açıp baktığında ise haritayı görür. insan bedeninin küçük bir kopyası. beyinden omuriliğe, tüm organlara sahiptir. haritayı çözer ve ormanda yani dünyada nereye gideceğini bulur.

 

ayrıca homunculus bir paradokstur da. bir gödel escher bach denemesi yapacak olursak, homunculus'un meninin içinde yaşayan küçük bir adam olduğu düşünülmüştür. ancak o meninin içinde yaşayan küçük adamın da içinde bir meni, o meninin içinde de bir küçük adam bulunmalıdır. bu böylece içiçe geçerek sürer gider. böylece homunculus, sonsuza yakınsar yada ıraksar.

 

=ALINTIDIR=

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Mesela Arapça bir kitaptan aldığım(Havas ilminide barındıran bir kitap) şu formul çok ilgniçtir.Homunculusun oluşumu sırf öldürüp kanıyla birini aşık etmek için sağlanır.

MUHABBET İÇİN

Alimler bu ameli genellikle muhabbet ve meveddet için kullanmışlardır. Ben fakir ( Küftü Osman Şakir ) bu ameli çaresiz aşık bir kimseye öğreterek tecrübe sahibi oldum.

Bu ameli yapmak istersen; Bir yumurtası alıp, sarısını ve beyazını boşalttıktan sonra, kendi menini yumurtanın içine boşalt. Boşalttıktan sonra kendi kanından meninin üzerine iki damla damlat ve Yumurta nın ağzını kapat. (Alçı veya benzeri bir şeyle). Kapattıktan sonra yumurtayı yaş Gübre nin içine göm. Kırk gün yaş gübrenin içinde dursun. Kırkbirinci gün yumurtayı çıkarıp, yumurtayı kır. Yumurtanın içinde küçük ve canlı bir insan oluşmuştur. Onu çıkarıp karnını kamış ile yar ve akan bütün kanı bir pamuğa bulaştır. Sonra Bakır dan bir yüzük yaptırıp, pamuğu yüzük kaşının altına koy. Ama yüzükte bir miktar Mıknatıs olsun. Yüzüğü parmağına taktıktan sonra, senin istediğin erkek veya kadına yüzüğün kaşını bir defa dokundur. O kimse sana öyle bir muhabbet ederki, bir an seni görmese deli gibi olur.

 

Bu formulde çok gariptir, Homunclusun değil ama başka bir canlının oluşumu sağlanır.Yine tamamen çıkar amaçlı, varlığın bedeniyle kanıyla işlem yapma amaçlı bu oluşum sağlanır.

 

TEŞHİR DENİLEN HAYVAN

Bunun için: Lübiya (Börülce) denilen habbeden al ve bunları Eşek kanı ile boyadıktan sonra, sıcak bir mekanın içinde bulunan sidikli saman içine gömüp, bu Lübiya ları üç ay kadar beklet. Üç ay sonra o Lübiya lardan kırmızı renkli Yılan lar doğar. Onlara bu ilim tabirince Teşhir denir .

Bunların başları üzerinde siyah kılları vardır. Bunları sidikli samandan çıkarıp, ağzı küçük ve karnı büyük olan bir testinin içerisine koy. Bu kırmızı Yılan ları Eşek kanı ile bir hafta besle. Bir haftadan sonra dört hafta aç bırak. Bu Yılanlar birbirlerini yerler ve geriye bir tek Yılan kalır. O Yılanın ismine Zibani Yunanca da Salmus derler. Bu Yılan kanatlanır ve testinin içinde bir taraftan bir tarafa uçmaya başlar. O hayvanı öyle bir aç bırakki, açlıktan hareket edemez hale gelsin. Daha sonra testinin ağzını açıp, o hayvanı yumuşak bir nesneyle tut ve keskin çelik bıçak ile başını kes. Ama başını tamamen ayırmayıp, bir miktar ilişir derisi kalsın. Hayvan tamamen öldükten sonra kanını alıp, bir yere koy. O kan Zehebi ibriz ve İksiril ekber dir.

O hayvanın başını bir kimse üzerinde taşısa ve bu kişi bir ordunun komutanı olsa, savaştığı düşman askeri yüzbinlerce olsa bile, Hak Teala nın hikmetiyle düşman askerleri yenilir.

Bir kimse bu hayvanın yağını çıkartıp, bu yağ ile bir Mum yapsa ve bu mumu bir toplulukta yaksa, o topluluk birbirlerini Eşek şeklinde görür. Eğer mumun içine konulan fitil beyaz ise, o topluluk birbirlerini beyaz Eşek şeklinde görür. Eğer fitil siyah ise birbirlerini siyah Eşek şeklinde görürler. Yani fitil her ne renk ise o renkte görünür.

Bir kimse bu hayvanı kestiği zaman, kanını ayağının altına sürse ve deniz üzerinde yürüse suya batmaz. Eğer bu hayvanın kanını eline sürse ve elini ateşe tutsa ateş elini yakmaz. Hatta elini ateşin içine soksa bile .

Bir kimse, bu hayvanın başını alıp yağmur yağmayan bir günde hayvanın başını gökyüzüne doğru tutsa, Allah Teala nın izniyle o an yağmur yağar.

Bir kimse, bu hayvanın kanını alıp bu kanı yüzüne sürse ve bu hayvanın gözünü alıp bu hayvanın gözlerinden sürme yaptıktan sonra bu sürmeyi gözüne çekse, Allah (c.c.) ın izniyle hiçbir kimse, o kişiyi göremez. Ancak ve ancak Allah Teala hazretleri görür.

Bu sürme ilmi Simyavi yanında meşhur olan “ Kuhuli Esfehani İhfa” dır. Ey bu ilme rağbet eden Talip ! Sen bu meseleleri iyi anla .Allah Teala hazretleri seni ve beni muvaffak etsin. Şunuda çok iyi bilki! Allah Teala hazretleri her şeye kadirdir.

 

Burda başka bir canlının oluşumunu sağlayan bir tarif.

REFSAN DENİLEN HAYVAN

Bunun için: Semender denilen hayvanı al ve temiz bir çömleği siyah Öküz ün içyağı ile yağladıktan sonra, bu hayvanı çömleğin içine koyup, Öküz ün kanını çömleğin içine dök. Sonra çömleği Sığır gübresinin içine göm ve kırk (40) gün beklet. Kırkbirinci (41.) gün çömleği çıkar. Göreceksinki o hayvandan acaip bir yaratık olmuştur. Başı Öküz başı gibi gövdesi ise Balık gövdesi gibidir. Bu hayvana Yunanca Refsan derler. Hayvan gözünü açar açmaz üzerine Öküz kanı dök. Yedi gün Öküz kanı ile besle. Zira bu hayvan sadece Kan içer. Sekizinci gün hayvanın başını Kamış ile kesip, kanını bir kap içine koy. Bu kanı gümüş Pota da erittikten sonra, taksim ederek saklarsan, ala Zehebi İbriz ( Halis Altın ) olur.

Bu hayvanın başını üzerinde taşırsan, seni görenler öyle korkarlarki, korkusundan kaçacak yer ararlar. Seni Cinni lerden veya İfrit lerden zannederler

 

 

Anladığım kadarıyla İslam dünyasındaki simyada aşırı bir çıkarcılık var.Batıda homunculus besleniyor, yetiştiriliyor, burada oluştuğu gibi öldürüyor, sırf bir kızı kendine aşık etmek için.Aynı zamanda daha da zengin sanırsam İslam dünyasındaki Simya varlık oluşumunun sağlanmasıyla ilgili çalışmalarda.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

doğa üstü nedir hep merak ederim , doğayı nasıl sınırlandırıyoruz ki üstü altı diye tasvir ediyoruz ?

az yaşanılanlar doğa üstü çok yaşanılanlar doğal :D peki yaşanılan herşey bu evrene ait değil mi ?

hadi çözun bakalım bu durumu bilimsel olarak ;)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

doğa üstü nedir hep merak ederim , doğayı nasıl sınırlandırıyoruz ki üstü altı diye tasvir ediyoruz ?

az yaşanılanlar doğa üstü çok yaşanılanlar doğal :D peki yaşanılan herşey bu evrene ait değil mi ?

hadi çözun bakalım bu durumu bilimsel olarak ;)

 

Anlam daralması veya anlam kayması :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

simyanın majikal yönü yoktur demedim astral katlardan simyacıların faydalandığını biliyorum çok gelip ders almışlardır benden :D ve biz buna burda ister paranormal dielim ister doğa üstü üster doğa altı bunun bilinen tanımı budur senin yada benim algılarımın açık olması bunu dedeğiştirmez ama konuyla ilgili çok güzel bi kaynak önerebilirim size yani bu algılama üzerine ne biliyoruz ki die bi belgesel var quantum üzerine ve çok güzel değinilmiş konuya colombun gemileri america kıtasına yaklaştığında şaman denizde bi değişiklik olduğunu fark ediyo ama anlayamıyo sonra odaklandığında gemileri orda görüyo kabilesindekilere gösteriyo göremiyolar ve şaman onların inandığı güvendiği bi şahsiyet olduğu için o söylediğinde bakıyolar ve görüyolar quantum tavşan deliği sonsuz olasılıklar dünyasına hoşgeldiniz belgeselden bi replikle kapıyorum :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

anlam değil de algı demek daha mantıklı , algıların açık olmalı ki doğa üstü denilen olaylar ı hissedebilsin insan , ve doğa üstü demekden vaz geçip olağan kılsın , tıpkı simyanın majikal yönünü algılamak gibi :)

 

Bahsettiğim dil bakımındandı. Yani yanlış kullanımdan ibaret. Yoksa ben de öyle düşünüyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Eğer simya benim okuduğum kitaplardaki gibiyse(Doğu-Arap-İslam dünyası Simyası) asla ve katha şifreler-semboller üzerine kurulu yoğun ezoterik bir öğreti falan değildir.Hayvanların kanlarıyla organlarıyla, bitkilerin özütleriyle vs. olağan üstü şeyler yapma ilmidir.Mesela Hiç su içmemek için Maymunun beyniyle başka bir hayvanın(ismini hatırlıyamıyorum) beynini dövüp macun haline getirip yemek bir simya tarifidir.Geceleyin gündüz gibi görmek için Hüdhüd(Saka kuşu) kuşunun kanını bakır bir kaba alıp onu kurutup gözlere çekmek bir simya tarifidir.Hermetics.orgtan öğrendiğiniz şeylerle yorum yapmayın lütfen.Önümüze şöyle formuller koyun.Anlaşıldı elimdeki tüm simya formullerini birazdan foruma koyacağım.Ordan devam edelim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Eğer simya benim okuduğum kitaplardaki gibiyse(Doğu-Arap-İslam dünyası Simyası) asla ve katha şifreler-semboller üzerine kurulu yoğun ezoterik bir öğreti falan değildir.Hayvanların kanlarıyla organlarıyla, bitkilerin özütleriyle vs. olağan üstü şeyler yapma ilmidir.Mesela Hiç su içmemek için Maymunun beyniyle başka bir hayvanın(ismini hatırlıyamıyorum) beynini dövüp macun haline getirip yemek bir simya tarifidir.Geceleyin gündüz gibi görmek için Hüdhüd(Saka kuşu) kuşunun kanını bakır bir kaba alıp onu kurutup gözlere çekmek bir simya tarifidir.Hermetics.orgtan öğrendiğiniz şeylerle yorum yapmayın lütfen.Önümüze şöyle formuller koyun.Anlaşıldı elimdeki tüm simya formullerini birazdan foruma koyacağım.Ordan devam edelim.

Evet bu güzel haber :) koymanı bekliyorum ... Yanlız doğudan alınan simya batıda özellkle kiliseden saklamak adına sembollerle şekillendirilmiş , doğuda böyle birseye gerek duyulmamış neden bilmiyorum ..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sonsuz bilgelikten esinlenip yazılmış bir kitapta hiçbir şey şansa bırakılamaz, hatta içindeki sözcüklerin sayısı ya da harflerin sırası bile; işte Kabalistler böyle düşünüyorlardı ve Tanrı'nın sırlarına ermek arzusunun ateşiyle kendilerini Kutsal Kitap'taki harflerin sayılması, birleştirilmesi ve permütasyonu işlerine adadılar. Dante, İncil'deki her pasajın dört anlamı -birebir, alegorik, ahlaki ve tinsel anlamı- olduğunu belirtti. Zaten tanrısallık kavramına daha yakın olan Johannes Scotus Erigena da Kutsal Kitap'ın anlamlarının bir tavus kuşunun kuyruğundaki tonlar kadar sınırsız olduğunu söylemişti. Kabalistler bu görüşü onaylayacaklardı; İncil'de ortaya çıkarmak istedikleri sırlardan biri de nasıl canlı varlık yaratılabileceği idi. Cinlerin deve gibi büyük ve hantal varlıklar yaratabildiklerinden söz ediliyordu, ama narin ya da ince bir şey yaratmaktan acizdiler ve Haham Eliezer, arpa tohumundan daha küçük birşey yaratma becerisini de esirgedi onlardan. 'Golem', harflerin birleştirilmesiyle yaratılmış insana verilen addı; sözcük birebir olarak şekilsiz ya da cansız çamur anlamına geliyor.

 

 

Talmud'da (Sanhedrin, 65b) şunları okuyoruz:

 

Eğer dini bütün insanlar bir dünya yaratmak isteseler, bunu gerçekleştirebilirler. Raba, Tanrı'nın tarifsiz adlarını oluşturan harfleri farklı şekillerde birleştirmeyi deneyerek bir insan yaratmayı başardı ve onu Haham Zera'ya gönderdi. Haham Zera yaratığa bir şeyler söyledi, ama herhangi bir yanıt alamayınca "Sen sihir ürünüsün, tozdan geldin, toza dön" dedi.

 

İki âlim, Haham Hanina ve Haham Oshaia, her Sebt arifesini Yaratılış Kitabı'nı inceleyerek geçirirdi; bundan yola çıkarak üç yaşında bir buzağı yarattılar ve sonra ondan yiyecek olarak yararlandılar.

 

Schopenhauer, Doğada İrade adlı kitabında (Bölüm 7) şöyle yazıyor: "Horst, Zauberbibliothek (Sihirli Kitaplık) adlı kitabının birinci cildinin 325. sayfasında İngiliz mistik Jane Lead'in öğretilerini şöyle özetliyor: 'Her kim sihirli güce sahipse, istediğinde maden, bitki ve hayvan krallıklarına söz geçirebilir ve bunları değiştirebilir; dolayısıyla, işbirliği içinde çalışan birkaç sihirbaz, dünyamızı Cennete çevirebilir."

 

Golem, Batı'daki şöhretini Avusturyalı yazar Gustav Meyrink'in yapıtına borçludur; Golem (1915) adlı düş romanının beşinci bölümünde şunlar yazılı:

 

"Bu öykünün kaynağının onyedinci yüzyıla kadar dayandığı söylenir. Bir haham (Judah Low ben Bezalel), kayıp Kabala formüllerine göre yapma bir insan -yukarıda sözü edilen Golem- yaratıp onu zangoçluğa ve sinagogun ayak işlerine koştu.

 

Tam anlamıyla bir insan değildi ve donuk, yarı bilinçli, bitkisel bir varlığa sahipti. Dilinin altına yerleştirilen ve evrenin serbest yıldız enerjilerini çeken bir sihirli tabletin gücüyle bu varlığını gündüz saatleri boyunca sürdürürdü.

 

Bir gece, haham akşam duasından önce tableti Golem'in ağzından almayı unuttu ve yaratık cinnet geçirip dışarı fırladı, gettonun karanlık ve dar sokaklarında önüne çıkanı devirerek koştu, ta ki haham ona yetişip tableti ağzından çıkarıncaya dek.

 

Yaratık o dakika cansız yığılıverdi. Ondan geriye kalan tek şey, bugün Yeni Sinagog'a gittiğinizde göreceğiniz eciş bücüş, çamurdan bir figürdür."

 

Kurtların Eleazar (Rabbi Eleazar of Worms), bir Golem yaratmanın gizli formülünü sakladı. Söz konusu işlemler yirmi üç folyo sütunu tutuyor ve Golem'in organlarının her biri üzerinde okunması gereken '221 kapının abecesini' bilmek gerektiriyordu. Yaratığın alnına 'Hakikat' (Truth) anlamına gelen Emet sözcüğü yazılmalıdır; yaratığı yok etmek için ilk harfi silinmelidir, böylece geriye 'ölüm' anlamına gelen met (İbranice meit) sözcüğü kalacaktır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

teşhir ve refsanı üretip bakmak isterdim ama çok iğrenç şart ve şekillerde yapılıyolar :@ ama bu simya çok fantastik bi olay ünlü simyacılardan nicholas flamel harry potter gibi bi filmde kullanıldı düşünün olayın fantazik yanını :) bu arada paylaşım için teşekkürler:) simya ve formülleri hakkındaki paylaşımlar filme bakış açımı değiştirip daha fazla keyf almamı sağladı:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...