Jump to content

Bizim Ortaya Çıkmamızı İster misiniz?


beatrice

Önerilen Mesajlar

"Dünyayı sadece sevginin üstünlüğü değiştirebilir!"

"Görünmemizin gerekip gerekmediğine karar verin!"

 

Bu mesajı size kimin yazdığının önemi yoktur ve zihninizde anonim olarak kalmalıdır. Önemli olan bu mesaja ilişkin ne yapacağınızdır! Her biriniz kendi özgür iradenizi kullanarak mutlu olmayı istersiniz. Özgür iradeniz sizin kendi gücünüz çerçevesindeki bilginize, mutluluğunuzda alıp verdiğiniz sevgiye bağlıdır. Gelişimin bu evresinde tüm bilinçli ırklar gibi sizler de kendi gezegeninizde kendinizi izole olmuş hissediyor ve bu durumun etkisiyle kendi kaderinize mutlak gözüyle bakıyorsunuz. Ama yine de küçük bir azınlığın farkında olduğu büyük bir değişimin eşiğindesiniz. Kendi seçiminizin dışında sizin geleceğinizi değiştirmek bizim sorumluluğumuzda değildir.

 

Bu mesajı dünya çapında bir referandum olarak alın. Ve yanıtınızı da bir oylama olarak düşünün. Biz kimiz? İnsanlığın binlerce yıldır tanık olduğu açıklanamayan göksel olaylarla ilgili ne bilim adamlarınız ne de dini liderleriniz ortak bir fikir oluşturabilmiş değiller. İnançlar ne denli saygı duyulur olsa da, doğruyu ve gerçeği bilmek için bu inanç filtrelerinin dışına çıkılması gerekir. Artan sayıdaki bilinmeyen araştırmacılarınız yeni bilginin yollarını keşfediyor ve realiteye çok yaklaşıyorlar. Bugün uygarlığınız içinde bir okyanus kadar büyük bilginin içinden özellikle sizi daha az üzecek kısmının çok küçük bir parçası ortaya dökülmüştür. Özellikle son elli yılda tarihinizde saçma veya inanılmaz görünen olaylar daha sıklıkla olasılık ve farkındalık alanına girmiştir. Geleceğin daha da sürprizlerle dolu olduğunu bilin.

 

En iyiyi olduğu kadar en kötüyü de keşfedeceksiniz. Galaksideki milyarlarcası gibi bizler de "dünya-dışılar" olarak adlandırılan ve gerçekliğimizin fark edilmesi zor bilinçli varlıklarız. Sizinle bizim aramızda önemli bir fark olmadığı gibi iki taraf da evrimleşmenin belirli aşamalarını deneyimlemekteler. Herhangi organize bir yapının hiyerarşisi bizim iç ilişkilerimiz için de geçerlidir. Birçok ırkların bilgeliği üzerine kurulmuş kendi hiyerarşimizin onayıyla sizinle iletişime geçmekteyiz. Birçoğunuz gibi biz de Yüce Varlığı arama yolundayız. Bu nedenle bizler tanrılar değiliz, ya da daha az tanrı değiliz, ancak Kozmik Kardeşlik'te sizlerle hemen hemen eşit yerlerdeyiz. Fiziksel olarak bir biçimde sizden farklı olmamıza karşın, çoğumuz insanımsı görünümlüyüz.

 

Bizim var olduğumuz bir gerçek, ama henüz çoğunluğunuzun algılamadığı bir durum bu. Bizi anlamayı başaramadınız çünkü bizim, çoğu zaman sizin duyularınız ve ölçümleriniz içinde görünmemiz olası değildi. İşte tarihinizdeki bu boşluğu bu anda doldurmaya niyet ediyoruz. Biz ortak bir karar almış bulunuyoruz, ama bu yeterli değil ve sizinkine de gereksinimimiz var. Bu mesajla sizler karar-alıcılar haline geleceksiniz! Biz neden görünür değiliz? Evrimin belirli aşamalarında kozmik "insanlık" bilimin yeni biçimlerini keşfederek, maddenin kolay anlaşılırlığının ötesine geçti. Yapılandırılmış demateryalizasyon ve materyalizasyon onların parçasıdır. İşte insanlığın birkaç laboratuarda ulaştığı budur. "dünya-dışı" varlıklarla kurdukları yakın işbirliği ile tehlikeli uzlaşma, kimi temsilcileriniz tarafından sizden özellikle saklı tutulmuştur.

Havaya ya da uzaya ait objeler veya olağanüstülük diye tanımladığınız durumlar sizin bilimsel topluluğunuz tarafından anlaşılmış durumdadır. Sizin UFO'lar olarak adlandırdıklarınız aslında çok boyutlu yetenekleri olan uzay gemileridir. Birçok insan bu tür gemilerle, görerek, işiterek, dokunarak veya medyumik bağlantılar kurdular. Kimileri gizil güçler etkisinde bırakılarak sizi "yönetir" duruma getirildi. Sizin bu gemileri nadiren ya da kısa sürelerde görüyor olmanızın nedeni onların demateryalize olma özelliklerindendir. Siz gözünüzle görmediğinizin var olduğuna da inanmazsınız, bunu anlayışla karşılıyoruz. Gözlemlerin çoğu bağımsız bireyler tarafından yapılmıştı, ruhlarına ulaştı ama organize sistemi değiştirmedi. İnsanlığın oligarşisinde negatif çok boyutlu varlıkların rolü oldu, kendi güçlerinin tatbikatını yaptılar, kendi varlıklarını orada tutmak ve bilinmeyeni zapt etmek için sağduyu motive ettiler. Bizim için sağduyu, insanın özgür iradesine saygılı olmak ve böylece onların kendi meselelerinde kendilerine ait teknik, ruhsal olgunluğa erişebilmelerine izin vermek demektir.

 

İnsanlığın Galaktik uygarlıklar ailesine dahil olması çok önemlidir ve dört gözle beklenmektedir. Bizler gün ışığında geniş bir kitle halinde size görünür hale gelir ve sizin bu birliğe katılmanız için size yardım edebiliriz. Bugüne dek bunu yapmadık, çünkü içinizden çok azı bunu gerçekten istedi, cehalet vardı, kayıtsızlık veya korku vardı ve durumu haklı çıkaracak aciliyet söz konusu değildi.

 

Sizler zaman içinde karşılıklı katkılarla zenginleştirilmiş birçok geleneklerin döllerisiniz. Hedefiniz bu kökleri ortak bir plan altında birleştirmektir. Kültürlerinizin görünüşleri sizleri birbirinizden ayrı tutmuştur, çünkü onu varlığınızda böyle içselleştirdiniz. Artık görünüş sizin için Süptil doğanızın özünden daha önemli hale gelmiştir. Bölgedeki güçler için görünüşe verilen önemin yaygınlığı herhangi bir tehlike karşısında siperler oluşturmaktadır. Ona yine zenginliği ve güzelliğiyle saygılı olmak ama görünüşlerin üstesinden gelmek gerekmektedir.

 

Bunu anlamak için ulaşabileceğiniz çözümler giderek artmaktadır. Yöntemlerden biri, bir başka ırkla bağlantıya geçip gerçekte ne olduğunuzun size yansımasının imgelenmesidir. Nadir durumlar dışında, kendi yetenekleriniz içinde geleceğinize ait bireysel veya toplumsal kararlarınızda biz her zaman dışarıda durduk, çok nadir durumlarda çok sayılı zamanlarda çok az katkımız oldu. Sizin derin psikolojik yanınızı kendi bilgimizle motive ettik. Sonuçta biz her gün adım adım özgürlüğün inşa edilmesi, varlığın kendisinin ve çevresinin farkındalığına uyanması, kısıtlamalardan ve uyuşukluktan giderek uzaklaşması kısmına ulaştık. Cesur ve istekli sayısız insan bilinçlerine karşın, uyuşukluklar, büyüyen merkezi gücün yararına yapay olarak oluşturuldu. Ama gelişmiş teknolojilerin büyümesi ve kullanılmasıyla insanlık kendi yazgısının kontrolünü giderek daha çok yitirmektedir. Dünyayı, insanları ve tüm canlıları ilgilendiren yaşam koşullarına ilişkin geri dönüşü olmayan öldürücü sonuçlar yaratılmaktadır. Hayatı yaşanabilir kılan olağanüstü yeteneklerinizi yavaş, ama kesin bir biçimde yitiriyorsunuz.

Bu gibi teknolojiler sizin zihniniz kadar bedeninizi de etkilemek için vardır. Böyle planlar yoldadır. Olası efendilerinizle karanlık niyettekilerin birlikteliklerine karşın, bu durum yine de kendi yaratıcı gücünüzü içinizde tuttuğunuzda değişip dönüşebilir. İşte bizim görünmez durmamızın nedeni budur. Her ne olacaksa artık o kırılma noktasına gelmiş durumdadır.

 

Fetihler hemen her zaman diğerlerine zarar vermek için yapılmıştır. Şimdi dünya herkesin birbirini tanıdığı ancak hala çatışmaların ve her türlü korkunun ısrarlı süre ve yoğunlukta yaşandığı bir köy haline dönmüştür. Çocuklarınızın eğitimi ve yaşam koşullarınız kadar sayısız hayvanın, bitkinin yaşam koşulları da sizin politik, finansal, askeri ve dini temsilcileriniz gibi az sayıdaki kişinin elinin altında tutulmaktadır. Oysa bağımsız bireyler olarak insanlar, yazık ki üzerinde ciddiyetle çalışamadıkları birçok potansiyel yetenekleri de barındırırlar.

 

Gelişmenin harikulade olanakları boyun eğdirici ve yıkıcı tehditlere yakın durmaktadır. Bu tehlikeler ve fırsatlar şimdi var. Her ne kadar siz sadece size gösterileni algılasanız da, uzun-dönemli ortak projeyi başlatmak yerine doğal kaynakların sonunun getirilmesi programlanmış durumdadır. Kaynaklarınızın kıtlığı ve onların haksız dağıtımı, kaynaklarınızdan yararlanma bedeli gün be gün yükselecektir. Kentleriniz ve kırsal kesimlerinizin tam ortasında büyük çapta kardeş kardeşi öldürür durumlar yaşanacaktır maalesef. Nefret ve kin daha çok büyüyor ve aynı şekilde "Sevgi" de öyle. Sizi çözümler bulmada kendinizden emin kılan budur. Ancak kritik kütle yetersizdir ve çok usta yöntemle baltalama işi düzenlenmiş durumdadır. Geçmiş alışkanlıkların ve eğitimin şekillendirdiği insan davranışları içinde var olan bir çeşit uyuşuk bakış açısı sizi çıkmaz sokağa götürmekte.

 

Barışın getirilmesi ve halklarınızın yeniden yapılanması kendi dışınızdaki uygarlıklarla uyum için atılacak ilk adım olmalıdır. Bugünkü kararlarınız, tarihinizin hiçbir döneminde olmadığı kadar önemlidir ve sizin yarın yaşamda kalmanızı anlamlı biçimde etkileyecektir. Bu kör koşuyu durduracak ortak ve birleştirici farkındalık nereden gelecektir? Belki de artık insanlık ailesiyle yüz yüze gelip onları tartmakta olan bu tehdit karşısında daha büyük bir etkileşim içinde olmanın zamanı gelmiştir. Yükselen büyük dalga ulaştığı yerden artık ortaya çıkmak üzeredir ve kendi içinde çok olumlu ve çok olumsuz ifadeleri barındırmaktadır.

 

Bir başka uygarlıkla kozmik kontrat yapmanın iki yolu vardır: Temsilciler kanalıyla veya ayırım gözetmeksizin doğrudan bağımsız bireylerle. Birinci yol çıkarların savaşını, ikinci yol farkındalık getirir. Birinci yol, insanlığı kölelikte tutarak motive olan bir gurup yarışçı tarafından seçilmiştir ve bu nedenle de Dünya kaynaklarının kontrolünü, gen havuzunu ve insanın duygusal enerjisini elinde tutar. İkinci yol, hizmet Ruhu nedeniyle ortaklık oluşturmuş yarış gurubu tarafından seçilmiştir.

 

Biz, bizim tarafımızda, tarafsız nedeni onayladık ve kendimizi birkaç yıl önce insan gücünü temsil eden kişilere tanıttık, onlar bizim kendilerine uzanmış elimizi kendi stratejik görüşleriyle bağdaşmayacağı bahanesiyle reddettiler. İşte bu nedenle bugün temsilcilerin araya girmesi olmadan bireylerin kendi seçimlerini yapma zamanıdır.

Negatif varlıklar, bölme yöntemiyle görünenin arkasından yönetimlerini her türlü bedeli ödemeye hazır sürdürmektedirler, çünkü saltanatları söz konusudur! Aynı zamanda sizi yönetenleri de bölüyorlar. Güçlerini, içinizde yarattıkları güvensizlik ve korku yeteneklerinden alıyorlar. Bu, sizin kozmik doğanızı hatırı sayılır biçimde zedelemektedir. Eğer bu kişilerin yönlendirmeleri ve öğretileri kendi en üst noktasına ulaşmamış ve önümüzdeki birkaç yıl içinde sapkınlıkları ve öldürücü planları hayata geçecek duruma gelmiyor olsaydı bu mesajın da önemi olmayacaktı.

 

Onların belirledikleri sürecin sonu yakındır ve insanlık yakın dönemde büyük acılar çekecektir. Özgür iradenizin paha biçilmez değerinin farkında olun, size bir alternatif sunuyoruz. Size daha sağlıklı görünen bir evren ve yaşam, yapıcı etkileşim, dürüst ve kardeşçe ilişkiler, teknik bilgi, acının kökünü kurutmak, bağımsız güçlerin denetlenmiş çalışması, enerjinin yeni şekillerine ulaşabilmeniz ve sonuç olarak da bilinci daha iyi kavramanız gibi olanaklar sağlayabiliriz. Sizin ortak ve bireysel korkularınızı aşmanızı sağlayamaz, sizin seçmediğiniz yasaları sizin için oluşturamayız. Birey olarak ve ortak çaba göstererek kendi istediğiniz dünyayı yaratmak ve ruhun yeni göklerinin serüvenlerini yaşamak için kendiniz çalışmalısınız.

 

Böyle bir temasa geçmeye karar verirseniz, evrenin bu bölgesinde kardeşlik dengesinin koruyucusu olmanın büyük sevincini yaşayacağız. Karşılıklı ve verimli diplomatik alışverişler yanında kendi yeteneğinizi birleştirmenizin coşkusunu, başarınızın yoğun sevincini ve mutluluğunu duyacağız. Sevinç duymak evrende kutsal olarak tanımlanır. Peki size hangi soruyu soruyoruz? "BİZİM ORTAYA ÇIKMAMIZI İSTER MİSİNİZ?" Bu soruyu nasıl yanıtlarsınız? Ruhun gerçeği, telepatik yolla okunabilir.

Kendinize sadece bu soruyu açık biçimde sorup yine kendi seçiminize göre ister birey, ister gurup olarak yanıtınızı yine açık ve net olarak vermeniz gerekir. SORUYU SORMANIZIN AKABİNDE EVET veya HAYIR derken bir kentin merkezinde ya da bir çölün ortasında olmanız yanıtınızın değerini etkilemez! Sadece kendinizle konuşur gibi ama mesajı düşünerek bunu yapabilirsiniz.

 

Sadece birkaç kelime içeren bu evrensel soru kendi bağlamına konulduğunda güçlü bir anlam ifade eder. Bunu yaparken duraksayıp tereddüt etmeyin. İşte bu nedenle de sakin bir biçimde ve tüm vicdanınızı katarak üzerinde düşünmelisiniz. Yanıtınızın soruyla mükemmel biçimde birleşip bütünleşmesi için mesajı bir kez daha okuduktan sonra yanıtı vermeniz önerilir. Bunun için acele etmeyin. Nefes alın ve tüm özgür irade gücünüzün sizi güçsüzleştiren sorunları birkaç dakika için unutun ki kendiniz olabilin. Ortaya çıkan gücü hissedin. Siz kendi denetiminizdesiniz. Tek bir düşünce, tek bir yanıt sizin yakın geleceğinizi öyle ya da böyle muazzam biçimde değiştirebilir. Kendi iç sesinize sorarak bizim sizin maddi alanınızda görünmemize ilişkin aldığınız bireysel ve bağımsız kararınıza bağlı olarak sizin maddi planınızda açık gün ışığında görünmemiz bizim için çok değerli ve gereklidir. Yürekten ve kendi isteğinizle yaptığınız içten dileğiniz, her zaman gönderdiğiniz kişilerce algılanır.

 

İnsanlığın doğuşunu Kardeşlikle kolaylaştırabilirsiniz. Sizin düşünürlerinizden biri bir keresinde şöyle demişti: "bana bir el verin-tutun ve ben Dünya'yı kaldırayım". Bu mesaj yaygınlaştırıldığında el-tutmanın gücünü kazanacak, biz ışık-yılları uzunluğundaki maniveladakiler ve siz Dünya'yı kaldıracak ustalar... Bizim ortaya çıkmamız önemlidir. Olumlu kararın sonuçları ne olabilir? Bizim için, olumlu ortak kararın sonucu gökyüzünüzde ve Dünya üzerinde birçok gemimizin materyalize olmasıdır. Sizin için, böyle bir durumun emin olduğunuz şeylerden süratle vazgeçmenizi doğrudan etkileyecek olmasıdır. Basit, şüpheleri ortadan kaldıran görsel iletişim geleceğinize çok büyük ölçüde yansıyacak, daha çok bilgi, sonsuza dek değişmiş olacaktır.

 

Toplumunuzdaki kurumlar her alanda tamamen ve köklü değişimlere uğrayacaklar ve güç bireyselleşecektir çünkü bizim de yaşamakta olduğumuzu göreceksiniz. Kendi değerlerinizi somut bir biçimde değiştireceksiniz. Bizim gösterdiğimiz "bilinmeyen" karşısında insanlık tekil aileyi oluşturacaktır ki bizim için işin en önemli kısmı budur. Tehlike yavaşça eriyip evlerinizi terk edecek, çünkü siz dolaylı olarak istenmeyenin yani bizim "üçüncü parti" diye adlandırdıklarımızın karşısında bir güç oluşturacaksınız. Şimdiki durumda aç olan gülümseyemez, korku dolu olan bize hoşgeldiniz diyemez. Biz erkeklerin, kadınların ve çocukların içlerinde taşıdıkları ışığa karşın kendi bedenlerinde ve yüreklerinde yine de bu denli yoksunluk içinde olmalarından büyük üzüntü duyuyoruz. Bu ışık sizin geleceğiniz olabilir. İlişkimiz gelişmeye açıktır.

 

Durum her ne olursa olsun, siz kendi yüreğiniz ve ruhunuzun bilirkişisisiniz! Seçiminiz ne olursa olsun, saygıdeğerdir ve saygı görecektir. Kararınız ne olursa olsun onu ortaya koymalısınız. Siz kendi iç sesinize ve sezgilerinize sormalısınız. İşte asıl olan budur! Binlerce yıl sonra, bir gün, bu seçim kaçınılmaz olacaktı: iki bilinmeyenden birini seçmek.

 

Bu mesajı geniş kitlelere yayın. Bu sizin geleceğinizi ve milenyumlar ölçeğinde geri dönüşü olmayan tarihsel gidişi etkileyecektir. Aksi halde birçok yıl, hiç değilse bir nesil sonraki bir zamana yeni bir fırsat olarak ertelenecektir, eğer hayatta kalırsa tabii. Seçmemek diğer kişilerin seçimi içindedir. Diğerlerini bilgilendirmemek, haberdar etmemek birinin beklentisine zıt bir sonucun ortaya çıkması riskini getirecektir. Kayıtsız kalmak birinin özgür iradesinden vazgeçmesidir. Hepsi sizin geleceğiniz için.

 

Evrende bireysel her bir istek önemsenir. Siz hala kendi yazgınızın mimarısınız...

Bizim ortaya çıkmamızı ister misiniz? ….

 

(alıntıdır)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bence çıkmayın en azından Türkiyede:)Hala ufo taşlıyoruz tarlalarda o bakımdan...Köklü bi değişimin içerisine doğru sürüklendiğimiz siteden bi kaç kişiyle detaylı olarak konuşmuştum zaten...Üzerine böyle bi konu güzel oldu bi yandan:)Bi de siz belki ne alaka diyeceksiniz ama özellikle son zamanlarda nedensiz uyku bozuklukları ve hatta geceleri hiç uyumamak isteyen ya da uyuyamayanlar var mı aramızda...Bi çok tanıdığımda aynı belirtinin başlaması üzerine burada da sormak istedim.....Paylaşım için de saol bu arada:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

e hadi çıkın desem çıkacak mısınız?Zaten dünya karışıyor biz çıkın demesek sanırım yakın zamanda bu çıkmalar olmaya başlıyacak 27 ağustostan sonra dünya şaşıracak doğal denge bozulacak bence hiç bişey olmasada doğada ki değişikliği herkes gözleriyle şahit olacak...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sonuna kadar okumadım ama saçma gelen kısmı bunu ne zaman kime anlattılar? neden varolduklarına dair sadece sözel bi kanıt bıraktılar, madem ortaya çıkmak istiyorlar ve bizden karar vermemizi istiyorlar o halde mehmet ali brandla 32. güne bekliyoruz. Böyle saçmalıkları görüp dudyukça inancımda kalmıyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bence ortaya çıksınlar artık ne o yıllardır bir görünüp bir kaybolmalar.Bizden mi korkuyorlar diyeceğim ki onlar bizden çok daha ileri seviyedeler...Kısacası çok istiyorlarsa görünsünler bizzat ben gönüllüyüm gelsinler görüşelim anlaşalım :rofl:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Evet Çıkmanızı İsterim Heleki Kendi Toplumumuz için bir genellemedirki.Egitimsiz İşsiz.Kendini Degiştirmeyen Asosyal Bir Kaynagı bile tam okumadan karar verebilen yetenege sahip oldugunu düşünen ve bir yorumu bile düzgün yapamayan,sonunda herşeye komedi ve mizahi bakan en çok kopyacılıgı beceren ama onuda dogru yapamayan,Bir cisimden farkı kalmayan.Geçmişini Bilmeyen,Önünü Göremeyen,Ezbere Yaşayan,Çevresine ve kendisine bir saygısı olmayan bir medeniyer olduk. Ve Bir Gün Gelecek Oturup Kara kara Düşünecektir Hayat Boyu Ne Yaptım Ne Yapamadım Diye Ama Görecektirki Bomboş Bir Kutu. Malesef Üzülerek Söylemek istiyorumki Belkide YAzacak Çok Şey Vardır Ama Dünyanın Düzeni Bozuldu.Ülkemiz ise ALLAH'ımıza Emanet....

 

TÜM PAYLAŞIMCI ARKADAŞLARA SAYGILARIMLA......

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

2 türlü düşünüyorum 1 emperyalist tarikatlar az gelişmiş ancak çok güçlü değerleri olan ülkeleri bölme amacı ile ve milliyetçi duygularını kırma amacı ile bu tür beyin yıkıyıcı ve beklenti iiçine girecek yazılar yazıyorlar.. herşeyi bırakma manasında

2 bu gerçektir ve dedikleride doğrudur ancak... madem insan gibisiniz o zman telepati ile gerçekten bilen ve inananlar ile dışarıdda irtibata geçin?

--------------------

exberk gerçekten haklısın ve senin gibi düşünüyorum serseri pislik çoğaldı Atamıza bile ayyaş diyen ama kim olduğunu bile bilmeyen gerzeklerle aynı toplumdayız üstelik kendi geçmişimiz ve kendi gücümüzü yok eden tek toplumuz sanırım..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

sorunlara çözüm getirmemekten veya onları öylece kabul etmekten bahsetmemekle birlikte, sorunları çözmek için önce kendimizi görmemiz gerekir. bundan yıllarca önce ülkemiz böyle sınavlardan geçti. fakat kimse ders almıyor, hatta, aksine daha da pusuyor. olayların sorumlularını, dışarda emperyalist ya da sosyalist devletlerde, içerde de daha özgür, daha demokratik yaşamak isteyen insanlarda aradılar. fakat kimse durup bu ülke içinde, içerden ülkeyi bitirmeye çalışan ve bazı duyguları sömüren bir grup kendini bilmez, insanlıktan çıkmış yaratığın yönlendirmeleriyle kendi ülkesinde yaşayan insanları (onlara göre bu geçerli bir terim değil tabiki) katledenin aslında kim olduğunu görmedi. hala da görmüyorlar. haşmetli bir devlet büyüğümüz zamanında bu olaylar için "iti ite kırdırdık" demişti. elmanın içindeki kurtları yanlış tarafta aramayalım. evet dışarıdaki etkilerden söz etmemek mümkün değil ama kendimizi kandırmayalım. bunu engellemek için neler yapıyoruz bir düşünelim.

ayrıca, birilerinin kiminle, nerde ve ne zaman, ne amaçla buluşacağı bazı kesimleri hiç ilgilendirmez. şu an bu forumdaki insanların neyden bahsettiğini anlamayan ve bunların saçmalıktan ibaret olduğunu düşünen milyonlarca insana göre bizim burada bulunmamızda zararlı bir durum. hatta bazılarına göre ülkeye zarar bile veriyoruz burada bulunmakla... ama kendi arayışında insanlar benzerlerine ihtiyaç duyarlar. hani "insan sosyal varlıktır" olayı buradan gelir. birinin, diğer bir başka kişiye "git kardeşim, madem ruhsalsın telepati kur" demesi kadar saçma bir kelime duymamıştım. özelliklede böyle bir yerde üyeliği bulunan birinin demesi çok daha ironik ve üzücü bir durum. sizi bu bakımdan kınamıyorum, çünkü daha görmenizin zamanı değil. umarım en kısa zamanda başkalarının bakış açısından da görmeye çalışırsınız.

son olarak, bu ülkenin kurulmasına önderlik eden kişiye ayyaş diyen zihniyet, bakış açısını tamamiyle kapatmış kişiliktir ve bu insanların mevcut görüşe zıt olan bir görüşü olduğu için çamur atmaktan öteye geçemez. ve hepimiz biliriz ki güneş balçıkla sıvanmaz...

neyse, verilmek istenen ruhsal mesajı anlamayanlara bir tekrar daha yapmak istiyorum. sevgi her şeyden güçlüdür, ve eğer siz önce tam olarak kendinizi sevemezseniz, başka hiçbir şeyi özünde sevemezsiniz. o kıvılcımı bir kez çaktığınızda, tanrının ne olduğunu o zaman anlayacaksınız. bir önceki yazdığım yazıda verdiğim adresi önyargıyla okuyacaklar varsa, asla girmesinler. dediğim gibi oradakilere inanıp inanmamak değil sorun. asıl önemli nokta verilen mesajın özünü "algılayabilmek". kendi kültürüm kendi kültürüm diyip yanıp tutuşanlarda mevlana' nın öğretilerinden çok aydınlatıcı bir şekilde yararlanabilirler, çünkü ikiside özünde aynı şeyden bahsetmekte aslında. haa, eğer ruhsal bir araştırmacıysanız eğer ikisini de okuyun, hatta her şeyi okuyun, ama önce önyargısız tabiki...;)

sevgiler...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

çıksınlar ama önce belli bir topluluğa kendilerini göstersinler ve iletişim içinde olunmalı ve programlı nasıl insanlara kanıksatarak bunu yapacaklarını, mantık çerçevesinde karar versinler...

ve ilk önce beni arasınlar :p ama gelmeden haber versinler sarma börek falan yapiim :))))

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yanilmiyorsam atlantik okyanusu altinda mu yada atlantis uygarliklarina ait tapinaklar piramitler filan varmis temasa gecilen uzaylilar orda daha once dunyada yasayan insanligin anti madde silahi yaptigini ve evrende tek olmak icin onu kulladigi soyleniyor eger insan oglu o silahi tekrar okyanustan cikarirsa cok kotu olaylar olacakmis cunku silah hala kullanima hazir olarak piramit icinde duruyormus bulursa amerika filan siz gorun o zaman uzaylilarin dunyayaya nasil akin ettigini tum evreni etkileyecek bir silahmis maddeyi filan yok ettigi gibi ruhsal gucleride yok edecek gucu varmis...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bu mesaj kimden geldiyse ona sesleniyorum

Kim olduğunuzu tahmin edebiliyorum ve niye müdahalede bulunmak istediğinizide. İnsanlığın atlamış olduğu ufak şeylerin ne kadar çok büyümüş olduğunun farkındayım ve bunların gelişimin yanlış yönde ilerlemesine neden olduğunun da farkındayım

İnsanlar olağan üstü bişey olmadığı sürece veya müdahale edilmediği sürece değişime izin vermeyeceklerdir ve mükemmelliğe giden yolu bulamayacaklardır. Ancak bu insanların sorumluluğundadır eğer siz gereksiz yere müdahale ederseniz sizin karşılaşacağınız sorunlarda olacaktır. İnsanların karşısına şak diye çıkamazsınız müdahalede bulunamazsınız sadece ufak tiyolar verebilirsiniz ve bunlar maalesef bu yolla olmaz herkes bu yazıyı okumaz.

Beklemiş olduğunuz cevabı ise ben veriyorum

İnsanlar yapmış oldukları tüm yanlışlara rağmen olağan üstü varlıklar ve bunun için bir şansı hak etteklerini düşünüyorum ve ortaya çıkmanızın zamanının geldiğini düşünüyorum.

Benim tavsiyem önce imkansıza öğrenmeyi öğretin gerisini kendileri bulacaktır.

Ve eğer gerçekten böyle bir soru varsa ve biriyle başlanması gerekiyorsa ilk önce benimle başlayın

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Şöyle bir düşündümde.. İnsanlar savaşmayı bıraksalar..Her yıl 1 milyar doları askeri ihtiyaçlar ve savunma için harcamasalar.. Birbirlerini öldürmek yerine birbirlerini yaşatmak için çalışsalar.. Harcadıkları dünyalar kadar parayı birleştirip yeni bir dünya yapsalar.. Her santimini yaşanacak mükemmel bir yer haline getirseler.. Farklılaşıp zıtlaşmak yerine birleşip güçlenseler.. Sonsuz sevgi ve huzuru yaşayabilseler.. Korkusuzca.. Daha doğrusu korkacak birşey kalmasa.. Ne kadar da güzel olurdu..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bu yazı 50 farklı dilde 1 gecede butun dunya ulkelerinin ufo ile ilgili sitelerine upload edilmistir... yazarı bilinememekte. yani bir insan dahi olsa, bir gecede 50 farklı dile düzgün bicimde cevirmeyi başarmak hayli zor olsa gerek :)

Ashtar_Sheran tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bu yazı 50 farklı dilde 1 gecede butun dunya ulkelerinin ufo ile ilgili sitelerine upload edilmistir... yazarı bilinememekte. yani bir insan dahi olsa, bir gecede 50 farklı dile düzgün bicimde cevirmeyi başarmak hayli zor olsa gerek :)

 

Ne yazık ki bir varsayımdan öteye gidemiyor. :)

Ashtar_Sheran tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...