Jump to content

Vampire: Book Of Nod


nevermore

Önerilen Mesajlar

http://caineandable.com/Book-of-Nod.jpg

 

BURADAN orjinal dili ile (ingilizce) okuyup indirebilirsiniz...

 

 

whitewolfun butun oyunlarina klavuzluk yapan olmazsa olmaz kitabıdır. cainein agzından baslangıç anlatılır. caine, erkek kardesi abeli canindan da cok sever onun en kiymetli seyidir kardesi. tanri icin en kiymetli hazinelerinin ilk parcalarini kurban etmeleri gerektiginde, abel kurban olarak hayvanlarinin icinde en genc en güclü ve en tatli olanini secer. caine ise bahcesinden en kiymetli en taze en güzel kokulu ciceklerini alir. ikisi de hediyelerini tanri'ya sunmak icin atese verirler. ama abel'in cok tatli kokular yayan hayvaninin etlerinin karsisinda caine'in cicekleri yandiginda cok kotu kokar ve tanri'yi memnun etmez. bir dahaki sefer tekrar tanri'ya bir kurban vermeleri gerektiginde caine bu sefer hazinelerin icinde en kiymetli olanini, biricik kardesini tanri'ya sunmayi secer. icindeki tanri sevgisi kardesini kurban vermesine sebep olur. ilk cinayeti islemistir ve cennetten atilip land of noda yollanir. yapayalniz ac susuz bitap bi haldeyken karsisina lilith cikar. caine'in karnini doyurur, onu korur, isitir. caine nasil koskoca bi hiclikten bütün bunlari yaratabildigini sordugundaysa, lilith ona uyandigini soyler ve tabi caine de uyandirilmak ister. lilith de ona kanindan icirip, onu uyandirir.

 

ilk once michael gelir caine'in yanına. affedildigini soyler, cennete geri donmesini ister ama caine kendini affedemedigi icin geri donmez. michael onu lanetler, sonsuza kadar o ve ogullari atesten korkacaktir. sonra raphael gelir. affedildigini soyler. caine yine geri donmeyecegini soylediginde ise bu sefer o ve ogullarinin bir daha günesi goremeyeceklerini soyler ona raphael. sonra uriel gelir. caine affedilmeyi istemez. uriel de caine'in ve ogullarinin artik sadece kül ve kan yiyeceklerini, hic bir insani özelliklerinin kalmayacagini, bir ölü gibi olucak fakat hic ölmeyeceklerini söyler. en son gabriel gelir. tanri'nin bagislayici oldugunu ve onun ve ogullarinin onunde hala bagislanmak icin bir sanslari oldugunu anlatip gider. caine artik tamamen uyanmistir ve yeryuzunde o ve ogullari sonsuza kadar uzerlerindeki lanetle yasayacaklardir.

 

İlk zamanları düşünüyorum

 

uzun zaman öncesini

 

İlk zamanları konuşuyorum

 

en eski Babamdan

 

İlk zamanların ve Karanlığın çöküşünün

 

şarkısını söylüyorum

 

 

 

Nod’da,

 

Cennet’in ışığının

 

geceyi aydınlattığı,

 

ve ailemizin gözyaşlarının

 

yerleri ıslattığı yerde

 

 

 

Her birimiz kendi yolumuzda,

 

yaşama hazırlanıyor

 

ve topraktan besinimizi alıyorduk

 

 

 

Ve ben, ilk doğan Caine, Ben,

 

keskin şeylerle,

 

kara tohumlar ektim

 

onları toprakta ıslattım

 

onlara baktım, büyümelerini izledim

 

 

 

Ve Abel, ikinci doğan Abel

 

hayvanlara baktı

 

kanlı doğumlarına yardım etti

 

onları besledi, büyümelerini izledi

 

 

 

Benim kardeşim, onu sevdim,

 

O en zekiydi,

 

en sevimliydi,

 

en güçlüydü.

 

O tüm neşemin ilk parçasıydı.

 

 

 

Sonra bir gün

 

Babamız bize dedi ki,

 

Caine, Abel

 

Yukarıdaki’ne kurban vermeniz lazım –

 

sahip olduğunuz her şeyin

 

ilk parçasının hediyesi

 

 

 

Ve ben, ilk doğan Caine, Ben

 

gevrek filizleri topladım

 

en parlak meyveleri

 

en tatlı çimenleri

 

 

 

Ve Abel, ikinci doğan, Abel

 

en genci kesti,

 

en güçlüyü

 

en tatlı olan hayvanını

 

 

 

Babamızın sunağı üzerinde

 

kurbanlarımızı yatırdık

 

ve onların altında bir ateş yaktık

 

ve dumanın onları taşımasını izledik

 

Yukarıdaki Tek olana

 

 

 

Abel’ın kurbanı, ikinci doğanın,

 

Yukarıdaki Tek olana güzel koktu

 

ve Abel kutsandı.

 

Ve, Ben, ilk doğan Caine, Ben

 

sırtımdan vuruldum

 

zalim bir söz ve lanetle,

 

kurbanım değersiz görüldüğü için.

 

 

 

Abel’ın kurbanına baktım,

 

hala tütüyor, et, kan.

 

Ağladım, gözyaşlarımı tuttum

 

gece gündüz dua ettim

 

 

 

Ve Babamız

 

tekrar kurban zamanı

 

geldi dedi

 

 

 

Ve Abel,

 

genç olanını,

 

tatlı olanını

 

en sevdiğini sundu

 

sunak ateşine

 

 

 

Ben götürmedim

 

en genç olanını,

 

en tatlısını

 

Yukarıdaki Tek olanın

 

istemeyeceğini bildiğim için

 

 

 

Ve kardeşim,

 

sevdiğim Abel

 

bana dedi ki

 

“Caine, getirmemişsin kurbanını,

 

sahip olduğun her şeyin

 

ilk parçasının hediyesini

 

Yukarıdaki Tek için

 

sunak taşında yakmaya.”

 

 

 

Sevgi gözyaşları akıttım,

 

keskin şeylerle,

 

kurban ettim tüm neşemin ilk parçasını,

 

kardeşimi.

 

 

 

Ve Abel’ın kanı

 

sunak taşını kapladı

 

ve güzel koktu

 

yandığı gibi

 

 

 

Fakat Babam dedi ki

 

“Lanetli olan, Caine,

 

kardeşini öldürmüş olan.

 

Benim gibi

 

sen de kovulacaksın.”

 

 

 

Ve ben Karanlıkta amaçsızca dolaşmam için

 

Nod diyarına sürdü.

 

 

 

Karanlıkta uçtum

 

Işık kaynağı göremedim, korktum.

 

Ve yalnızdım.

 

 

 

 

 

 

 

Lilith’in Gelişi

 

 

 

Karanlıkta yalnızdım

 

Ve açlık hissettim.

 

Karanlıkta yalnızdım

 

Ve soğuğu hissettim.

 

Karanlıkta yalnızdım

 

Ve ağladım.

 

 

 

Sonra oradan bana geldi

 

hoş bir ses,

 

tatlı bir ses,

 

Yardımın kelimeleri.

 

Bitişin kelimeleri.

 

 

 

Bir kadın, karanlık ve sevecen,

 

gözleri oyulmuş,

 

Karanlığın içinden bana geldi.

 

 

 

“Hikayeni biliyorum Nod’lu Caine.”

 

dedi gülümseyerek.

 

“Açsın. Gel! Benim yiyeceğim var.

 

Üşümüşsün. Gel! Benim giysilerim var.

 

Üzgünsün. Gel! Benim rahatlığım var.”

 

 

 

“Kim benim gibi Lanetli birini rahatlatabilir?

 

Kim beni giydirir?

 

Kim beni besler?”

 

 

 

“Ben Babanın ilk karısıyım,

 

Yukarıdaki Tek olanı reddeden

 

ve Karanlığın içinde Özgürlüğe kavuşan.

 

Ben Lilith’im.

 

 

 

Bir zamanlar, ben de üşüdüm,

 

ve benim için sıcaklık yoktu.

 

Bir zamanlar, ben de açtım,

 

ve benim için yiyecek yoktu.

 

Bir zamanlar, ben de üzgündüm,

 

ve benim için rahatlık yoktu.”

 

 

 

Beni aldı, beni besledi.

 

Beni giydirdi.

 

Onun kollarında, rahatlığı buldum.

 

Ağladım,

 

gözlerimden kanlar süzülene kadar

 

ve O, onları öperek aldı benden.

 

 

 

 

 

Lillith’in Büyüsü

 

 

 

Ve bir süreliğine

 

Lilith’in Evi’ne yerleştim

 

ve sordum ona

 

“Karanlığın Dışında,

 

nasıl inşa ettin bu yeri?

 

Nasıl yaptın giysileri?

 

Nasıl yetiştirdin yiyecekleri?”

 

 

 

Ve Lilith gülümsedi ve dedi ki,

 

“Senden farklı olarak, ben Uyanmıştım.

 

Etrafında Örülen ağları görürüm.

 

Gücün dışında olan ihtiyaçlarımı yaparım.”

 

 

 

“Beni de Uyandır, Lilith,” dedim.

 

“İhtiyacım var bu Güç için.

 

Sonra, kendi giysilerimi yapabilirim,

 

kendi yiyeceğimi yapabilirim,

 

kendi Evimi yapabilirim.”

 

 

 

Kaygı Lilith’in alnını kırıştırdı.

 

“Uyanışının sana ne yapabileceğini bilmiyorum,

 

Baban tarafından gerçekten Lanetlendiğin için.

 

Ölebilirsin.

 

Sonsuza kadar değişebilirsin.”

 

 

 

Caine dedi ki,

 

“Güç olmadan yaşam,

 

tam bir yaşam olmayacak.

 

Hediyelerin olmazsa ölebilirim.

 

Senin Kölen olarak yaşamayacağım.”

 

 

 

Lilith beni sevdi, bunu biliyordum.

 

Lilith sorduğum her şeyi yapardı,

 

buna rağmen bunu istemedi.

 

 

 

Ve Lilith, parlak gözlü Lilith,

 

beni Uyandırdı.

 

Kendini bir bıçakla kesti

 

akıttı benim için kanını bir kaseye.

 

Susamışça içtim. Tatlıydı.

 

 

 

Ve sonra Cehennem’e düştüm.

 

Sonsuza kadar düştüm,

 

düştüm Karanlığın en dibine kadar.

 

 

 

 

 

 

 

Caine’in Baştan Çıkarılması

 

 

 

Ve Karanlıktan

 

parıldayan bir ışık geldi

 

gecenin içinde bir ateş.

 

Ve büyük melek Mikail

 

bana kendini gösterdi.

 

Korkmadım. Ne işi olduğunu sordum.

 

 

 

Mikail, Cennetin Generali,

 

kutsal Alev’in taşıyıcısı,

 

bana dedi,

 

“Adem’in oğlu, Havva’nın oğlu, suçun büyük,

 

ve Babamın merhameti de büyük.

 

Yaptığın kötülükten pişman olmayacak,

 

ve O’nun merhametinin seni yıkayıp temizlemesine

 

izin vermeyecek misin?”

 

 

 

Ve Mikail’e dedim ki,

 

“Yukarıdaki Tek olanın lütfuyla değil,

 

kendim gururumla yaşayacağım.”

 

 

 

Mikail lanetledi beni, dedi ki,

 

“O zaman, bu toprakta yürüdükçe,

 

sen ve senin çocukların yaşayan ateşimden korkacak,

 

ateşim sizi derinden yakıp, etinizin tadını çıkaracak.”

 

 

 

Ve sabah, İsrafil geldi

 

alev kanatlarıyla,

 

ufku aydınlatan,

 

Güneşin sürücüsü,

 

koruyucusu Doğu’nun.

 

 

 

İsrafil konuştu,

 

“Caine, Adem’in oğlu, Havva’nın oğlu,

 

kardeşin Abel seni ve günahlarını affetti.

 

Yaptığın kötülükten pişman olmayacak,

 

her şeye kadir olanın merhametini kabul edecek misin?”

 

 

 

Ve İsrafil’e dedim ki

 

“Abel’ın affıyla değil,

 

ancak kendimi affedersem var olabilirim.”

 

 

 

İsrafil lanetledi beni, dedi ki,

 

“O zaman, bu toprakta yürüdükçe,

 

sen ve senin çocukların gün doğumundan korkacak,

 

ve güneşin ışıkları seni ateş gibi yakmak için arayacak

 

nerede saklanırsan saklan.

 

Şimdi Saklan, Güneşin gazabını senin üzerine göndermesi için.”

 

 

 

Fakat bu topraklarda saklanacak bir yer buldum

 

ve Güneşin yakıcı ışıklarından saklandım.

 

Derinlerinde toprağın, Dünyanın Işığı

 

Gecenin dağları arkasında saklanana kadar uyudum.

 

 

 

Günlerce süren uykumdan uyandığımda,

 

nazikçe çırpınan kanatların sesini duydum

 

ve Azrail’in siyah kanatlarını gördüm etrafımı kaplamış halde-

 

Azrail, biçici, Ölümün meleği,

 

karanlıkta yaşayan kara Azrail.

 

 

 

Azrail sessizce konuştu, bana dedi

 

“Adem’in oğlu, Havva’nın oğlu,

 

her şeye kadir olan Tanrı seni ve günahlarını bağışladı.

 

Onun merhametini kabul edip

 

seni almamı ve seni lanetsiz bir şekilde

 

ödülüne götürmemi kabul eder misin?”

 

 

 

Ve kara kanatlı Azrail’e dedim ki,

 

“Yukarıdaki Tek olanın merhametiyle değil,

 

kendi merhametimle yaşayacağım.

 

Ben ne isem oyum, ben ne yaptıysam yaptım,

 

ve bu hiçbir zaman değişmeyecek.”

 

 

 

ve sonra, korkunç Azrail yoluyla

 

her şeye kadir Tanrı beni lanetledi, dedi ki.

 

“O zaman, bu toprakta yürüdükçe,

 

sen ve senin çocukların Karanlığa tutunacaklar.

 

Sadece kan içeceksin

 

Sadece kül yiyeceksin

 

Her zaman ölümde olduğun gibi olacaksın,

 

Hiç ölemeden, yaşamaya devam edeceksin.

 

Sonsuza kadar karanlıkta yürüyeceksin,

 

dokunduğun her şey ufalanarak yok olacak,

 

son güne kadar.”

 

 

 

Kederli bir şekilde feryat ettim,

 

bu korkunç lanete ve

 

etimdeki yırtılışa.

 

 

 

Kan ağladım.

 

Gözyaşlarımı bir kasede topladım

 

ve içtim.

 

 

 

Hüzün içeceğimden

 

kafamı yukarı kaldırdığımda

 

büyük melek Cebrail,

 

nazik Cebrail,

 

Cebrail, Merhametin Efendisi

 

bana göründü.

 

 

 

Ve büyük melek Cebrail bana dedi ki,

 

“Adem’in oğlu, Havva’nın oğlu,

 

Farkına var, Babamızın merhameti

 

senin tahmin edebileceğinden daha büyük

 

hatta önünde Merhametin yolu açıldı,

 

ve sen bu yola Golconda diyeceksin.

 

Ve bunu çocuklarına anlat,

 

bu yoldan gelip,

 

tekrar Işıkta yaşayabilirler.”

 

 

 

Ve bununla birlikte, karanlık kalktı,

 

bir maske gibi

 

ve tek ışık

 

Lilith’in parlak gözleriydi.

 

 

 

Bana bakıyordu, biliyordum

 

ve Uyanmıştım.

 

 

 

Enerjim bana doğru akın ettiğinde

 

nasıl şimşek kadar hızlı hareket edeceğimi [sürat]

 

nasıl dünyanın gücünü ödünç alabileceğimi [Güç]

 

nasıl taş gibi olabileceğimi [Dayanıklılık]

 

keşfettim.

 

Bir zamanlar aldığım nefes gibiydiler.

 

 

 

Lilith sonra bana

 

avcılardan kendini nasıl sakladığını [Şaşırtmak]

 

itaate nasıl emredeceğimi [Hükmetmek]

 

ve nasıl saygı talep edeceğimi [Duruş]

 

gösterdi.

 

 

 

Sonra, Uyanışımla birlikte,

 

şekil değiştirmenin yolunu [Değişkenlik]

 

hayvanlara hükmetmenin yolunu [Hayvanlık]

 

gözlerimle geçmiş görüşleri izlemenin yolunu [Himaye]

 

buldum.

 

 

 

Sonra Lilith geldi ve durmamı emretti, dedi ki,

 

sınırlarımı aşmışım,

 

çok ileri gitmişim

 

varlığımı tehdit etmeye başlamışım.

 

 

 

Güçlerini kullandı ve bana durmamı emretti.

 

Güçleri yüzünden, onu dinledim,

 

fakat derinlerimde bir yerde bir tohum ekildi,

 

isyanın tohumu

 

Bir Gece, kendime geldiğimde,

 

sonsuz imkanları gördüm yıldızlarda

 

ve biliyordum ki

 

gücün yolu ve kanın yolu

 

onlara sahip olmam için bekliyordu,

 

ve fark ettim ki bu Son Yol,

 

diğer yolların yetişip büyüyeceği yoldu.

 

 

 

Yeni güçlerimle,

 

beni Karanlığın Hanımına bağlayan bağları kırdım,

 

o gece Lanetliler Kraliçesini bıraktım,

 

kendimi gölgelerde gizleyerek,

 

Nod diyarından kaçtım

 

ve sonunda bir yere geldim,

 

onun iblislerinin bile bulamayacağı bir yere.

 

Book of Nod kitabından birebir çeviridir. Kitabın sadece Yaratılış ve Caine'in Vampir Oluşu bölümünü içerir

 

 

daha fazlası ise BURADA

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...