karşim sana prosesi anlatayım. kimya mühedisiyim proses benden sorulur.
öldüğün vakit ruh denen gudubet aslında yüksek titreşimli maddeden ibaret olan eterik sümük, ana kalıba olan kordon bağını kopararak beden üzerindeki sanal kontrolü komple kaybeder. o andan itibaren fiziksel boyutla paralel ama farklı düzlemdesin. ilk şaşkınlık tabi zor olur. kaç yıl yaşadın ve ne kadar anı biriktirdiysen hepsinin düşük astral boyutlu gösterimleri sana gelir ve sanki gerçekmiş gibi seninle iletişime geçer. bu bir ev olur, bir eyleminin tekrarlanması, bir cinayetin, bir öksürüğün, mastürbasyonunla çıkan spermlerinin kendi kendine büyüyerek çift kafalı bir goril olması, yaptığın bir kara büyünün gerisin geri seni cehennemler kadar uzun sürecek lanetlere sevk etmesi, çok özlediğin birinin görüntüsü, işinden kazandığın paraların buğulu yanıltıcı serapları gibi aklına gelebilecek her şey eterik büzük abzürd kırılgan frekanslı ruh madde- bilincine gelerek sana oyunlar oynar.
bu şekildeki evreye spatyom denir. bu evrenin uzunluğu eğer dünyadayken buna hazırlandıysan kısa, yok bu konulardan bi haber isen uzun yüzyıllar sürmüş denli uzun gelir. bu evre işte bizim müslüm semavicilerin cennet veya cehennem diye gördükleri ıslak rüyaların spatyomik yansımasıdır sadece.
sonraaa gelelim hakiki şeylere. shit begins now. spatyom sonrası ruhsal koruyucu melekler diye bizim ruhselmancı hödük ruhçuların deyimiyle tebliğ eden koruyucu 3 BUUT(daha boyut diyemeyen eski türkçecilerin kustuğu celselerden ne beklersin zaten) ötesi bilinçler seni ilahi adı altındaki bir başka materyal hegemonyanın altında reenkarnasyona zorlayacaklar.
tıpkı bankaların şu kadar farkla yeni kredi verelim faiz %0 palavraları gibi seni kandırmaya çalışacak ve bir dahakine kralsın boooğğluuummmm diyecekler. HAYIR diyeceksin. evet dersen daha beter şartlarda boş yalan bir hedef uğruna bedenlenecek ve astral parazitlere yem olacaksın ham ham. hatta çok fazla bu yolla enkarnasyona kandırılan saflar nihayetinde yaşadıkları aşırı travmanın etkisiyle sonsuz ızdırabın güç vaatlerine kanarak şeytan'ın cehennem lejyonlarına katılırlar. işte burası şaka değil. buraya katılırsan o ferahlatıcı sarı ışığı bir daha asla göremezsin. işte orada kenan doğuludan kandırdım şarkısı şeytanın düetiyle kulaklarında çalar.
neyse bu aptal melekimsi soytarıları da geçtikten sonra artık serbestsin. uzayın görünmeyen ince titreşimli samanyolu kara deliğinin ötesinde üzülerek fark edeceksin ki ne tanrı var ne melek abicim. bunu yaş ilerleyince göreceksin. ve sana ne yapacağını söyleyeyim mi ?
tüm o aldatmacalara rağmen, tüm o sahtelikleri bilmene rağmen, tüm o korkunç dünya ızdıraplarına rağmen ne yapacaksın biliyor musun ?
Uzay ve sonsuzluk o kadar yalnız, o kadar soğuk, o kadar kimsesiz gelecek ki bir saniye bile kalmak seni delirtecek, kendi isteğinle dünyaya geleceksin.
Çünkü dünyadaki o kaba madde örtünün arkasında biraz olsun bu korkunç gerçeklikleri unutup hayallerle, karşı cinsle, oyalanacak şeyler ve düşlerle kendini avutabilirsin.ama ruh halindeyken kozmozun içindeki sonsuz yalnızlığının seni yakıp kavurabileceği o dayanılmaz yalnızlıklar ve sığınaksızlara asla dayanamayacaksın.
yoksa yok efendim tekamülmüş, yok efendim spiritüel evrimmiş fasa fiso osuruktan tayyare.
her şey tek bir şeyin etrafında dönüyor. AŞK. AŞK.AŞK.
onun ateşi olmadan, karşı tamamlayıcı cins enerjisinin ateşinde yanmadan dünyaların krallığını verseler tatmin olmayacak ve O'nu bulmak için yine dünyaya döneceksin. İşte ruhun azap yüklü ancak bu gururlu sıcak huzur, sevgi, aşk arayışı bizi buraya itti. ruhun geldiği yer tam da senin durduğun, senin aradığın yerdir. gökte arama yerde ara. aşkı ara. gerisi hikaye. öptüm.