Jump to content

İki Yaşından Beri Yaşadığı Her Şeyi Hatırlayan Bir Kız


nevermore

Önerilen Mesajlar

Kayıt altına aldığı şeyler, oldukça yoğun huzur hissettiği ya da insanların birbirine girdiği ve insanların neden böyle olduğunu bir türlü anlayamadığı anlar çoğunlukla… Ve böyle zamanlarda, kendisinin burada sanki gizli bir sorumluluğu varmışçasına, ortaya atlayan ve kavga edenleri güldürmeden ve ortamı sakinleştirmeden rahat edemeyeceğini gayet iyi bilen… Çünkü küçük olan şirindir olgunu o yaşta bilen ve o tür negatif ortamlardan herkesten daha çok etkilenen…

Üç yaş itibariyle, uyandığı her günü müthiş bir sevgiyle karşılayan, anlaşıldığı ve ona her şey anlatıldığı sürece uyumlu; küçük muamelesi yapılmasına acayip içerleyen ve ses tonu bebek sesi olsa da onun kulağına hep kadın tonu gelmiş olan Neden, “Ne tatlısın sen!” lafının sarfediliyor olduğunu ve neden sürekli gıdıdan sıkılmak suretiyle bebek muamelesi yapıldığını aynaya bakınca bile anlamayan.... Dört yaş itibariyle evde sıkılan, yaramaz, herkese anlayabileceği sohbetleri açmayı öğrenmiş, eğer bu seviyenin üstüne çıkarsa ya kızdıracak ya da anlaşılamamanın dayanılmaz ağırlığını yine üzerinde hissedip mutsuz olacağını iyice öğrenmiş olan… Konuştuğu zamansa zeki, çok güzel Türkçesi olduğu ve benzeri iltifatlarla anlattığı konuya odaklanamayan...

Dünyayı bir bilimsel araştırma merkeziymişçesine inceleyen. Karıştıran… Henüz daha 4 yaşında bir çiçeğin güzelliği veya güneşin mükemmel ışınlarına dakikalarca dalıp gidebilen, coşkuyla kardeşlerine ve ailesine bunun ne kadar mükemmel göründüğünü ve iyice bakılması gerektiğini haykıran ama kendi coşkusunu etrafına bulaştırmayı bir türlü beceremeyen… Yani yine yalnız ama kendi başına daha mutlu… Evde büyüklerin adaletsiz her davranışına itiraz eden ama “Sen küçüksün, anlamazsın daha, biz öyle istiyoruz.” Sözünün altındaki haklılığını anlayan ama sistemi bozmaması için susturulan.

Yedi yaş Okul ortamı… Kıskançlık, hırs, aşırı aidiyet, hava atma, dedikodu… Hepsiyle ilk tanışma ve yine neden böyle olduğunu sorgulama… Yine yalnızlık hali ama herkes tarafından da sevilme ve sayılma… Yaşça diğerlerinden daha olgun olduğunu onların farkında olmadığı bilince sahip olduğuna ilk ayılış… Ama yine deli gibi sevgi dolu ve neşeli… Neşeyi etrafında değil, tam da yüreğinde arayıp bulan…

Anne ve babaya neden böyle seslenildiğini, bunun çok anlamsız olduğunu ve onların aslında seni dünyaya getirmede araç olduğunu ve sana bakmaları için tercih edilmiş bireyler olduğunu kendine söyleyip durduğu çocukluktan buluğ çağına kadar uzun bir süre. Tanrı’ya onların sana iyi baktıklarını söyleyip ve onlar için dua edip onların çok iyi yaşamalarını dilediğin ama bir gün yanlarından gitmek zorunda olduğunu kendine nedenini bilmediğin bir sıklıkla söylediğin ve duygusal bir bağı hiç tam anlamıyla kurmamış olan genç. Haksızlıklara oldukça tepkili bu kez…Gördüklerini herkesin görmesini bekleyen, beklentisi yüksek, etrafındaki hiçbir gidişatı ve insanı beğenmeyen daha donanımlı insanlar arayıp duran…Tahmin edildiği üzere yine yalnız hisseden..Annesinin sürekli “sen çok farklısın neden ablan, ağabeyin gibi değilsin?” dediği, benzeyemediğin için hep kendini suçlayan ama hep bu dünyaya büyük faydalar ve farklı şeyler için gelmiş olduğunu hisseden ve bunu söylemeden duramayan…Herkese “Bir şey olacağım ama bu epeyce ters bir yoldan olacak. Ben seçimlerim normal olmayacak, normal bir şey beklemeyin” Diyen. Yazan, yazan, hep yazan… Ama yazdıklarını okutamayan… Hatta çoğunlukla kendi de okumayan.Yaşından büyük varoluş felsefelerinin içinde bulunan ama kitaplar okumadan… Sonradan eline geçen kitapları okuduğunda “Bunlar benim fikrimdi, ben bunu demeye çalışıyordum.” Diyen. Bu kez annenin senin farklı olduğuna ve manevi dünyanın çok zengin olduğunu zaten hep görmüş olduğunu söylediği (!) iltifatlar başlangıcı. Daha olgun ve saygılı ilişkilerin eşiği…

Yaşı otuz ikiye gelse de, bu dünyanın gidişini her gün gözleri dolarak seyretse de artık faydası olabilen bir evli kadın. İçindeki o yüklü enerjinin bir gün tüm dünyayı kurtaracağına inansa, anında infilak etmeye bile hazır.

Aslında 70’lerde İndigo demişler onun adına bu kızın, ama kızın haberi bile olamamış yıllarca, bu konulardan haberdar olsa da. Belki de kendini değersiz hissettirdikleri için tanımına hiç dikkatle bakmamış belki de farklılığının adı olacağına inanmamış, taa ki dün geceye kadar. Yalnızca oğlunun kendinden bir seviye üstün olduğunun farkındalığıyla onun adını ararken merakla, kendini tanırken bulmuş kendini, hiç beklemediği bir şekilde.

Mutlu olmuş o küçük kız… Meğerse yalnız değilmiş bu dünyada ve bir adı varmış yaşadığı tüm paranormal hadiselerin. Üstelik çokluğuna şaşırmış kendi gibilerin. Yalnız kendi gibilerle, büyük bir buluşma dilediği günün ertesi gününde okurken yazıları, mucizenin hayatın bir parçası olduğunu, Tanrı’ya teşekkür ederek bir kez daha kabul etmiş.

 

Buket Ulusoy Taşlı

Not : Yukarıda ki küçük kız da kendisidir ..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...